Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez....
Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır....
Ancak, işbu davada davalı kurum tarafından redde mesnet alınan 2006/31856 sayılı marka, 12.01.2015 tarihinde davacı tarafça açılan hükümsüzlük davasına konu edilmiş olup, işbu davanın konusu olan YİDK karar tarihi itibariyle sözkonusu hükümsüzlük davasında verilen hükümsüzlük kararı henüz kesinleşmemiş ise de hükümsüzlüğün geriye etkisi de gözetilerek sözü edilen davada verilen hükmün kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerekirken, ilk derece mahkemesince YİDK’nın 01.03.2018 tarihli ve 2018-M-1509 sayılı kararının iptali talebine yönelik açılan davanın reddi ve bu karara yönelik davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi doğru görülmemiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararın bu yönden davacı yararına bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir....
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Asıl dava, davalıya ait ---- ibareli markanın ayırt edicilik fonksiyonunun bulunmadığı,--- ibare olduğu iddiası ile açılan hükümsüzlük davası ile bu talebin kabul edilmemesi halinde markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl süre ile kullanılmaması sebebiyle açılan marka iptali davası, birleşen dava ise davalıya--- davacıya ait ve tanınmış marka oldukları iddia edilen markalar ile benzer olduğu ve kötü niyetle tescil edildiği iddiasıyla açılan marka hükümsüzlüğü davasıdır....
Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. (6) Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. (7) 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar....
Özel Daire'ce; hükümsüzlük hallerinin düzenlendiği 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 42, maddesinde, marka tescil başvurusu veya tescilin kötü niyetle yapıldığı takdirde markanın hükümsüz sayılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bu bakımdan, sadece KHK'nın 35. maddesine dayalı olarak kötü niyetli tescilden dolayı hükümsüzlük kararı verilemeyeceği görüşü açıklanmaktadır. Yerel mahkemece; kötü niyetin mukayeseli marka hukukuna göre bir kısım Avrupa ülkelerinde ve Avrupa Birliği marka mevzuatında müstakil hükümsüzlük nedeni olarak kabul edildiği, ayrıca 556 sayılı KHK'nın 42.maddesinde kötü niyetli tescil açıkça hükümsüzlük sebebi sayılmamışsa da, MK'nın 2. maddesi uyarınca kötü niyetin korunmasının mümkün olamayacağı, marka korumasının ülkeselliği ilkesinin kötü niyetli tescilleri korumayacak ve kötü niyete prim vermeyecek biçiminde yorumlanması gerektiği düşüncesiyle direnme kararı verilmiştir....
tüm sınıflar yönünden hükümsüzlük koşullarının oluşacağı buna göre, neticeten taraf markalarının ortak olarak ---- ve birebir aynı ibarelerle tescil oldukları davalı markasının ayrıca -------tescilli olduğu, mahkememizce alınan sektör bilirkişisi raporunda da belirtildiği üzere ---- yer alan mal ve hizmetler bakımından örtüştüğü bu nedenle hükümsüzlük yönünden --- bakımından da hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun belirtildiği, davacının rüçhan hakkı nedeniyle marka başvurusu yönündün öncelik hakkı olması, markanın gerçek sahibinin davacı olması, ve davalının davaya konu marka başvurusunun kötü niyetli olması nedeniyle, davaya konu davalıya ait ----------- numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurıulmuştur....
-Ancak, davacı tarafça 556 sayılı KHK’nın 53. maddesi uyarınca yasal süresi içerisinde dava açılarak marka tescil başvurusuna yapılan itirazın nihai olarak reddine dair 2008-M-3802 sayılı ... ... kararının iptaline karar verilmesi istenildiğine göre; mahkemece uyuşmazlık konusu ... ... kararına yönelik davanın esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, aynı KHK’nın 42. maddesine dayalı olarak açılan hükümsüzlük davasına konu 2007/36115 sayılı “NEXTRUS” markasının tescilinin gerçekleşmediği gerekçesiyle ... ... kararının iptaline yönelik davanın da konusu kalmadığından bahisle bir karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının kullanmama nedeniyle hükümsüzlük davasına konu edilen markasıyla aynı asıl unsurlu ve aynı sınıfları kapsayan dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğu, zira verilecek olası bir hükümsüzlük kararını etkisiz hale getirmeyi ve hükümsüzlük davasının sonuçlarından kurtulmayı amaçladığı, iptali istenen YİDK kararının bu nedenle yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar davacı taraf markasının tanınmış marka olduğunu iddia etmişse de, davacının markasının belli bir bilinirlik düzeyine erişmiş olmasına rağmen,----- anlamında tanınmış marka olmadığı, ayrıca davalının markasının kötü niyetle tescil edildiğinin de ispatlanamadığı, zira davacının markaları devraldığı şirketin ortağı olan ----- davalı şirketin de ortağı olduğu ve markaları davacıya devretmeden önce davalıya ait markanın tescil başvurusunun yapıldığı anlaşılmıştır. ---------- hakkında açılan marka hükümsüzlüğü davasının, tarafların markalarının ortak tescilli oldukları mal ve hizmetler için kabulüne, fazlaya ilişkin hükümsüzlük taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....