TL olmak üzere toplam 2.000.000,00 TL manevi tazminatın ,yine dede Mesut için 100.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep edilmiş , ayrıca ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, daha sonra davacılar vekili 07/10/2022 tarihli talep dilekçesi ile; ihtiyati haciz taleplerinin maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından kabulüne ve 2.121.000- TL üzerinden ihtiyati tedbir kararı verilerek davalılar adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, hırsızlık, mala zarar vermek ve konut dokunulmazlığını ihlal eylemlerine dayalı maddi manevi tazminat (alacak) isteklerine ilişkindir. Davacılar vekilinin ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir isteminde bulunması hukuka aykırı ise de; ilk derece mahkemesince istemin ihtiyati haciz olarak kabul edilerek karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir....
Haksız eylemden kaynaklı manevi tazminat istemiyle açılan davalarda ihtiyati haciz kararı verilmesini engelleyen yasal bir hüküm mevcut olmadığı gibi, İİK’nın 257 vd. maddelerinde de bu yönde bir hüküm bulunmamaktadır. Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkündür. (Yargıtay 4. H.D. Nin 2022/8964 E. 2022/15530 K.) Somut olayda; ihtiyati haciz istemi haksız eylem niteliğindeki trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi haksız eylemlerde zarar olay tarihinde meydana gelmiş sayılacağından davaya konu tazminatın vadesi gelmiş bir alacak olarak nitelendirilmesi gerekir....
gayrimenkuller üzerine dava değeri olan 50.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz konulmasına, davacının manevi tazminat yönüyle verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair karar verildiği görülmüştür....
CEVAP : İhtiyati hacze itiraz eden/davalılar vekili, davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin olmadığını, talebin ihtiyati tedbire ilişkin olduğunu, bu kapsamda mahkemece ihtiyati haciz yönünde değerlendirilmesinin doğru olmadığını, ihtiyati hacze ilişkin aranan koşulların somut olayda oluşmadığını, Mahkemece ihtiyati haciz yönündeki değerlendirmenin manevi tazminatı da içerdiği ve ancak manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olacağını, davaya konu edilen toplam tutar göz önüne alınarak 415.000,00 TL üzerinden verilen ihtiyati haciz kararının ölçüsüz olduğunu, kusur durumunun dosyada henüz belirli olmadığını, şu aşamada bununla ilgili delil toplanmadığını savunarak, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmişlerdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkemece 15.11.2022 günlü ara karar ile manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 15.11.2022 günlü ara karara karşı istinaf talebinde bulunmuştur. Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 18.07.2024 tarihli ara kararda "...gösterilen dava değerinin toplam 15.200 TL olduğu ve bu rakamın asgari ücretin dahi altında kalması itibariyle ihtiyati haciz kararına konu edilmesinin ihtiyati haciz müessesinin amacına aykırılık oluşturacağı gibi menfaatler dengesinin ihlal edileceği değerlendirilmekle..." şeklinde gerekçe ile ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair karar verilmiş ve anılan karar 24.07.2024 tarihinde taraflara tebliğ edilmiş olduğunu, gelinen aşamada dava dosyası kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi şartları mevcut iken yukarıda yer verilen gerekçe ile taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiğini, yerel mahkemece fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile ikame edilen maddi ve manevi tazminat davasının değerinin asgari ücret tutarının altında kalmasının ihtiyati haciz talebinin reddine dayanak oluşturması ihtiyati haciz müessesesinin...
yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince verilen 28/05/2021 tarihli ara karar ile; "Davacılar vekilinin manevi tazminat için ihtiyati haciz talebi değerlendirildiğinde; manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır....
(yaklaşık ispat kuralı) Eldeki davada yaklaşık ispat şartı gerçekleşmiş olduğundan ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve davacı vekilinin manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin reddi kararına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Bu itibarla, yerel mahkemece davacının manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin uygun ve makul bir miktar üzerinden ve teminatlı olarak kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi ara kararının 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin 30.000,00- TL manevi tazminat üzerinden üzerinden ve %15 teminat karşılığında kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....