Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin/dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    Öncelikle marka hükümsüzlüğü davasıyla ilgili talep incelenmiştir....

      Yukarda değinilen ve davamızla ilgili yönleri itibariyle kesinleşmiş bulunduğu mahkemece de kabul edilen karar incelendiğinde, davalıya ait markanın kötüniyetli tescile dayalı olarak hükümsüz kılındığı, keza davalı yetkilisinin kötüniyetli eylemi sonucunda davacıya ait markanın sicilden terkini işleminin ise geçersiz bulunmakla iptal ve bu suretle davacıya ait markanın yeniden ihya edilmiş bulunduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu hükümsüzlük kararı, 506 sayılı KHK'nın 44/.... maddesi çerçevesinde geriye etkili sonuç doğurucu olmakla, mahkemenin dava tarihinde davalı adına tescilli bir markanın varlığına dayalı gerekçesi yerinde değildir....

        ileri sürerek davalı adına kayıtlı 2016/76210 numaralı "YETİŞ ABLA+şekil" markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep etmiştir....

          . + şekil" ibareli markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, davalı adına ... sayılı "..." ibareli markanın öncelikli olarak kullanmama nedeniyle iptalini, bu talep kabul görülmediği takdirde terditli dava kapsamında benzerlik ve iltibas nedeniyle hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, ... ve ... sayılı tasarım tescillerinin hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve etmiştir....

            hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              GEREKÇE: Dava, markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkin istemine ilişkindir. Dairemizin önüne gelen uyuşmazlık ise, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine dair kararın istinaf istemine yöneliktir. Dava dilekçesindeki talep üzerine mahkemece "Markanın davalı adına tescilli olması halinde dava sonuna kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesi" konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalının tedbire itirazı duruşmalı inceleme sonucunda reddedilmiş, bu karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

                GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali, marka hükümsüzlüğü ile sicilden terkin istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

                  Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının "Bursa Kaynarca Hamamı" ibaresine emek sarf ederek tanınmış hale getirdiğini, bu marka ile iltibas tehlikesi oluşturacak şekilde davalının "Bursa Kaynarca Termal" ibareli markasının tescil edildiğini, davanın iltibas tehlikesi nedeniyle markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olduğunu, markanın tanınmış hale getirildiğini ve bütün sınıflar yönünden sicilden terkinin gerektiğini, davalının davacının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını, kötü niyetli olduğunu, ayrıca mahkemenin uyguladığı kanun hükmünün doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Davacı tarafından uzun yıllardır tescilsiz olarak kullanılan "Kaynarca" ibareli markaları nedeniyle davalının 2011/36489 sayılı "Bursa Kaynarca Termal" ibareli markasının hükümsüzlüğü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

                    Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, markadan vazgeçme suretiyle terkin işleminin 556 sayılı KHK'nın 46 ve Yönetmeliğin 9/5 maddeleri uyarınca arafından da fevkalade işler arasında olduğunun re'sen gözetilmesi gerektiği; dolayısıyla böyle bir taleple karşılaşan yazılı noter onaylı vekaletname ile şirket ana sözleşmesini isteyerek bu terkin işleminin fevkalade iş olduğunu saptadığında ortaklar kurulu kararı sunulmasını istemesi gerektiği, nitekim Yüksek Yargıtay'ın yerleşik hale gelen içtihatları ile markanın devri işleminin dahi ana sözleşmeye göre amaç ve konusu kapsamında mutad işlerden olduğu ve ortaklar kurulu kararı ile bu işlemin yapılacağının kabul edildiği, somut olayda da şirketin ticaret unvanı ile aynı ibareli markasından vazgeçme işleminin fevkalade işlerden olduğunun evleviyetle kabulü gerektiği, tarafından ortaklar kurulu kararı aranmaksızın terkin işleminin gerçekleştirildiği, davalı ...'...

                      UYAP Entegrasyonu