Tebligat memurunun öncelikle Tebligat Kanunu'nun 13. maddesine göre, yetkilinin iş yerinde bulunmadığının tespitinden sonra, hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine tebligat yapması gerektiği, ancak kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği zorunlu olup, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine tebligat yapılabilir. Bu kişilerin tebligatı almaktan imtina etmeleri halinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 31. maddeleri gereğince tebligat yapılması gerekir. Tebligat mazbatasında hazır bulunan işçi Emrah Hastürk'ün imzadan imtina ettiğine dair açıklama yoktur....
Dava dilekçesinde davacının takipten 14/12/2020 tarihinde haberdar olduğu belirtilmiş ve 15/12/2020 tarihinde icra dosyasına itiraz edilmesi karşısında, davacının icra takibini öğrendiğini bildirdiği tarihe göre, 11/03/2021 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabul edilmesi doğru olmamıştır. Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmaması karşısında, takip kesinleşmiş olmakla, icra müdürlüğünün 11/02/2021 ve 05/03/2021 tarihli kararlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacının icra memur işlemlerine yönelik şikayeti de yerinde görülmemiştir....
Borçlu Belediye'nin 07.02.2013 tarihli şikayeti sonucu .....İcra Hukuk Mahkemesi'nin 01.04.2014 gün ve 2014/136 Esas sayılı kararı ile icra emrinin "davacı borçlunun takip talebindeki alacak miktarının 1/2'sinden sorumlu olduğu" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesi kararı ile daha önce 1/2'sinden sorumlu olduğu belirlenen ilamdan kaynaklı borcu ödediği yönündeki başvurusu İİK'nun 33. maddesine göre icranın geri bırakılması istemi olup icra mahkemesinde incelenip karara bağlanmalıdır. Banka hesaplarının haczedilemeyeceği yönündeki başvuru ise İİK'nun 41. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken İİK'nun 16. maddesinde düzenlenen memur muamelesini şikayet olup her iki başvurununda icra mahkemesine yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. İtiraz ve şikayetin esası değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddi doğru değildir....
Şikayetçi vekili, iptali istenen sıra cetvelinin kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatı alan ... isimli şahsın kendi çalışanı olmayıp tebligatı almaya da yetkili olmadığını, tebligat usulsüz olduğundan şikayetin süresinde yapıldığını ileri sürmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun .... maddesi “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını ... edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde ... edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmeliğin .... maddesi "Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını ... edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Uyuşmazlık, icra memur muamelesini şikayete ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından davacı şirket aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde ''Tüzel kişiliğin temsilcisi tebliğ anında adresinde bulunmaması , çarşıda olması nedeniyle daimi işçisi Berna Büyüktaş imzasına tebliğ edilmiştir.'' şeklinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, takip borçlusu vekilinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle şikayette bulunduğu, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 31/05/2021 olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmüştür. Tüzel kişilere yapılacak tebligat Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerinde düzenlenmiş olup bu yasal düzenlemelere göre; tebligatın yetkili temsilciye, bunlar birden çok ise, yalnız birine yapılması gereklidir....
Takip dosyası incelendiğinde, şikayetçi borçlu tarafından yapılan meskeniyet şikayeti neticesinde, ... 6.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 19.09.2012 tarih ve 2011/777 Esas, 2012/944 Karar sayılı kararı ile "taşınmazın 200.000 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına, borçlunun ekonomik ve sosyal durumuna uygun kendisine taşınmaz alabilmesi için satıştan kalan 200.000 TL'nin kendisine ayrılmasına" karar verildiği, yine borçlu tarafından, ihaleden önce ... ... 3.İcra Hukuk Mahkemesi'ne (2014/755 Esas) yapılan başvuruda, usulsüz tebligat şikayeti ve meskeniyet şikayetinde bulunulup satışın durdurulmasının istendiği, mahkemece, satışın durdurulması talebi reddedilerek 02.12.2014 tarihinde (ihaleden sonraki tarihte) meskeniyet şikayeti yönünden yetkisizlik kararı verildiği, borçlunun, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti çerçevesinde belirlenen bedelin, güncel verilere göre yeniden tespiti talepli olarak ... 21.İcra Hukuk Mahkemesi'ne (2014/280 Esas) yaptığı başvurunun ise, satış durdurulmaksızın...
Maddesine göre yapılmasına engel teşkil etmediğini, davacı tarafından tebligatın hasma tebliğ edilmesi sebebiyle tebligatın usulsüz olduğu iddiasının kanuna aykırı olduğunu, mahkeme, tebligatın usulsüz tebliğ edildiği tespitini yaparak müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmettiğini, her ne kadar davacı dava dilekçesinde davalı taraf olarak müvekkili bankayı göstermiş olsa da, memur muamelesini şikayet yolunda işlem memur tarafından yapıldığını, Ödeme emrinin tebliğ edilmesi veya ödeme emrinin adreste kime tespit edileceğine karar vermek gibi işlemler taraflarının müdahil olduğu işlemler olmadığını aksine bu işlemler doğrudan memur tarafından yapılan işlemler olup, kanuna aykırı yapılan memur işlemlerinden alacaklı olarak taraflarından sorumlu tutulmasının düşünülemeyeceğini, davanın usulden reddedilmesi gerekirken esasa girilerek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili banka aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hukuki...
Bu ilkeler ışığında, yukarıda da ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere, dava dilekçesi içeriğindeki anlatımdan ve davacının temyiz dilekçesindeki beyanından, uyuşmazlığın, memur muamelesini şikayet niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 79/2. maddesi uyarınca haczolunacak mallar başka yerde ise icra müdürü haczin yapılmasını malların bulunduğu yerin icra dairesine yazacağı talimat ile sağlar. Bu durumda hacizle ilgili şikayetler, talimat icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir. Anılan husus kesin yetki kuralı olup re'sen uygulanması gerekir. Somut olayda; şikayete konu haciz, ... İcra Müdürlüğü tarafından yapılmıştır. Hacizle ilgili şikayet talimat icra dairesinin bağlı olduğu İcra Hukuk Mahkemesine yöneltilmiştir. Bu nedenle Mahkemece şikayetin esasının incelenmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet (icra memur muamelesi) Uyuşmazlık icra memuru muamelesini şikayete ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 24.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....