WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük DAVA TARİHİ : 15/04/2021 KARAR TARİHİ : 26/05/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2022 Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, davalı başvuru sahibi adına diğer davalı Kurum nezdinde 25. sınıfta yer alan ürünlerini kapsar şekilde “...” ibaresinin tescili için başvuruda bulunulduğunu, başvurunun Kurumca yapılan ilk inceleme neticesinde yayınlandığını, müvekkilince, “...” markası üzerindeki eskiye dayalı kullanımla edinmiş olduğu öncelikli ve üstün haklarına dayanılarak Kurum nezdinde süresi içerisinde itiraz edildiğini, Kurumun, itirazın reddi yönünde karar verdiğini, süresi içerisinde yapılan ikinci itirazın da, Türk Patent ve Marka Kurumu, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK)’nun 04.02.2021 tarihli ve ... sayılı kararı ile red olunduğunu...

    (Ancak, 8 inci maddenin son fıkrası çerçevesinde açılan davada önceki hak sahibi koruma süresinin bitiminden itibaren 2 yıl içerisinde markasını kullanmamışsa bu bir hükümsüzlük nedeni sayılmaz.) 'şeklinde belirtilmiştir. Tescil, marka hakkı bakımından kurucu etkiye sahiptir. Tescil ilkesi uyarınca, herhangi bir markayı ilk defa tescil ettiren kişi marka hakkına sahip olur. Ancak, tescil ilkesi çok katı bir biçimde benimsenmemiş, gerçek hak sahipliğine de belirli bir koruma sağlanmıştır. Tescil ile birlikte marka hakkı sahibi, marka üzerinde mutlak hakka sahip olur. Marka sahibi; Markasının başkaları tarafından kullanılmasının önlenmesini talep edebilir, işaretin ticaret alanında kullanılması yasaklanabilir, marka hakkına tecavüz edildiği takdirde zararının tazmini dâhil çeşitli taleplerde bulunabilir. Marka sahibinin hakları tescil ile birlikte doğsa da, haklar üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayımı tarihiyle hüküm ifade eder....

      (Ancak, 8 inci maddenin son fıkrası çerçevesinde açılan davada önceki hak sahibi koruma süresinin bitiminden itibaren 2 yıl içerisinde markasını kullanmamışsa bu bir hükümsüzlük nedeni sayılmaz.) 'şeklinde belirtilmiştir. Tescil, marka hakkı bakımından kurucu etkiye sahiptir. Tescil ilkesi uyarınca, herhangi bir markayı ilk defa tescil ettiren kişi marka hakkına sahip olur. Ancak, tescil ilkesi çok katı bir biçimde benimsenmemiş, gerçek hak sahipliğine de belirli bir koruma sağlanmıştır. Tescil ile birlikte marka hakkı sahibi, marka üzerinde mutlak hakka sahip olur. Marka sahibi; Markasının başkaları tarafından kullanılmasının önlenmesini talep edebilir, işaretin ticaret alanında kullanılması yasaklanabilir, marka hakkına tecavüz edildiği takdirde zararının tazmini dâhil çeşitli taleplerde bulunabilir. Marka sahibinin hakları tescil ile birlikte doğsa da, haklar üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayımı tarihiyle hüküm ifade eder....

        SAVUNMA: Davalı ...vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin aleyhine açılan ... ve ... nolu dosyalarının bağlantılı olduğunu birleştirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Verilen ihtiyati tedbir kararının yerine getirilememesi nedeniyle kaldırılmasını istemiştir. ... nolu ve ... nolu markalara tecavüz iddiasının haksız olduğunu, bu sözcüklerin sektörde kullanılan tasvir edici sözcükler olduklarını belirterek tescil edilemeyeceklerini ve korunamayacaklarını belirtmiştir. İzmir FSHHM’nin...-... sayılı hükümsüzlük kararı kesinleştikten sonra “...” ibaresi ile bir kullanımı olmadığını, aramada ele geçen birkaç numunenin markasal nitelik taşımadığını ileri sürmüştür. İstanbul ... FSHHM’de ... Esasta ... nolu “...” markası için ve ... nolu “...” markası için hükümsüzlük davası açtıklarını bu dosyaların bekletici sorun sayılmasını istemiştir. Açılan davanın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle reddini talep etmiştir....

          +Şekil" markasının ve 2016/58573 sayılı "..." markasının hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, diğer markaların hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, davalılardan Ala Tesettüre ilişkin iddianın internet sitelerindeki kullanımların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğundan ibaret olduğu, ürünlerin faturalardaki kullanımının "..." markası gibi göründüğü bu marka yönünden hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, davacının uzun süre kullanıma sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığı, bu kapsamda davalılardan ... yönünden davanın reddinin gerektiği, bununla birlikte diğer davalının 2013/34700 sayılı "...+Şekil" markası ve 2016/58573 sayılı "..." markası yönünden kullanımlarının tartışılmasının gerektiği, SMK 155 maddesi uyarınca önceki tarihli marka kaydı (2000/15610 sayılı ... markası) bulunan davacı tarafından açılan tecavüz davalarında davalının 2013/34700 sayılı "......

            Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; taraf markaları arasında hem emtialar yönünden hem de görsel ve işitsel yönlerden benzerlik bulunduğu, bu benzerliğin ortalama tüketici nezdinde karışıklığa yol açabileceği, dolayısıyla 556 sayılı KHK’ nın 8/1-b maddesi kapsamında davaya konu çekişme konusu tüm mal ve hizmetler bakımından iltibas tehlikesinin bulunduğu, YİDK karar tarihi itibariyle redde mesnet davalı şirkete ait markalar hakkında neticelenmiş ve kesinleşmiş bir hükümsüzlük kararı da bulunmadığından sonradan açılan hükümsüzlük davasında verilecek kararın YİDK iptal davasında neticeye etkili olamayacağından davacının hükümsüzlük davasının sonucunun beklenmesi yönündeki talebinin yerinde olmadığı, 556 sayılı KHK' nın 8/3 maddesinin ancak 3. kişilerin yaptığı başvurulara gerçek hak sahipliği iddiası ile itiraz etme veya hükümsüzlük davası açma hakkı verdiği, kendi başvurusu yönünden 8/1-b tescil engelini aşarak tescil hakkı vermediğinden davacının kendi başvurusu ile ilgili olarak yapmış...

              tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin TPMK nezdinde 2015/86598 sayı ile "ambians royal" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TPMK Resmi Markalar Bülteninde yayınlandığını, davalı şirketin 2014/01241 sayılı "MARSHALL AMBİANCE" ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın Markalar Dairesi tarafından reddedildiğini, davalı tarafından yapılan ikinci itirazın ise YİDK tarafından kabul edilerek, müvekkilinin marka başvurusunun reddine karar verildiğini, red kararına gerekçe gösterilen 2014/1241 nolu “Marshall ambiance” markasının hükümsüzlük davasına konu bir marka olduğunu, “ambians” markası üzerindeki marka haklarının 2005 yılından bu yana müvekkili şirkete ait olduğunu, müvekkilinin 2005/40020 nolu “Polisan Ambians +şekil” ibareli markası ile “ambians” ibaresinin koruma altında olduğunu, kesintisiz...

                nın 25/3. maddesine göre, marka hükümsüzlük davasının, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılacağı, markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurumun taraf gösterilemeyeceği anlaşıldığından, mahkemece Kurum aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde ise de yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.'nin 7/2. maddesi uyarınca davalı ... lehine, davacı aleyhine maktu vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiştir. Davalı ... vekilinin anılan yöne ilişen istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir....

                  Davalı T2 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 6769 sayılı SMK'nın “Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” başlıklı 26'ncı maddesinin üçüncü fıkrasında, marka hükümsüzlük davasının, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılacağı, markanın hükümsüzlüğü davalarında müvekkil kurumun taraf gösterilemeyeceğini, bu nedenle huzurdaki davada T2 husumet yöneltilemeyeceğini, ve istinafa konu işbu karar usule ve hukuka uygun olduğunu, bununla birlikte, Yerel Mahkemece, müvekkili kurum aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesine rağmen, müvekkil kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu, yerel mahkeme kararının eksik inceleme neticesinde verildiğini, kararın vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur....

                  Hemen belirtilmelidir ki; 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6/9 maddesinde, kötü niyetle yapılan marka başvurularına itirazın nispi ret nedeni olduğu açıkça düzenlenmiştir. Ayrıca hükümsüzlük hâllerinin düzenlendiği SMK’nin 25. maddesinde nispi ret nedenlerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda kötü niyetli tescil 556 sayılı KHK döneminde öğreti ve uygulama ile hükümsüzlük nedeni olarak kabul edilmiş iken SMK ile birlikte artık açıkça hükümsüzlük hâli olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. 17. Öte yandan ne 556 sayılı KHK’de ne de SMK’de hangi hâllerde kötü niyetli marka başvurusunun söz konusu olduğu belirtilmemiştir. Ancak genel olarak kötü niyetli marka başvurusu; hak sahibi olmadığını bilmesine rağmen dürüstlük kuralına aykırı şekilde tescil için başvuruda bulunulması veya başvurunun tescil ettirilmesi olarak tanımlanabilir....

                    UYAP Entegrasyonu