İSTANBUL 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/271 KARAR NO : 2021/16 DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ DAVA TARİHİ : 14/02/2020 KARAR TARİHİ : 30/12/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda....
markanın 35 ve 41. sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir....
tescili halinde müvekkiline ait markanın tanınmışlığından yararlanacağını ve davalının başvurusunda kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK'nın 2007-M-6385 sayılı kararının iptali ile davalıya ait markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğü ile marka sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
şirkete baskın yapılması suretiyle öğrenildiğini, davaya konu markanın gerçek hak sahibinin davacı olduğunu, açıklanan nedenlerle davalı adına tescilli ....... tescil numaralı markanın müvekkiline ait ....... tescil numaralı markası ile 25.ve 35.emtia sınıfları bakımından benzer olduğunun tespitine, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü le hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE : Dava, davalı adına ....... sayı ile tescilli "......." ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan gelen kayıtlardan, .......... tescil numaralı "......" esas unsurlu markaların davacı adına, tescilli olduğu anlaşılmıştır. 6769 Sayılı SMK'nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez....
Buna karşılık davalı asıl tarafından sunulan 19.04.2022 tarihli dilekçe ile "www...web.tr" alan adının iptali davasını kabul ettiği (HMK 308.m.), 2018/59858 sayılı markanın hükümsüzlüğü ve "..." alan adına erişimin engellenmesi talepleri yönünden tarafların sulh oldukları, dolayısıyla bu iki talep yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, bu talepleri uygun görülmezse, davacının 2018/59858 sayılı markanın hükümsüzlüğü ve "..." alan adına erişimin engellenmesi talepleri yönünden, HMK'nın 123. maddesi uyarınca davalarını geri almasına muvafakat ettiği, davacıdan masraf ve vekalet ücreti taleplerinin de olmadığı bildirilmiştir. Her ne kadar davacı ile davalı gerçek kişi tarafından, 2018/59858 sayılı markanın hükümsüzlüğü ve "..." alan adına erişimin engellenmesi talepleri yönünden sulh oldukları bildirilmişse de, bu konuda bir sulh sözleşmesi sunulmadığından, Dairemizce anılan tarafların sulh sözleşmesi konusundaki talepleri kabul edilmemiştir....
Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir. Davacı vekilinin 22/10/2021 tarihli duruşmadaki beyanlarında davalının, davacının markasından doğan haklarına tecavüz talebi yönünden feragat ettiği anlaşılmakla, feragat davaya son veren taraf işlemi olduğundan vaki feragat nedeniyle tecavüzün tespiti davasının feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı verilen sürede bilirkişi masrafını yatırmamış, bu nedenle bilirkişi incelemesi yapılamamıştır. Mahkememizce markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; SMK'nun 25.md'si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md'deki mutlak red; ve 6.md'deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir....
Dava, davalıya ait ... tescil numaralı markanın, davacıya ait olduğu dava dilekçesinde iddia olunan ... tescil numaralı markaya benzerlik, karıştırma ihtimali, kötüniyetli tescil nedenleri ile hükümsüzlüğü ve tazminat taleplerine yöneliktir. Ne var ki dosyaya celbedilen TPMK kayıtlarına göre dava tarihi itibarı ile davaya dayanak yapılan markanın dava dışı 3.kişiye ait olduğu, hali hazırda da ... Sanayi Anonim Şirketi adına tescilli olduğu, davacının marka hakkında lisans yahut başka bir hak iddiasının bulunmadığı, herhangi bir lisans sözleşmesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Dava sebebine göre hükümsüzlüğe dayanak markanın davacıya ait olmaması ve davacının başka türlü bir hukuki yararının bulunduğunu ispatlayamaması nedeni ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 556 sayılı KHK'da markanın hükümsüzlüğü davasının hangi süre içinde açılacağı veya ileri sürülebileceği açıkça düzenlenmemişse de, Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesi anlamında tanınmış olan markalarla ilgili hükümsüzlük davasının, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerektiği düzenlenmek suretiyle bir hak düşürücü süre öngörüldüğü, Yargıtay uygulamasında da genel olarak markanın hükümsüzlüğü davasında tescil tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin varlığının kabul edildiği, somut olayda hükümsüzlüğü talep edilen markanın 09/08/2006 tarihinde tescil edildiği, davanın ise 27/01/2015 tarihinde ikame edildiği, dolayısıyla markanın hükümsüzlüğü talebinde hak düşürücü sürenin geçtiği, 556 sayılı KHK'nın 42/1-a maddesiyle, tescilin kötü niyetli yapılması halinde açılacak hükümsüzlük davasının hak düşürücü süreye tabi olmadığı düzenlenmişse de davacı tarafça kötü niyete ispata yarar delil sunulmadığı, TPMK'nın...
Davalı ... adına tescilli ... numaralı "..." ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemleri yönünden yapılan incelemede tatbiki gereken Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK'nın 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir. SMK'nın 6/1. maddesi uyarınca, tescil başvurusu daha önce yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır. SMK'nın 6/9. maddesinde ise kötüniyetle yapılan marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmiştir....