Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalının müvekkilinin tasarım hakkına tecavüzü nedeniyle tecavüzün önlenmesine karar verilmesini; birleşen davada ise müvekkili adına tescilli 2009/05178 tasarım tescil belgesindeki tasarım ile davalı adına tescilli 2012/61300 tescil nolu markanın benzer olduğunu, turuncu renk çift şerit çizgi müvekkili tarafından uzun yıllardır kullanılmakta olduğunu, müvekkili firmanın ürünlerinin ayırt edilmeyecek kadar benzerini davalı tarafından marka olarak tescil edilmesinin hükümsüzlük sebebi olduğunu belirterek 556 sayılı KHK 7/b maddesi davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir....

    Dava, davalıların, davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref'i ile maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir. SMK'nun 6/1 md'sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md'sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK'nun 6/1 md'sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK'nun 25/1 md'si gereğince hem 5.md'de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md'de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir....

      esas sayılı dosya ile dava açıldığını, yapılan yargılama sonunda davacının davalı şirketin hak sahibi olduğu "......." markasına davacı şirketin tecavüz ettiği hususu tespit edilerek, bu tecavüzün men ve ref'ine karar verildiğini, davacı şirketin, kesinleşmiş mahkeme kararı ile marka hakkına tecavüz teşkil ettiği sabit olan "...... " ibaresini çeşitli şekillerde kullanmaya devam ettiğini, müvekkilinin niyetinin marka ticareti yapmak yani davacıyı markayı fahiş bir fiyata satın almaya zorlamak olsa sadece davacının marka başvurularına itiraz ederek, sadece onlar aleyhine hükümsüzlük davası açacağını, oysa davalının TPMK nezdinde markasına iltibas yarattığını değerlendirdiği tüm markalara itiraz ettiğini ve tescil aşamasında olanların tümüne de iptal ve hükümsüzlük davaları açtığını, açıklanan nedenlerle davacı tarafın haksız ve mesnetsiz davasının reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, tecavüz fiilinin men'i, tecavüzün giderilmesi ve marka hakkına tecavüz fiilinin durdurulması davasıdır. Davalının adresinde bulunamaması nedeniyle dava dilekçesi tebliğ edilememiş, adres araştırması yapılmış, ancak adresinin tespiti mümkün olmadığından davalıya -----yayınlanan bir gazetede ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş, tebliğ işleminin istinabe yoluyla yapılabilmesi için davacı vekiline yurt dışı harcını yatırması ve evrakın tercümesi için iki haftalık kesin süre verildiğine dair ihtarlı tebligat yapılmış, ---- tarihinde davacılar vekiline tebliğ edilmesine rağmen, davacı tarafça yurt dışı harcının yatırılmadığı, tercüme işleminin de yapılmadığı anlaşılmıştır....

          Dava, davalıların davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüzün tespiti, men'i ve davalı şirketin ticari unvanından "..." ibaresinin terkini ile davalıya ait markanın hükümsüzlüğü, sicilden terkini talebine yöneliktir. Davalı, davacı markalarının jenerik marka haline geldiği; ayırdedici niteliklerinin bulunmadığı yahut zayıf olduğu beyan ve savunmasında bulunmuştur. SMK 26/1-b hükmüne göre markanın iptalinin talep edilmesi için markanın yaygın ad (jenerik) haline gelmesi gerekir. SMK 26/1-b hükmünün aynı kanunun 5/1-d hükmü ile birlikte değerlendirilmesi gerekir. Söz konusu hükümler birlikte değerlendirildiğinde bir markanın jenerik yahut yaygın ad haline gelmesi hem bir tescil engeli hem de markanın iptal sebebidir. Kural olarak tescilli bir marka hükümsüz kılınmadıkça yahut iptal edilmedikçe sahibine marka koruması sağlamaktadır ve marka sahibi tescilli markasını mütecavize karşı kullanabilir....

            olarak algılanacağı başvuru kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin, davacı markalarının kapsamında bulunan ürünler ile aynı türden bulunduğu, bu nedenle 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasa sebebiyet verebileceği, davalının yalnız marka tescil başvurusunda bulunmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceği, davalının başvuru konusu işareti kullandığına ilişkin bir kanıt da sunulmadığı gerekçesiyle YİDK kararının iptali istemiyle her iki davalıya karşı açılan davanın kabulüne, YİDK'nın 2016/M-8953 sayılı kararının iptaline, hükümsüzlük ve tecavüzün refi istemiyle davalı şirkete karşı açılan davada, tecavüzün refi ve buna bağlı istemlerin reddine, başvuru tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

              Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının, davalıya ait markanın tecavüzünün tespiti ile markanın hükümsüzlüğü talebinde bulunduğunu, yerel mahkeme tarafından davanın kısmen kabulü ile, hükümsüzlük talebinin kabulüne, marka hakkına tecavüz taleplerinin reddine karar verildiğini, taraflarınca marka hükümsüzlüğüne ilişkin kararın istinaf edilmediğini ancak söz konusu kararda kısmen kabul olduğundan taraflarına vekalet ücreti tahakkuk etmesi gerekirken, mahkemece bu husus atlanarak hüküm tesis edildiğini, kararı, davalı vekalet ücreti yönünden istinaf ettiklerini, davalı tarafa vekalet ücreti tesisine karar verilmesini talep etmişlerdir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile hükümsüzlüğü ve terkini istemine ilişkindir....

              HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere, 1-Asıl davanın kabulü ile, davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüzün tespiti ile bu tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine, bu bağlamda davalı tarafça kullanılan ... markasının kullanılmasının önlenmesine, 2-Birleşen davanın kabulü ile, davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüzün tespiti ile bu tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine, bu bağlamda tecavüze konu ürünlerin üretiminin, ithalinin durdurulmasına, kararın kesinleşmesine müteakip ürünlerin davacıya teslimine, 3-Asıl davada, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın indirimi ile geriye kalan 120,60 TL harcın asıl davalı ...'...

                Asıl davada dava, davalıya ait markanın hükümsüzlüğü, davalının, davacıya ait markadan doğan haklarına tecavüzün tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat; karşı davada dava, karşı davalının, karşı davacıya ait markadan doğan haklarına tecavüzünün tespiti, durdurulması ile maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir. Asıl davada marka hükümsüzlüğü yönünden yapılan değerlendirmede; SMK'nun 25.md'si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md'deki mutlak red; ve 6.md'deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir. SMK'nun 6/1 md'sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir....

                  toplatılmasına, davalı tarafından davacının sınai mülkiyet hakkına karşı yapılan marka tecavüzünün tespitine ve tecavüzün durdurulmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesi mümkün olmazsa, tecavüzün durdurulması kapsamında satışın durdurulmasına, tecavüz konu ürünlerin piyasadan toplatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu