Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2021/494 E. sayılı dosyası ile yargılanarak mahkumiyetine karar verildiğini belirterek, manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Anayasanın 5 12, 17, 20 ve 26 maddelerinde kişilik değerlerinin önemini esas olarak bunları ihlal edenlere karşı kişinin korunmasını garanti altına almıştır. Kanun koyucu manevi tazminat davası açılacak halleri MK 240/11, 25, 85 ve devamı maddeleri ile BK 47 ve 49. maddelerinde ayrı ayrı düzenlemiştir. BK 47. maddesi ise özel nitelikte bir hüküm olup Fiziki (maddi) kişilik değerlerinin yani yaşama hakkı ile vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan hallerde manevi zararların tazminini düzenlemiştir. Zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür....

Açıkladığım nedenlerle sayın çoğunluğun aksi yönündeki düşünce ve kararlarına katılmıyorum. 26/05/2015 KARŞI OY YAZISI Dava, evli olduğunu bildiği halde onunla duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. Eşler evlenmekle birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler. (TMK.185/3) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161. maddesine göre zina sebebiyle boşanma davası açar ve bu davada TMK'nın 174/2. maddesi gereğince manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan eşin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş TMK 161/son maddesine göre manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte ne sebeple olursa olsun eşinden manevi tazminat istemeyen eşin durumu da aynıdır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... vd. tarafından, davalı ... aleyhine 26/05/2011 gününde verilen dilekçe ile basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı,......

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/04/2016 gününde verilen dilekçe ile görevi kötüye kullanma suçundan beraat kararı verilmiş olmasına rağmen iş ve sosyal yaşamında bu suçla isnat edilmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın maddi tazminat yönünden reddine, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne dair verilen 03/10/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden reddine, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Emniyet Müdürlüğünün resmi yazılarıyla sabit olduğunu, anılan şahsın ceza mahkemesince hakaret suçundan cezalandırılmasına da karar verildiğini, davalı yazar tarafından yeni olaylarmış gibi kitapta yer verilen bu ithamların sahte belgelere dayalı iddialardan ibaret olduğunu, kitapta davacının isim ve resminin izin alınmadan kullanıldığını, SSK Genel Müdürü olduğu döneme ilişkin kitapta yer verilen iddiaların da gerçek olmadığını, buna ilişkin 12 ayrı mahkeme kararı bulunduğunu, davaya konu kitabın her yerinde kişilik haklarına saldırı oluşturacak ithamlarda bulunulduğunu ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

          Davacı vekili, davalının beyanlarına dayanılarak yapılan, Hürriyet Gazetesi'nin 25/07/2013 tarihli, "Malları Üzerine Geçiriyormuş" başlıklı gazete haberi ile internet sitesinde paylaşılan aynı konudaki haber içeriğinin gerçeği yansıtmadığını; habere konu edilen davalıya ait beyanlarda davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden ifadeler yer aldığı, manevi zararın giderimi için girişilen icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Davalı, adı geçen gazeteci ile röportaj yapmadığını ve tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının iddialarının emare ve olgulara dayanmadığı, eleştiri sınırının aşılarak davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu kabul edilerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davanın tarafları, yazılı ve görsel medyada sık sık yer almaları nedeniyle kamuoyu tarafından bilinen ve tanınan kişilerdir....

            Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tazminat istemine ilişkindir. ... ... ... Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... ...Aile Mahkemesi ise davacının talebi irdelendiğinde haksız fiile dayanan tazminat istemine ilişkin olduğu, evlilik dışı birliktelik durumunda davalıların iddia edilen bu eylemde müteselsilen sorumlu olduğu, uyuşmazlığın nitelendirilen bu vasfına Aile Hukukundan kaynaklanmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda, davacının manevi tazminat isteği, boşanma davası açılmadan kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, davalının kendisini aldattığını ileri sürerek davalıdan manevi tazminat talep etmektedir....

              Davalılar, davacının maddi tazminat istemini kabul ettiklerini ancak manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Anayasanın “ Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu düzenleme altına alınmıştır. Türk Medeni Kanununun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılacak saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde de, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yoluyla korunacağı açıklanmış, Borçlar Kanununun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir....

                Manevi tazminat istenebilecek durumlar yasalarda sınırlı sayıda belirtilmiş olup, her üzüntü ve manevi zarar için tazminat verilmesine hukuki olanak bulunmamaktadır. Somut olayda; hazırlık soruşturması içeriği itibariyle davacı ve ailesinin trafik kazasında yaralanmadıkları, tamirci ile arasındaki olayların trafik kazası ile uygun illiyet bağı taşımadığı, araç hasarının manevi tazminata hukuki sebep ve hasarlı trafik kazasının da kişilik hakkına saldırı oluşturmayacağı gözetilerek manevi tazminat isteminin reddedilmesi gerekirken, mahkemece manevi tazminata hükmolunması bozma nedenidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Bölge adliye mahkemesinin gerekçeli kararında, davacı kadının erkeğin ekonomik şiddet uyguladığı ve birlik görevlerini ihmal ettiği vakıalarına dayanmadığı belirtilerek, bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğine, aile müdahalesine sessiz kalan erkeğin bu kusurunun kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğine ve kadın yararına manevi tazminatın koşullarının oluşmadığına hükmedilmiştir. Dosyanın tetkikinden davalı erkeğin bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve kesinleşen "Aile müdahalesine sessiz kalma" kusuru yanında, eşini aşağıladığı ve tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesinde boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat isteyebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Davalı erkeğin eşini aşağılaması kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder....

                    UYAP Entegrasyonu