WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünce yapılmış olsa da uyuşmazlığın davacının usulsüz tebligat şikayetine ilişkin olduğu anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Bakırköy 10. İcra Hukuk Mahkemesine aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince; Bakırköy 10. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 29/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra müdürlüğü, alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorundadır. Ancak borçlu haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurabilir. Şikayet, icra dairelerinin hukuka aykırı işlemlerinin iptali veya düzeltilmesini sağlamak için kabul edilmiş olan kendine özgü bir kanun yoludur. Şikayet yoluna, şikayete konu işlemin iptal ettirilmesinde hukuken korunmaya değer yararı olan, alacaklı, borçlu veya üçüncü kişiler başvurabilir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; alacaklı tarafça, 04.06.2021 tarihinde, T1 alacaklı olduğu dosyalar sorgusu sonucu gelen İstanbul Anadolu 7. İcra Dairesi 2020/1930 İcra Dosyasına haciz konulmasının talep edildiği, icra müdürlüğünce 11.11.2021 tarihinde talebin kabulüne karar verildiği ve aynı tarihte haciz yazısının yazıldığı, İstanbul Anadolu 7....

    da yapılan hacze ilişkin istihkak davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı, 29/01/2016 tarihinde borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan ve haciz tarihi itibariyle de fiilen faaliyette bulunduğu adrese gidilerek borçluya ait menkullerin haczedildiğini, istihkak iddiasının mal kaçırmak için muvazaalı olarak öne sürüldüğünü belirterek öncelikle haczin İİK’nin 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına ilişkin müdürlük kararının iptaline, olmadığı takdirde istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkemece haciz yapılan adresin borçlunun adresi ile aynı olmadığı, malların borçluya ait olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dava, alacaklının memur muamelesini şikayeti ile terditli olarak açtığı İİK’nın 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir....

      karar verilmesine yer olmadığına, işlem icra memur işleminin şikayeti niteliğinde olduğundan davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir....

      Maddeye göre tebliğin yapılarak takibin kesinleştirildiği, alacaklı tarafından şirket adresinde ve kurucu ortak davacı T1 adresinde haciz yapılmasının talep edildiği görülmüştür. Davacı tarafça borçlu şirketin ortağı olduğu, kendisine bildirim yapılmadan, şirket borçlarından doğrudan sorumlu olmayan ortağın konutuna hacze gidilmesine izin veren ve talimat yazan icra müdürlüğü işleminin hatalı olduğu belirtilerek icra memur muamelesinin iptalini talep etmiştir. İİK’nun 82. vd. maddeleri nazara alındığında, icra müdürünce alacaklının gösterdiği adreste haciz işlemini yapması gerekli olup icra müdürünün haciz talebini reddetme yetkisi bulunmamaktadır. Somut olayda da icra müdürünün gösterilen adreste haciz işleminin gerçekleştirilmesi yönünde yazılan talimat şikayet konusu yapılmıştır. Eğer 3.kişi haczi yapılan yerin borçluya ait olmadığı iddiasında ise icra müdürü tarafından beyanları zapta geçirilip, İİK'nun 96. ve bunu izleyen maddelerdeki prosedürün uygulanması gerekir....

      Taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine dava konusu menkullerin değerinin de belirlenmiş olması gerekir ki haciz tutanağında mahcuz menkullerin değerinin belirlendiğine dair kayıt mevcut değildir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde tebligatın iptalini talep ettiğini, fakat öğrenme tarihlerinin tebliğ tarihi olarak kabulünü talep etmediğini, mahkemece davacının talebinde olmayan bir şeyin kabulüne karar verilemeyeceğini, bu nedenle mahkemece tebligat tarihinin düzeltilemeyeceğini, davacının borca itirazının olmadığı, herhangi bir talebinin bulunmadığını, tebligat tarihinin değişmesinde borçlunun hukuki bir menfaati bulunmadığını, borca itiraz sebebi içermeyen dava dilekçesi nedeni ile dava açmakta borçlunun hukuki menfaati bulunmadığını, memur muamelesi şikayeti nedeni ile aleyhlerine vekalet ücreti takdir edilemeyeceğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....

      2008 yılından bu güne kadar davacı hakkında birçok haciz işlemi yapılmış olmasına rağmen davacının üzerine kayıtlı taşınmazların satışa çıkarılacağı anlaşınca hukuka aykırı huzurdaki şikayeti yaptığını, yeni öğrenme gerekçesi ile süresiz şikayeti korumasından yararlanamayacağını, icra müdürlüğüne teslim edilmeyen malların satışı mümkün olmadığından menkul haczin düştüğüne yönelik iddianın kabulünün mümkün olmadığını, taşkın hacze yönelik itirazların da yersiz olduğunu beyanla, şikayetin reddine, davacının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kambiyo senedine dayalı ilamsız takipte icra memur işlemini şikayet sebebiyle yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        Aynı Kanun'un 110. maddesinde ise; “Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar” hükmü yer almaktadır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte taşınmazı devralan davacı 3. kişinin, taşınmaz üzerindeki haczin İİK'nun 106-110. maddelerine göre kaldırılması istemini, alacaklı tarafından 06.01.2014 tarihinde satış talep edilip aynı gün satış masrafı yatırılmış olmasından haczin düşmediği gerekçesiyle reddeden memur işlemini şikayet ettiği görülmüştür. Mahkemece, 17.01.2013 tarihinde haczedilen taşınmazın 06.01.2014 tarihinde süresi içinde satışının talep edildiği ancak bu talebin 06.01.2014 tarihinde icra müdürlüğünce henüz kıymet takdiri yaptırılıp kesinleşmediğinden reddedildiği, satış talebi reddedildiğinden satış talebi kalmadığı ve taşınmazın haczinin düştüğü gerekçesiyle istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu