Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir istenebileceği, davalı tarafa ait mal ve hakların uyuşmazlık konusu olmadığı, kaza tespit tutanağında davalı sürücüye kusur verilmediği, manevi tazminatın objektif ve subjektif etken göz önüne alınmak suretiyle takdir edileceği, bu nedenle belirli veya belirlenebilir bir miktar mevcut olma koşulunun bulunmadığı, maddi ve manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı ihtiyati tedbir/haciz isteyen davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

    Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1-b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nden 2012/2062 değişik iş sayılı ihtiyati haciz kararı aldığını, ihtiyati haciz kararını ..... İcra Müdürlüğünün 2012/14219 esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu, kararın borçlunun adresinde değil 3. kişi olan müvekkili şirketin adresinde infaz edildiğini, haksız haciz yapıldığından dolayı müvekkilinin zarara uğradığını, ticari itibar kaybı nedeniyle manevi zarar gördüğünü belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararların tazminini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, talebin Borçlar Kanunu'ndan kaynaklanan alacak niteliğinde olduğu, mutlak ticari dava olmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, davanın usulden reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Kanun maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gereklidir....

        Bu sebeple davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede;Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 6098 sayılı TBK'nun 58. maddesinden kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği kişiye veya borçluya ait olmadığını bildiği eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur. Haksız haciz sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir (Aynı doğrultuda Yargıtay 4....

          Mahkemece 01.12.2021 tarihli ara karar ile; davacı vekilinin manevi ve maddi tazminata yönelik ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği anlaşıldı. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: davacılar vekili 02.12.2021 tarihli dilekçesi ile; Yargıtay 21....

          Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir. Şu halde haksız haciz sebebiyle tazminat davasında manevi tazminata hükmedebilmek için davalı alacaklının icra takibinde kötü niyetli veya ağır kusurlu olması gerekir....

            Hukuk Dairesince manevi tazminat miktarları yönünden düzeltme yapılarak onanmıştır. Düzeltilerek onanan karara göre davalılar için toplam 30.000 TL manevi tazminatın 20/04/2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş ve karar bu şekilde kesinleşmiştir. Yine icra dosyası kapsamında tüm bankalara yazılan haciz yazılarına bankalarca itiraz edildiği, iki tapu sicil müdürlüğü haricinde diğer tapu müdürlüklerinden olumsuz cevaplar geldiği, sadece iki aracın iki gün trafikten men edildiği, bu araçların borca yeter miktarda olup olmadığına dair kıymet takdiri yapılmadığı, başkaca araçlar üzerine haciz konulduğuna dair bilgi bulunmadığı sabittir. Kural olarak haksız haciz uygulaması nedeniyle aleyhine haciz uygulanan kişi tazminat isteminde bulunabilir. Ancak, dava konusu olayda davalıların ihtiyati haciz taleplerinin haklı olduğu ..... 1. İş Mahkemesinin 2008/227 Esas ve 2008/699 Karar sayılı dosyası ile sabittir....

              Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

              (yaklaşık ispat kuralı) Eldeki davada yaklaşık ispat şartı gerçekleşmiş olduğundan ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve davacı vekilinin manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin reddi kararına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Bu itibarla, yerel mahkemece davacının manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin uygun ve makul bir miktar üzerinden ve teminatlı olarak kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi ara kararının 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin 30.000,00- TL manevi tazminat üzerinden üzerinden ve %15 teminat karşılığında kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Davacının haciz işlemi sonrasında icra müdürlüğünce yapılan işlemin usulsüz olduğu iddiası ile İcra Hukuk Mahkemesi’ne şikayette bulunarak haczi kaldırma hakkı bulunmakta olup, Dairemizin yerleşmiş kararları gereğince de sadece maaşın üzerinde bir süre haciz bulunması bir başına manevi tazminatı gerektirmemektedir. Bu nedenle manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı gözetilerek davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı ve eksik değerlendirme ile manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle birleşen dosya davalısı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan sebeplerle temlik alanların tüm, birleşen dosya davalısının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, birleşen dosya davalısının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden temlik alanlar ... ve...'...

                UYAP Entegrasyonu