İlk derece mahkemesince davanın takibe konu asıl alacak miktarı olan 153.000 TL yönünden kabulüne, icra inkar tazminatı talebi yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf talebinde bulunmuştur. Takibe konu alacak mehir senedine dayalıdır. Mehir senedindeki borçlu imzaları borçlular tarafından itiraza konu edilmemiştir. Başka bir ifadeyle mehir senedine yönelik imzaya itiraz yoktur. Davalılar vekili, davalı Ahmet'in, kadının erkek kardeşi Av. T2 da dahil olmak üzere bir kısım yakınlarıyla ortak arsa aldıklarını, müvekkili Ahmet'e isabet eden hissenin müvekkiline tapuda devredilmediğini, davacının kardeşine ödenen paranın 900 gram altına tekabül ettiğini, tapunun devredilmemesi nedeniyle davacının müvekkili Ahmet'in ödediği bedelin mehir senedinde yer alan taahhüde sayılmasını kabul ettiğini belirtmiştir. Yargılamaya konu alacak senede dayalıdır. Senet metninde belirtilen altınların davacıya teslim edildiğine dair her hangi bir ibare yoktur....
Bu durumda; davacının mehir tazminatı ile ilgili talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....
senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olarak davalının mehir senedinden kaynaklanan 200 gr 22 ayar altına ilişkin borcunu düğünde davacıya takılan 10 adet bilezik ile ödediğini ileri sürdüğünü, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu savunmaya üstünlük tanındığını ancak davalının davacıya mehir senedinden kaynaklanan 200 gram 22 ayar altın borcunu ödediğini mehir senedi kuvvetindeki yazılı bir delille ispat edemediğini, tanık beyanlarından da davalının ailesi tarafından davacı kadına takılan 10 bileziğin davacıya düğün vesilesiyle davalının amcalarının da aralarında bulunduğu geniş ailesi tarafından hediye edildiğinin anlaşıldığını, tarafların düğününde ayrıca davalı tarafından davacıya 22 ayar 200 gram altın takılmadığını, dolayısıyla savunmasını ispat edemediği gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacı tarafından açılan davanın kabulü ile; 22 ayar 25'er gram...
İcra Müdürlüğünün 2012/6317 esas sayılı takip dosyası celp edilerek yapılan incelemede, davacı tarafından davalı aleyhine .../06/2012 tarihinde 93.000,00-TL asıl alacak, 279,000-TL komisyon bedeli olmak üzere toplam 93.279,00-TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı ve davalının ....07.2012 tarihli dilekçe ile itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği sabittir. Takibe konu alacak takip tarihi itibariyle henüz istenebilir hale gelmemiştir. Bu durumda mahkemece, mehir senedi ile kararlaştırılan altın bedelinin istenebilmesi için boşanma kararının kesinleşmesi gerektiği gözetilerek, takip ve itirazın iptali dava tarihi itibariyle muaccel bir alacak bulunmadığından takibe yönelik itirazın iptali isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, itibar edilmeyen gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, mehir senedinden kaynaklı aynen ifa veya terditli olarak alacak talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesi uyarınca; "Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın ayni haklarını, alacaklarını, diğer mal varlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar." Aynı Kanun'un 610. maddesinde ise; "Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur." hükmü getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, mehir senedinden kaynaklanan alacak davasında verilen karara yönelik yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın iadesi istemi kabul edildikten sonra yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile mehir senedinde yer alan 9.100 TL değerindeki ev eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin, yine mehir senedinde yazılı bulunan 20.000 DM'nin dava tarihindeki karşılığı olan 16.523.10 TL'nin yasal faizi ile davacı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, davacı ile davalılar arasında düzenlenen mehir senedinden kaynaklanan ziynet ve eşya alacağı istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2012/15917 Esas 2014/4374 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davaya dayanak teşkil eden mehir senedinin 23/11/2020 tarihli celseye gelinceye kadar davalıya tebliğine dair bir işlem yapılmadığı, davalının mehir senedini 23/11/2020 tarihli celsede gördüğü, bu nedenle süresinde cevap dilekçesi vermese dahi mehir senedini gördükten sonra imzaya yaptığı itirazın savunmanın genişletilmesi olarak nitelendirilemeyeceği, buna göre, davalının imza itirazının dikkate alınarak mehir sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olup olmadığının tespitinin gerekeceği, Kabule göre de; Mahkemece 250 gram altın yönünden davanın kabulüne karar verildiği, davacının dava dilekçesi ile mehir senedinden dolayı alacak ve katılma alacağı yönünden dava değerini 20.000,00 TL olarak bildirdiği, davacının katılma alacağı talebinin tefrikine karar verildiği, gösterilen 20.000,00 TL dava değerinin mehir alacağı ve katılma alacağına dair olmasına rağmen mahkeme tarafından sanki mehir alacağı...
Aile Mahkemesince; " Davacı talebinin mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak olmadığı, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğu, uyuşmazlığın aile hukukuna dayalı alacak niteliğinde olmadığı, genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd., eBK m. 234 vd.) bir alacak talebi niteliğinde olduğu, bu nedenle davayı görmeye genel mahkemelerin görevli olduğu" gerekçesiyle ve davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Kayseri 11....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, davacı tarafından mehir senedinden kaynaklı altın ve eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerinin eski kayınpeder olan davalıdan talep edilmektedir. Taraflar Ümraniye 3.Aile Mahkemesinin 20,11/155Esas 2012/832Karar sayılı ilamı ile boşanmışlar, boşanma yönünden verilen karar 14/11/2013 tarihinde kesinleşmiştir. Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2016/29578 Esas 2019/11637 Karar sayılı ilamından da belirtildiği üzere; davada, davalının kayınpeder olması nedeniyle taraflar arasında Aile Hukuku kapsamında bir ilişki mevcut olmayıp düzenlenen çeyiz senedinin Borçlar Kanunu kapsamında sözleşme olduğundan davaya Aile Mahkemesinde değil, genel mahkemelerde bakılması gerekir....