ye satış suretiyle devrettiği, davacıların anılan devrin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, davalının ise, murisin 05.05.1989 tarihli ve “mehir senedidir” başlıklı belge ile ... Mevkiinden en az 18 dekar tarlayı kendisine devretmeyi vaat ettiğini, ayrıca kendisinden 150- 180 gr. altın aldığını ve iade etmediğini, dava konusu devirlerin borca ve mehir senedine karşılık olarak yapıldığını savunduğu, muris İsmail'in 08.02.2011 tarihinde öldüğü, dava dışı eşi ... ile geride mirasçı olarak davacı olan kızları ... ve davalı gelini ...'nin eşi olan dava dışı oğlu ... 'in kaldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, davacıların murisinin çekişmeli 1669 parsel (yeni 27852 ada 31 parsel) sayılı taşınmazı davalıya mehir olarak verdiği, dosyadaki 05.05.1989 tarihli mehir senedi başlığı altında imzalanmış adi yazılı sözleşme ve davalı tanıklarının ifadeleri ile belirlenmiştir....
Mahkemece; davaya konu edilen mehir senedine dayalı ev eşyalarının davalının yedinde kaldığı anlaşılmakla, mehir senedine dayalı ev eşyaları yönünden davanın kabulü ile A-) Yatak Odası Takımı (600,00 TL), Yemek Odası Takımı (450,00 TL), Koltuk Takımı (300,00 TL), 1 Adet Yatak (100,00 TL), muhtelif Halı (150,00 TL), muhtelif Yorgan (30,00 TL), muhtelif Elbise (100,00 TL), muhtelif Ayakkabı ve Makyaj Takımı (50,00 TL), 1 çift küpe (150,00 TL) ve 1 adet yüzük (250,00 TL)'ün toplam bedelleri olan 2.180,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine; davaya konu altınlar hususunda ise, mehir senedinde borçlu olarak yani mehri bağışlayan olarak imzası bulunan davalının mehirdeki 112 gram altını evlilik sırasında davalının zilyetliğine ve kullanımına teslim ettiği, ayrıca davalının, davacının babasının düğün sırasında 12 gram bir adet 22 ayar bilezik ile 14 ayar ince bir bileklikten başka altın takmadığı konusunda yemin ettiği, dolayısıyla...
Bu durumda; davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 13/11/2009 tarihinde evlendiğini, düğün sırasında örf ve adetlere göre çeyiz eşya senedi düzenlediklerini, evlilik sırasında verilen mehir niteliğindeki bu miktarın boşanma ile birlikte muaccel hale geldiğini belirterek çeyiz eşya senedinde gösterilen 50.000,00 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.Davalı, bononun kambiyo senedine mahsus icra yolu ile takibe konduğunu bu nedenle davacının bu davayı açmada hukuki yararının olmadığını, dayanak bononun eşya senedi olmadığını, bononun ahlaka aykırı şekilde tanzim...
Dava mehir senedine dayalı kişisel eşyanın iadesi olup TMK 226/1 maddesi gereğince her eş diğer eşte bulunan mallarını geri alabilir. Buna göre, tarafların ayrılmasıyla birlikte davacının mehir senedine bağlı alacağı muaccel hale gelmiş olup rehin ile de temin edilmediği görülmekle dava değeri olan 1.000,00 TL üzerinden %15 oranında teminat yatırıldığı takdirde davacının davalılar yönüyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi yerinde görülmekle, davalıların istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel eşyanın iadesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık mehir senedine dayalı açılan ziynet eşyalarının iadesi olmazsa bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 07.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, mehir senedine dayalı kişisel eşya (çeyiz ve ziynet eşyası) alacağı istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin ... bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, mehir senedine dayalı alacak davaları aile hukukundan kaynaklanan bir alacak olmayıp genel hükümlere dayalı olarak çözümlenmesi gerektiğinden, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olması nedeniyle dosyanın yetkili ve görevli Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemelerine karar kesinleştiğinde ve talep halinde gönderilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kısa kararda görevsizlik kararı verilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda yetki ile ilgili karar verildiğini, ancak gerekçede yetkiye ilişkin bir kararın olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davalının yetki ve göreve ilişkin itirazlarının reddine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
İlk derece mahkemesince davanın takibe konu asıl alacak miktarı olan 153.000 TL yönünden kabulüne, icra inkar tazminatı talebi yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf talebinde bulunmuştur. Takibe konu alacak mehir senedine dayalıdır. Mehir senedindeki borçlu imzaları borçlular tarafından itiraza konu edilmemiştir. Başka bir ifadeyle mehir senedine yönelik imzaya itiraz yoktur. Davalılar vekili, davalı Ahmet'in, kadının erkek kardeşi Av. T2 da dahil olmak üzere bir kısım yakınlarıyla ortak arsa aldıklarını, müvekkili Ahmet'e isabet eden hissenin müvekkiline tapuda devredilmediğini, davacının kardeşine ödenen paranın 900 gram altına tekabül ettiğini, tapunun devredilmemesi nedeniyle davacının müvekkili Ahmet'in ödediği bedelin mehir senedinde yer alan taahhüde sayılmasını kabul ettiğini belirtmiştir. Yargılamaya konu alacak senede dayalıdır. Senet metninde belirtilen altınların davacıya teslim edildiğine dair her hangi bir ibare yoktur....
Davalı Özkan Öztürk cevap dilekçesinde özetle; mehir senedinde belirtilen tüm eşyaların alındığını, mehir senedinin aslının 80 gram olarak kararlaştırıldığını, ancak en son kuyumcuda bozdurularak alınan altınlar da dahil edilmek sureti ile mehir senedine 150 gram olarak yazıldığını, takı merasiminden sonra davacının takıları kardeşi Leyla'ya verdiğini, düğünden sonra borçlar için altınları davacıdan istediğini ancak davacının vermediğini, daha sonra takılarını babasına vererek hepsi 30 gramlık 5 adet bilezik olarak yaptırdığını, dava konusu edinilen eşyaların kullanmadan kaynaklı olarak yıprandığını, kesinlikle davacıdan altınlarını almadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....