Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

değiştirildiği ve davacı markasına yaklaştınldıysa davalı tarafın yeni kullanımının sessiz kalmak suretiyle hak kaybı ilkesi kapsamında değerlendirilemeyeceği." görüş ve kanaati bildirilmiştir....

*Mahkemece alınan ikinci ek raporda özetle; "Davacı tarafa ait markanın tanınmış marka siciline tescilli olduğu, bu tescil tarihinde önce de markanın toplumda bilinir bir marka olduğu, bu bilinirliğin başladığı tarihin belirlenmesinin mümkün olmadığı, sicilden tanınmış marka olarak başka markaların da bulunduğu, ... KÖFTECİSİ ibaresini gören tüketicinin davacı tarafla mı dava dışı şirketlerle mi ilişki kuracağının belirlenemediğini, davalı tarafından gerçekleştirilen kullanımın tescil kapsamında olmadığı, tescil edildiğinden farklı kullanıldığı, ancak bu kullanımın 1985 yılından itibaren ......

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl dava 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemine, birleşen dava ise davalının ciddi kullanımının bulunmaması nedeni ile markanın hükümsüzlük istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 556 sayılı KHK’nın 61inci maddesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun'un 54 ve 55 inci maddeleri 3. Değerlendirme 1.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, asıl davada davacı ve davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 3....

      rekabetin tespiti, men'i (önlenmesi) ve ref'ine (durdurulmasına) karar verilmesini dava ettiği anlaşılmaktadır....

        markanın 05, 29, 30, 31, 32 ve 35....

          Karar sayılı kararı ile, "Davacı ve davalı markaları karşılaştırıldığında davalı markasının farklı ve ayırt edici nitelikte olup karıştırılma ihtimali bulunmadığından yerinde olmayan hükümsüzlük talebinin reddine, markanın tescilli olarak kullanımının engellenmesi söz konusu olmadığından bu husustaki talebin reddine, markanın tescil edildiğinden farklı kullanımına ilişkin Bakırköy ....... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin ...... esas sayılı dosyada farklı dava olup bu konuda talep olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, " dair verilen karar, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ....... Hukuk Dairesi'nin 15/04/2021 Tarih, ....... Esas ve ........

            FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/12 KARAR NO : 2022/90 DAVA : Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali DAVA TARİHİ : 08/01/2020 KARAR TARİHİ : 29/03/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 01/04/2022 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilince yapılan araştırmalar neticesinde, davalının ....... tescil numaralı "......" ibareli markayı 24. sınıf emtia ve hizmetler yönünden Türkiye'de hiç kullanmadığının tespit edildiğini, marka kullanımının ciddi şekilde olması, markanın işlevlerini sağlamaya uygun bir biçimde ve yoğunlukta, kapsamındaki mal ve hizmetler için pazar payı yaratma amacını ortaya koyacak bir biçimde olması gerektiğini, sembolik kullanımların, ciddi kulanım olmadığını, davalının bu markayı kanunda belirtilen süre içerisinde kullanmadığını iddia ederek, davalı adına tescilli ....... tescil numaralı "......" ibareli markanın 24....

              Davalı/birleşen davada davacı vekili, davacının sadece 2011/106624 no'lu markanın numarasını vererek hükümsüzlük talebinde bulunduğunu, ancak bunu açıkça belirtmediğini, davadan önce ihtarname göndererek kendilerinin ... olduklarını ve ... markasını iptal ettireceklerini söylemekle kötü niyetli olduklarını, müvekkilinin 2002 tarihli başka bir ... ibaresinin tescilli olduğunu, davacı tarafın yaklaşık 12 yıl boyunca buna sessiz kaldığını, bu marka varken davacının hükümsüzlük talebinde bulunamayacağını, uzun bir süre bekledikten sonra dava açan davacının kötü niyetli olduğunu, davacının kullanımının dürüst kullanım niteliğinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

                Davalı yan da, markanın mülkiyetinin kendisine devredilmiş olduğunu yahut mezkur sözleşme ile bir süre sonra markanın mülkiyetinin kendisi tarafından iktisap edilmiş sayılacağı yolunda bir savunma ileri sürmüş değildir. Bir başka söyleyişle, davanın tarafları arasında, açıklanan biçimde bir sözleşme ilişkisinin varlığı ve niteliği ile ilgili uyuşmazlık bulunmamaktadır. Öte yandan, sözleşme serbestisi, kanun dairesinde sözleşme yapma ve yapılmış sözleşmeleri sonlandırma özgürlüğü olarak tanımlanmaktadır. Bir başka deyimle, kanun yahut akit ile sınırlandırılmamış olması halinde, sözleşmenin taraflarının sözleşmeyi sonlandırma hakkının (fesih) varlığı tartışılır nitelikte değildir. Somut olayımızda, davacı bilahare adına tescil ettirmiş olduğu ve mülkiyeti kendisine ait olduğu uyuşmazlık konusu olmayan markanın, davalı tarafından sözleşmeye dayalı kullanımının sonlandırılması için davalıya ihtarname keşide etmiş, davalının kullanıma devam etmesi üzerine de işbu davayı açmıştır....

                  & ..." şeklindeki kullanımının tescilli markasına dayandığı gibi, "..." ve "... ..." şeklindeki kullanımları yönünden de yargılama sırasında 17.04.2009 ve 01.12.2010 tarihlerinden itibaren koruma sağlayacak şekilde tescil kararı verilmiş bulunduğu davalının böylece tescilli bulunan markalarının tesciline uygun şekildeki kullanımının marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturmadığı, davacının davalı adına tescilli markalar hakkında hükümsüzlüğünü talep edip sağlamadan, davalının tescile uygun bulunan kullanımının men'i ve ref'ini de isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu