Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; tazminatlara uygulanan faiz başlangıcı yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir....

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/02/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyizleri yönünden; Dava; kişilik haklarına haksız saldırı hukuksal nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

      toplantısı sırasında, davalının içi su dolu bardağı fırlattığını, sonrasında da “ .. ” sözleriyle hakaret ettiğini, sarf edilen sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı, .. görev yapan .. milletvekili olduğunu, karşı tarafın “ .. ” gibi sözleri neticesinde, ağır tahrik sonucu “ .. ” kelimesini sarf ettiğini, sarf edilen sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın tazmini isteminde bulunmuş; asıl davanın da reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taraflarca sarf edilen sözlerin oluşan tartışma sonrasında karşılıklı olarak sarf edildiği, kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olmadığı gerekçesiyle dava ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Davaya konu olay; .. toplantısı sırasında meydana gelmiştir....

        Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olup olmadığı ve daha az tutarda manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 12. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. 13. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir. 14....

          Anılan karara karşı davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, maddi ve manevi tazminatların miktarı yönünden başvurunun kabulü ile maddi ve manevi tazminat konusunda yeniden hüküm tesis edilerek tazminat miktarlarının düşürülmesine karar verilmiştir. Ancak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatın düşürülmesi doğru olmayıp, davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....

            Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı-karşı davalı kadının ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışının davalı-karşı davacı erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gerekçesiyle kadının, erkek yararına hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile davalı-karşı davacı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca yukarıda sınırlandırıldığı şekilde temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Davacı-karşı davalı kadın gerek ilk derece mahkemesinin gerekse de bölge adliye mahkemesinin kabulünde olduğu üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olup, bu kusurlu davranışı aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir....

              Açıklanan nedenlerle, BK.49 maddesine göre, davalının eylemi, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun karar düzeltme görüşüne katılmıyoruz....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Bu durumda davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir durum ve buna dayalı manevi bir zarar bulunmadığından mahkemece manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davacının temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Maddesine dayalı kişilik haklarına dayalı tazminat talebine ilişkindir. TMK 24. maddesine göre; "Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır." TMK 25/3 maddesine göre; "Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır." TBK 58. maddesi gereğince "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir."...

                    UYAP Entegrasyonu