WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Temyize konu uyuşmazlık; mehir senedinde yazılı olan ziynet ve çeyiz eşyalarının bedelinin tahsili; mümkün olmaması halinde ise aynen iadesi istemine ilişkindir. Kural olarak, evlilik sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Kural olarak davacı, dava konusu ettiği ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının kadın üzerinde taşınması doğal ise de evden fiziksel şiddete uğrayarak ayrılan bir kadının ziynet eşyalarını da üzerinde taşıması olağan olarak kabul edilemez....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/11/2014 NUMARASI : 2012/25-2014/908 Taraflar arasındaki ziynet ve eşya alacağı-bağışlamadan rücu davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar(karşı davacılar) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların ayrı yaşadıklarını, boşanma davasının derdest olduğunu, fiili ayrılığın davacının evden kovulmasıyla gerçekleştiğini, davacının sadece bir kısım giysilerini alarak evden ayrıldığını belirterek, davalı yedinde kalan mehir senedindeki eşyalar, ziynetler, baba evinden getirilen çeyiz eşyaları ve düğündeki takıların aynen iadesini, olmadığı takdirde 37.100 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Mehmet ile müvekkilinin 08.07.2020 tarihinde evlendiklerini, evlilik sırasında mehir senedi düzenlendiğini, senede göre davalıların 30.000,34 XX 753 gram altın ve çeyiz eşyasını mehir olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, davalı Hacı Hasan'ın kefil sıfatıyla senette imzasının bulunduğunu, taraflar arasında boşanma davasının bulunduğunu, mehir senedinin muacceliyet kesbettiğini belirterek senede konu ziynet eşyası ve tazminatın davalılardan tahsiline, davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlara ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı Hacı Hasan vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, kefaletin şekil şartlarının oluşmadığını, kaldı ki müvekkilinin mehir senedine dayalı olarak davacıya bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

      Dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarının beyanları ile diğer tüm bilgi ve belgelere göre, davacı ve davalının evlendikten sonra Danimarka'da yaşadıkları, mehir senedinde yazılı tüm ev ziynet eşyalarının davalının ailesinin evine getirildiği, davacının yurt dışına çıkarken ziynet eşyalarını yanına almayıp muhafaza edilmek üzere kayınvalidesine bıraktığı, bir süre sonra tarafların kendilerine Türkiye'de bir ev yaptırdıkları ve çeyiz eşyaları ile tüm ziynet eşyalarının bu eve getirdikleri, davalı kadının ziynet eşyalarını yine yurt dışına götürmediği ve Türkiye'ye geldikleri izin dönemlerinde bu altınlarını taktığı, giderken yine evde bıraktığı, tarafların Danimarka'da 2007 yılında boşandıkları ve bu tarihten beri ayrı yaşadıkları, Türkiye'deki boşanmanın ise, 2010 yılında gerçekleştiği, davacı ve davalı ayrıldıktan sonra taraflara ait müşterek konutta davalı ve annesinin kaldığı anlaşılmaktadır....

        TL manevi tazminata, ziynetlerin, mehir alacağının ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün değilse parasal karşılığının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

        Somut olayda, davacı çeyiz eşyalarının ve ziynet eşyalarının baba evine gelirken davalı tarafta kaldığını beyan ederek, 17.10.2009 tarihli çeyiz senedi belgesine dayanarak çeyiz ve ziynet eşyaları yönünde talepte bulunmuş, davalı savunmasında davada dayanılan senedin düğün esnasında alelacele imzalatıldığını, ziynet eşyalarının davacıda bulunduğunu, evi terk ederken götürdüğünü iddia etmiş, mahkemece, tanık beyanları esas alınmış ve ziynet eşyaları yönünden davacının iddiasını ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          (BK m.238/1) Taraflar arasındaki davanın dayanağı olan sözleşme (mehir senedi) yazılı olarak düzenlenmiş olup, mehirde belirlenen bedelin ne zaman ödeneceğine ilişkin bir kaydın bulunmadığı, davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, bila tarihli şahitler huzurunda düzenlenen ve dosyada sureti bulunan mehir senedinde de "mihri müeccel" ibaresinin yazılı olduğu, dava dilekçesi ekinde olan sözleşmedeki ziynetlerin ise mehir alacağı olmayıp, ziynet eşyalarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır....

          Dava konusu edilen ziynet ve ev (çeyiz) eşyaları, taraflar arasında 10.06.2012 tarihli senede bağlanmış olup davalıyı bağlar. Taraflar arasında düzenlenen çeyiz senedinde açıkça, senette yazılı ziynet ve ev (çeyiz) eşyalarının davalı ve davalının babasına teslim edildiği, taraflar arasında ihtilaf vukuunda bugünkü bedeli olan yetmişaltıbin TL'nin gerek mal, gerek eşya olarak ödenmesinin belirtildiği ve imza altına alındığı sabit olmakla, çeyiz senedindeki bu beyanların aksini, davalı ispatlamakla yükümlüdür. Hal böyle olunca, mahkemece; eldeki somut uyuşmazlıkta ispat külfetinin davalıda olduğu gözetilmeksizin, ispat yükünün davacı tarafta olduğu şeklindeki yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki çeyiz ve ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı ; uğradığı şiddet nedeniyle müşterek konuttan ayrılmak zorunda kaldığını, mehir senedinde belirtilen ziynetlerin evlilik sonrası davalı ve babası tarafından rızası dışında elinden alınarak bozdurulduğunu ve sonrasında iade edilmediğini mehir senedinde yer alan dokuma taban halısı, yatak odası takımı ve muhtelif kıyafetlerin davalıda kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 17.168,50 TL’ye yükseltmiştir...

              Aile Mahkemesi'nin 2020/728 Esas Sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde 21/09/2021 tarihinde tarafların boşanmasına karar verildiğini, boşanma davasında verilen kararın davalı tarafça temyiz kanun yoluna başvurulması nedeniyle henüz kesinleşmediğini, taraflar arasında 18.08.2000 yılında yapılan imam nikahı sırasında 22 ayar 160 gram altın miktarı yazılı çeyiz (mehir) senedi orada bulunan şahitler huzurunda imzalanarak müvekkiline verildiğini, söz konusu senedin 7. maddesinde mehir olarak belirlenen 22 ayar 160 gram altın miktarının yazılı olarak bulunduğunu, davalı tarafından taahhüt edilen 22 ayar 160 gram altın müvekkiline ödenmediğini, çeyiz (mehir) senedi yazılı delil başlangıcı olduğunu, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davalının davaya konu mehir senedinde yazılı ziynet eşyasına ilişkin taahhüdü yerine getirdiklerini yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, 18.08.2000 tarihli çeyiz (mehir) senedinin 7. maddesinde belirtilen davalı tarafından taahhüt edilip ödenmeyen...

              UYAP Entegrasyonu