Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet (icra memur muamelesi) Uyuşmazlık, İİK.nun 16/1 maddesi gereğince icra memur muamelesini şikayete ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 24/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Açıklanan nedenlerle; yerel mahkemenin usulsüz tebliğe ilişkin gerekçesi yerinde değil ise de, sonucu itibariyle şikayete konu tebligat usulsüz kabul edildiğinden mahkemece bu yönden verilen kararda isabetsizlik olmadığı ancak mahkemece usulsüz tebligat şikayeti dışındaki talepler yönünden herhangi bir karar verilmemiş ise de, istinafa gelen tarafın sıfatı nazara alındığında bu husus eleştirilmekle yetinilmiş olup, davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin HMK'nun 353/1- b,1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İnceleme konusu karar usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına, 3- İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, 4- İnceleme HMK'nun 353. maddesi gereğince duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine...

    Davacı alacaklı vekilinin bu durdurma kararına karşı İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı icra memur muamelesine şikayet davasında bozmadan sonra yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verilmiş ve davalı borçlu vekilinin temyizden vazgeçmesi üzerine verilen karar kesinleşmiştir. Tebligat usulsüz olsa dahi bu husus borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesince tespit edilmeden icra müdürlüğü kendiliğinden ya da borçlunun talebi üzerine tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle iptâline karar veremeyeceğinden 22.03.2012 tarihli tebligatın iptâli ve takibin durdurulması kararı yanlış olmuştur....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından şikayetçinin annesine ödeme emrinin memur vasıtası ile 18.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ evrakında " Borçlunun annesine elden tebliğ ettim." şerhinin yer aldığı, muhatabın o anda adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin muhatabın annesine yapılan tebliğ işleminin TK'nun 16 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddelerine ve tebligat mazbatasına memur vasıtası ile tebliğ yapılması sebebinin gösterilmemesi nedeniyle Tebligat Kanunu'nun 2/1 maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 5/2 maddesine aykırı olduğu usule aykırı tebliğin hükmünün 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddesinde düzenlenmiş olduğu ,tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabın tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin aksinin ise,...

      (II)"Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkı ise, tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nın 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/983 KARAR NO : 2022/1803 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NİKSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İCRA HUKUK) TARİHİ : 09/04/2021 NUMARASI : 2021/4 ESAS - 2021/13 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Niksar İcra Müdürlüğünün 2011/1409 Esas sayılı dosyasında müvekkilinin maaşı üzerine haciz konulduğunu, konulan bu haczin haksız, hukuka aykırı ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bunun Niksar İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/45 Esas sayılı dosyası ile tespit edildiğini ev ödeme emrinin iptal edilerek öğrenme tarihinin düzeltildiğini, bu 2019/45 Esas sayılı dosyasında müvekkilinin usulsüz tebligat yanında borcada itiraz ettiğini, bunun açıkça görüldüğünü, bu nedenle hacizlerin kaldırılarak...

      Mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinde de bulunduğu gözetilerek öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin incelenip, şikayet yerinde görülerek tebligat tarihinin düzeltilmesi ve buna göre başvurunun süresinde bulunması halinde, işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek doğrudan işin esası incelenmek suretiyle hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatm usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E. - 91/344 K. sayılı karan). Somut olayda: Şikayete konu takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 12.09.2019 tarihinde "Borç Muhtırası" tebliğ edildiği görülmektedir. Şikayetçinin ise borç muhtırasına yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayeti olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 12.09.2019 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 04.01.2021 tarihinde mahkememize yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....

        Ayrıca usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesi gerektiğine dair özel yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Somut olayda, Çeşme İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/139 Esas sayılı dosyasında verilen 28/10/2020 tarihli kararla " borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin tebliğ tarihinin 18/09/2020 olarak düzeltilmesine, borçlu T1 21/09/2020 tarihli itirazının süresinde olduğunun tespitine" karar verildiği, buna göre ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir. Ödeme ve icra emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi davasında memur muamelesini şikayet Uyuşmazlık, satış memurunun muamelesinin şikayet yolu ile düzeltilmesi istemidir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi Yargıtay 12. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle, dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu