Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebidir. Arada sözleşme ilişkisi vardır. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mehir senedinden kaynaklı alacak istemine ilişkin yapılan incelemede: Dosya kapsamına alınan mehir senedinde davalının borçlu sıfatıyla Şevket ve Şerife Kordemir'in kızı Zeynep ile evlenmesinden dolayı 100 gram altın ve 50.000 TL'i mehir olarak kadına borçlandığının düzenlendiği, davalının senette imzası bulunmakla birlikte davacı kadının imzası olmadığı, dava dilekçesi ile davacı kadının mehirden kaynaklı alacağının kendisine teslim edilmediğini iddia etmesi karşısında, dinlenen tanık beyanları ile senetteki 100 gram altından 80 gramının kadına takıldığının anlaşıldığı, her ne kadar bir kısım tanıklar, davacıya takılan altınların davalı tarafından bozdurulduğunu beyan etmiş iseler de davacının altın bozdurulma vakıasına dayanmaması sebebi ile davacının dayanmadığı bir vakıa nedeni ile lehine sonuç çıkartılamayacağı, bu nedenle 80 gram altın yönünden davanın kabulünün hatalı olduğu, bu haliyle mehirde geçen 20 gram altın ve 50.000 TL 'nin erkek tarafından kadına teslim edildiğinin kadının...

    Aile Mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıya takılan değil, takılması vaadedilen takılara ilişkin olduğu, bu hususun mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu ve bu nedenle de TBK 286 ve devamı genel hükümlere dayalı olarak açılan bir alacak davası olduğu, bağıştan rücuya yönelik karşı davaya ilişkin olarak da Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/26750 E-2016/12334 K sayılı ilamı uyarınca talebin 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş,Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4.maddesinde yer alan Aile Hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olmayıp, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu ifade edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 1....

    Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....

    Aile Mahkemesince; mehir senedinden kaynaklanan alacağın aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp genel hükümlere dayalı (TBK m.286 vd.) bir bağışlama talebi niteliğinde olduğu, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacıya evlilik nedeni ile hediye edilecek olan ve davacının boşandığı eşi ile eşinin babası olan davalıların imzaladıkları mehir senedinde gösterilen ziynet ve eşyaların bedellerinin davalılardan tahsiline yönelik olduğu, 4787 Sayılı Kanun'un 4. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 179. ve devamı maddelerinin açık düzenlemeleri doğrultusunda davaya bakma görevinin Aile Mahkemesinde olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....

    Bu durumda; davacının mehir tazminatı ile ilgili talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....

    Somut olay bu ilke ve kavramlar ışığında değerlendirildiğinde, Eldeki dava mehir senedinden dolayı ziynet eşyasının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre, konunun ispat hukuku açısından ve yukarıdaki açıklamalar ışığında ele alınması gerekir. Davalılar 13.10.2011 günlü celsede senetteki imzaları kabul etmişler, davacı tarafın mehir senedindeki altınların takılmadığına yönelik beyanı karşısında teslim şartının gerçekleşmediğinden dolayı geçerli bir bağış aktinden söz edilemeyeceğini iddia etmişlerdir. Yukarıda vurgulandığı üzere, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davalıların davaya konu mehir senedinde yazılı ziynet eşyalarına ilişkin taahhüdü yerine getirdiklerini yazılı delille kanıtlamaları gerekir. Ancak davalılar iddialarını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delil dosyaya sunmamışlardır. Mehir senedinden vazgeçildiğinin ancak aynı kuvvetteki belge ile kanıtlanması gerekir....

      senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olarak davalının mehir senedinden kaynaklanan 200 gr 22 ayar altına ilişkin borcunu düğünde davacıya takılan 10 adet bilezik ile ödediğini ileri sürdüğünü, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu savunmaya üstünlük tanındığını ancak davalının davacıya mehir senedinden kaynaklanan 200 gram 22 ayar altın borcunu ödediğini mehir senedi kuvvetindeki yazılı bir delille ispat edemediğini, tanık beyanlarından da davalının ailesi tarafından davacı kadına takılan 10 bileziğin davacıya düğün vesilesiyle davalının amcalarının da aralarında bulunduğu geniş ailesi tarafından hediye edildiğinin anlaşıldığını, tarafların düğününde ayrıca davalı tarafından davacıya 22 ayar 200 gram altın takılmadığını, dolayısıyla savunmasını ispat edemediği gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacı tarafından açılan davanın kabulü ile; 22 ayar 25'er gram...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senette belirtilen eşya ve altınların düğün sırasında alınmak suretiyle davacıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar davacı mehir senedindeki altınların davalı tarafından harcandığı, eşyaların ise davalı tarafta kaldığından bahisle işbu davayı açmış ise de, 26/10/2017 tarihinde düzenlenen ve belge altındaki imzanın bilirkişi raporu ile davacıya ait olduğu tespit edilen ibraname içeriği ile davacının mehir senedinde adı geçen bütün alacak kalemlerinin tamamının bedelini davalıdan teslim aldığı ve mehir senedinden kaynaklı hiçbir hak ve alacağının kalmadığının belirtildiği, hal böyle olunca mevcut ibraname gereğince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

        İcra Müdürlüğünün 2012/6317 esas sayılı takip dosyası celp edilerek yapılan incelemede, davacı tarafından davalı aleyhine .../06/2012 tarihinde 93.000,00-TL asıl alacak, 279,000-TL komisyon bedeli olmak üzere toplam 93.279,00-TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı ve davalının ....07.2012 tarihli dilekçe ile itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği sabittir. Takibe konu alacak takip tarihi itibariyle henüz istenebilir hale gelmemiştir. Bu durumda mahkemece, mehir senedi ile kararlaştırılan altın bedelinin istenebilmesi için boşanma kararının kesinleşmesi gerektiği gözetilerek, takip ve itirazın iptali dava tarihi itibariyle muaccel bir alacak bulunmadığından takibe yönelik itirazın iptali isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, itibar edilmeyen gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

          UYAP Entegrasyonu