Yine söz konusu ihbarnameye süresi içinde itiraz edilmiş ve birinci haciz ihbarnamesine süresi içinde cevap verildiği halde ikinci haciz ihbarnamesinin tanzim edilmesinin İİK m.89'a aykırı olduğu belirtildiği, ikinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz edilmesine rağmen Karaman İcra Müdürlüğünün 30/07/2021 tarihli 30/07/2021 tebellüğ tarihli üçüncü haciz ihbarnamesi Kurumumuzca tebellüğ edildiği, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89 uncu maddesi ile ilgili diğer mevzuat hükümleri uyarınca birinci haciz ihbarnamesine süresi içinde cevap verilmesi halinde ikinci haciz ihbarnamesinin ve pek tabi üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderilemeyeceği düzenlenmiş olduğundan, şikayetin kabulü çüncü haciz ihbarnamesinin iptaline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yine, haciz işlemi talimat yoluyla değil de doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayetleri incelemede yetkilidir. Somut olayda; davacı vekili, icra müdürü tarafından borçlu hakkında uygulanan ihtiyati haciz kararının icrası sırasında borçlunun haczi kabil olmayan menkulleri hakkında haciz uygulandığını belirterek, haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasını talep etmiştir. ... 6. İcra Müdürlüğünün 2018/3933 E. sayılı takip dosyasında borçlunun borca yeter taşınır mallarının haczinin tatbikine karar verilmesi talep edilmiş olup haciz nokta haczi niteliğinde olmadığından uyuşmazlığın ... 3. İcra Mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince ... 3. İcra Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca borçlu hakkında ticari ve iktisadi bütünlük kararı verilmesi nedeniyle takibin durdurulması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Torbalı İcra Müdürlüğünün 2019/4841 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine İzmir 8....
Maddesi gereğince yapılan müdürlük işlemini şikayet ile istihkak davasının aynı esas numarası altında görülemeyeceğini,nitekim mahkemenin davayı icra memur muamelesini şikayet olarak gördüğünü,davalı şirket çalışanı Gökçe Gökbulut un beyanında Selim Erbaş ın şirket içerisinde olduğunu dışarıdan destekli makine bakımlarını yaptığını açıkça dile getirdiğini,haciz sırasında Selim Erbaş ın haciz mahallinde bulunmadığının tutanak altına geçirildiğini,davacının eşi Eren Erbaş adına kayıtlı aracın organize sanayi böygesine giriş çıkış yapabilmesi için SB müdürlüğünden belge alındığını prosedür gereği üçüncü kişi şirketin adının geçtiğini, şirketin kurulduğu andan bu yana üç ortakla faaliyetine devam ettiğini,borçlu şirketin ise 2013 yılında kurulduğunu, istihkak iddia eden şirketin aylık 500 ton strec film üretimi yaptığını,üretiminin çoğunu ihraç ettiğini,haczi yapılan malların faturalarını mahkemeye sunduklarını bu malların borçlu firmanın muhtemelen borca batıklığından çok önce alındığını,yurt...
Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet (icra memur muamelesi) Dava, kiralananın boşaltılması ve boş olarak teslimi talebinin reddine ilişkin .../.../2013 günlü icra memurunun işlemini şikayete ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli ... ....... Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 03/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca 3. kişinin tapu iptal ve tescil kararı nedeniyle haczin kaldırılması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Dairemizin 04/11/2020 tarihli 2020/2453 Esas, 2021/1697 Karar sayılı kararı ile HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemiz kararına karşı davalı vekilince temyiz yoluna başvurulmuş olup, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 10/02/2022 tarih ve 2021/8368 Esas, 2022/1571 Karar sayılı kararı ile kararın bozulmasına karar verilmiş, Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 1020. maddesi uyarınca tapu sicili aleni olup, hiç kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez. İcra müdürünün haciz işlemini gerçekleştirdiği sırada, bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir....
Diğer davalılar yönünden yapılan incelemede ise, Taşınmazın tapu kaydına icra müdürlüğünce haciz konulduğu 11/01/2018 tarihinde borçlu T11 adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşıldığından, icra memurunun haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Taşınmazın Silifke 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/105 E 2018/192 K sayılı kararı gereğince borçlu yanında davacılar adına da hisseli olarak tesciline karar verildiği anlaşılmış ve kararın hacizden sonra kesinleştiği tespit edilmiştir. Sonradan mahkemeden tapu iptal ve tescil kararı alınması hacizlerin fekkine dair karar alınmadığı sürece duruma etkili değildir. Şikayetçinin dayanak yaptığı Silifke 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/105 E 2018/192 K sayılı kararda, sadece iptal ve tescil ile yetinilmiş, hacizlerin kaldırılması ile ilgili bir hükme yer verilmemiştir. İcra müdürü haciz işlemini yaparken bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/1650 esas sayılı dosyasında davacı alacaklı, borçlunun bir kısım taşınmaz ve banka hesaplarına haciz konulmasını talep etmiş, 01/12/2021 tarihli söz konusu talep 02/12/2021 tarihli memur muamelesi ile reddedilmiştir. Her ne kadar, şikayet konusu memur işleminin 1 numaralı bendinde alacaklı tarafın sorgulama talebinin reddine karar verilmiş ise de; alacaklı vekilinin talep dilekçesinde herhangi bir sorgu talebi bulunmadığından sorgulama talebinin reddine dair verilen memur kararı isabetsizdir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca icra memur işleminin iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, takip borçlusunun murisinden intikal edecek araçtaki hissesine haciz konulmak istendiği, borçlunun mirası reddettiğine dair mahkeme kararının 12/12/2017 tarihinde kesinleşmesinden sonra haciz işlemlerinin tatbik edildiği, bu durumda haciz tarihi itibariyle takip borçlusu adına kayıtlı bir araçtan söz edilemeyeceği, mirasın reddi ile mirası reddedenin hissesinin diğer mirasçılara intikal etmesi nedeniyle davacıların taraf sıfatlarının bulunduğu, istem bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olduğundan süresiz şikayete başvurulabileceği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca memur işlemini şikayete ilişkindir. Somut olayda, 20/04/2012 tarihinde yapılan ihalenin kesinleşmesi ve ihale bedelinin yatırılması üzerine icra müdürlüğünce İİK'nın 135. maddesi uyarınca tescil işlemi yapılması için yazı yazıldığı ancak tapuda tescil işleminin yapılmadığı, ihale tarihi itibariyle mülkiyetin davacıya geçtiği sabit olmakla birlikte icra müdürlüğünce ancak ihale tarihinden önceki takyidatlardan ari olarak tescil sağlanabileceği, tescil işleminin gecikmesi nedeniyle taşınmaz tapuda davacı adına kayıtlı olmadığından eski malikin borcu nedeniyle haciz konulması durumunda, bu haczin kaldırılmasının haciz konulan icra dosyasından talep edilmesi gerektiği anlaşılmakla davacının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....