Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. 1-Talep, memur muamelesini şikayete ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamının 3. bendinde; icra memur muamelesini şikayette, husumetin, şikayete konu işlemin lehine olduğu kişiye yöneltilmesi gerektiği, hasım gösterilmemesinin ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesinin talebin reddini gerektirmeyeceği, (Yargıtay 12....

    Bu kapsamda yapılan incelemede; her ne kadar icra dosyasında borçlu vekili Av.Mehmet Ender Çelik'in baroda kayıtlı adresine posta ile tebligat yapılmış ise de, PTT Müdürlüğüne Dairemizce yazılan yazıya verilen 4787 sayılı yazıda Av. Mehmet Ender Çelik'in UETS'de kayıtlı e-tebligat adresinin bulunduğu, adresin 13.02.2019 tarihinde aktif edildiği ve tebligat alımına hazır hale getirildiği bildirilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca, elektronik tebligat adresi olan avukatlara, tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, şikayet süreye tabi değildir....

    Olayda ise, yakınıcı vekilinin şikayeti üzerine bir ön inceleme başlatıldığı ancak, görevlilerin isimleri, görevleri ve olaya katılış biçimleri ile sorumlulukları tespit edilmeden, …TL. lık teminat mektubunu usulsüz olarak nakde dönüştürmekten sorumlu yetkililer hakkında soruşturma izni verilmemesine karar verildiği anlaşıldığından, yakınıcı vekilinin itirazının kabulüne, soruşturma izni verilmemesine ilişkin … Bakanının … gün ve … sayılı kararının kaldırılmasına ve yetkili merci tarafından görevlilerin isimleri ile eyleme katılma biçimlerinin tespit edilerek, ifadeleri de alınmak suretiyle ön inceleme yapılıp rapor düzenlenmesi, soruşturma izni (verilmesine yada verilmemesine) kararı verilmesi ve gerekli tebligat yapıldıktan sonra itiraz edilmesi halinde eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerine çevrilmesine, kararın bir örneğinin bilgi için yakınıcı vekiline gönderilmesine 13.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; haczin borçlunun tebligat adresinde yapıldığı davacının borçlu şirketin eski ortağı olduğu, vergi kaydı değişmiş olmasına rağmen davacı ve borçlunun aynı işyerini kullandığı haciz sırasında borçluya ait belgelerin bulunduğu mahkemenin 2010/345-435 esas - karar sayılı dosyasında mahcuzların borçluya ait olduğunun ileri sürüldüğü davacıyla borçlu şirket arasında devir ve diğer işlemlerle birlikte muvazaa olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış 3.kişinin istihkak davası ile memur muamelesini şikayete ilişkindir. Her iki dava da süre,harç,yargılama prosedürü yönünden farklı usule tabi olduğundan mahkemece dava tefrik edilerek yargılamaya istihkak ve memur muamelesini şikayet olarak ayrı ayrı bakılması ve sonucuna göre ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Uyuşmazlık memur muamelesini şikayete ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 04.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı vekili tarafından 23/10/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi verildiğinden, İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra takibi durdurulması ve 23/10/2020 tarihinde konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin icra memur işlemi şikayet konusu edilmiştir. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmayıp, usulsüz tebligat şikayeti kararının infazı için kesinleşmesi gerektiğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmadığından, davalının yasal süresi içinde borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına ve itiraz tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

          Şikayetçi vekili, iptali istenen sıra cetvelinin kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatı alan ... isimli şahsın kendi çalışanı olmayıp tebligatı almaya da yetkili olmadığını, tebligat usulsüz olduğundan şikayetin süresinde yapıldığını ileri sürmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun .... maddesi “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını ... edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde ... edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmeliğin .... maddesi "Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını ... edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

            Tebligat memurunun öncelikle Tebligat Kanunu'nun 13. maddesine göre, yetkilinin iş yerinde bulunmadığının tespitinden sonra, hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine tebligat yapması gerektiği, ancak kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği zorunlu olup, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine tebligat yapılabilir. Bu kişilerin tebligatı almaktan imtina etmeleri halinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 31. maddeleri gereğince tebligat yapılması gerekir. Tebligat mazbatasında hazır bulunan işçi Emrah Hastürk'ün imzadan imtina ettiğine dair açıklama yoktur....

            Dava dilekçesinde davacının takipten 14/12/2020 tarihinde haberdar olduğu belirtilmiş ve 15/12/2020 tarihinde icra dosyasına itiraz edilmesi karşısında, davacının icra takibini öğrendiğini bildirdiği tarihe göre, 11/03/2021 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabul edilmesi doğru olmamıştır. Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmaması karşısında, takip kesinleşmiş olmakla, icra müdürlüğünün 11/02/2021 ve 05/03/2021 tarihli kararlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacının icra memur işlemlerine yönelik şikayeti de yerinde görülmemiştir....

            SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, "Kanuna Aykırı Memur Muamelesini" şikayette bulunduğunu, ancak şikayeti süresinde gerçekleştirmediğini İcra ve İflas Kanununun 26. maddesinde ”Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.'' hükmünün amir olduğunu, davacı vekili 13/05/2022 tarihinde dosyaya vekaletname sunarak icra muamelesini öğrenip iş bu davayı 24/05/2022 tarihinde açtığını, tarihlere bakıldığında bahse konu şikayet yasal süresi içerisinde olmadığını bu nedenlerle esasa girilmeden davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu