K A R A R Davacı, davalıların murisi olan Hulusi Badem ile evlenirken düzenlenen 22.12.1996 tarihli mehir senedi ile murisin kendisine 500 gram 22 ayar altın bilezik bağışlamayı taahhüt ettiğini, zaman içersinde nakit para bularak bu altınları temin edemediği için murisin kendisine ait olan taşınmazının ½ payını tapuda satış göstermek suretiyle kendisine devrederek borcunu ifa ettiğini, ancak murisin ölümünden sonra mirasçıları olan davalılar tarafından açılan muvazaa nedeniyle tapu iptal davası sonucu adına olan ½ payın iptal edildiğini, bu durumda mehir senedinden dolayı alacağı olan altınlardan mahrum kaldığını, murisin borcundan dolayı mirasçılarının sorumlu olması gerektiğini, diğer davalı ... ...’ın ise mehir senedini kefil olarak imzaladığını ileri sürerek 500 gram 22 ayar altın bilezik olarak belirlenen alacağının davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, davaya konu sözleşmenin yazılı senet ve bağış hükmünde olduğu, mehir senedinde yazılı müvekkiline ait altınların teslim edilmediğini, bu nedenle söz konusu 500 gram 22 ayar altının aynen iadesi, iade mümkün olmadığı takdirde fiili ödeme tarihindeki parasal değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Cevap dilekçesi sunulmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Mahkemelerinin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın USULDEN REDDİNE, karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, davaya konu sözleşmenin yazılı senet ve bağış hükmünde olduğu, mehir senedinde yazılı müvekkiline ait altınların teslim edilmediğini, bu nedenle söz konusu 500 gram 22 ayar altının aynen iadesi, iade mümkün olmadığı takdirde fiili ödeme tarihindeki parasal değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Cevap dilekçesi sunulmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Mahkemelerinin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın USULDEN REDDİNE, karar verilmiştir....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları, tazminatlar ile mehir alacağının kabul edilen kısmı yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; kusur belirlemesi, lehine takdir edilen nafakaların ve tazminatların miktarları ile mehir alacağının reddedilen kısmı yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; tarafların 27/08/2019 tarihinde evlendiğini, davacının evlilik öncesinde mehir olarak yeni bir ev alacağını ve bu evin yarı hissesini de davalı müvekkiline mehir olarak vereceğini söylediğini, davacının memur olması nedeniyle mal bildiriminde bulunmak istemediğinden evin yarı hissesini ise kardeşi adına alındığını, davacının her türlü bağlantıyı kendisi kurup satıcı şirkete 220.000,00 TL ödeme yaptığını, tarafların evliliğinde geçimsizlik olması nedeniyle 2020 yılında boşanma konuşmaları yapılmaya başlandığını, satın alınan konutun aile konutu olarak kullanılıp davacının müvekkil hissesini kardeşi Süleyman'a devretmesini istediğini, bunun karşılığında da 75.000,00 TL para vereceğini söylediğini, müvekkilinin de mehir olarak kendisine verilen 1/2 hisse için bu teklifi kabul edip davacının kardeşine 04/06/2020 tarihinde tapuyu devrettiğini, aynı gün davacının müvekkilin kızının hesabına 75.000,00 TL para transferi yaptığını, davacının iddia...
Dava dilekçesi davalı Arif'e TK 16.maddesine uygun olarak 18/03/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı T4 vekili süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin tarafına tebliğ edilmediğini, ayrıca mehir sözleşmesi tarafına ulaşmadığı için fiziki olarak görmediğini fakat mehir senedindeki imzanın sahte olduğunu, bu konuda imza incelemesi yaptırılması gerektiğini, mehir senedinde belirtilen tüm ziynetlerin düğünde davacıya takıldığını, davacının ailesinin kendisini evden kovduğunu, bu nedenle söz konusu altınların hepsinin davacının zilyetliğinde kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davalı T5 yönünden davanın reddine, davalı T4 yönünden davanın kabulü ile 49.268,00 TL'nin davalı T4'dan tahsiline karar verilmiştir....
Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi vardır. Uyuşmazlık, Aile Hukukundan dayalı alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd., eBK m. 234 vd.) bir alacak talebi niteliğindedir. Hal böyle olunca, davayı görmeye genel mahkemeler görevli olduğundan, davacının usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Öte yandan davalılar delil listelerinde yemin deliline de dayanmadıklarından mehir senedine ilişkin taahhütlerini yerine getirdikleri konusunda davacıya yemin teklif etme haklarının hatırlatılması da mümkün değildir. O halde, mehir senedinde yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin taahhüdün yerine getirildiği hususu davalılar tarafından yazılı delille ispatlanamadığından, davacının ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline yönelik davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce; senede karşı senetle ispat kuralının bu olayda uygulanamayacağı, mehir senedine karşı tanık dinlenebileceği, bu nedenle mahkeme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir....
, mehir eşyalarının ise dava tarihi itibariyle bedellerinin karşılığı olarak şimdilik 6.500,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 06/07/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde fiili ödeme tarihindeki bedellerinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, mehir eşyaları yönünden 12.770,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
K A R A R Davacı ,davalı eşi ...’dan ayrıldığını ancak mehir senedindeki eşyalarının kendisine verilmediğini ileri sürerek aynen iadesini ,olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile 2000 yılında evlendiklerini, 8.5.2000 günlü mehir senedi ile alınan eşyalarının ve ziynetinin kendisine verilmediğini bildirerek eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki evlilik birliğinin dava tarihi itibariyle sürdüğü ve açılan davanın bu niteliği gözetildiğinde evlilik birliği içinde edinilmiş malların tasfiyesine yönelik olduğu anlaşıldığından davaya bakmakla görevli olan mahkeme Aile Mahkemesidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazınılmış hak söz konusu olmaz....