(MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır. Davalı eş ile ilişkide olan 3. kişinin durumuna gelince; boşanma davasıyla eşinden manevi tazminat alan davacı manevi tazminatın "tekliği ve bölünmezliği" ilkesi gereğince 3. kişiden tazminat isteyemeyeceği gibi bu tazminatı "sadakat" yükümlülüğü olan eşinden istemeyen, istemeyi ihmal eden davacı elbetteki 3. kişiye yönelemez....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; basın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 5000 lira manevi tazminatın yasal faiz ve masraflarla birliktedavalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava, davalının bir paneldeki konuşması nedeniyle kişilik hakkına saldırı bulunduğu iddiasıyla manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacının aktif husumet ehliyeti ve saldırı bulunduğu kabul edilerek davalının sorumluluğuna karar verilmiştir. "Türkiye nereye gidiyor" konulu panelde davalının referandum sonuçlarını değerlendirirken evet oyları hakkında gaflet, delalet ve ihanet nitelemesinde bulunduğu anlaşılmaktadır....
Davacı, kardeşi olan davalıların daha önce açtıkları vasi tayini davası reddedilmiş ve onanarak kesinleşmiş olduğu halde, aynı nedenlerle yeniden vasi tayini davası açarak kişilik hakkına kötü niyetli olarak saldırdığından manevi tazminat istemiştir. Yerel mahkeme, tarafların hisseli taşınmazları ve kira gelirleri olduğunu, davalıların ortak menfaatlerinin korunması amacıyla vasi tayini davası açmakla yasal haklarını kullandıklarını belirterek davayı reddetmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı erkek süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş olup Marmaris mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesi, ön inceleme duruşmasında "Türk Medeni Kanunu'nun 25. maddesi kapsamında yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya verildiğinden" bahisle yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Dava, boşanmadan sonra açılan TMK'nun 174/2. maddesine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Ortada Türk Medeni Kanunu'nun 25. maddesinde düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle açılmış manevi tazminat davası bulunmamaktadır....
Mahkemece, “manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarının zarara uğraması gerektiği, kişilik haklarının zarar görmediği hallerde eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesinin olanaklı olmadığı, hırsızlık nedeni ile uğranılan maddi kaybın sigorta şirketi tarafından karşılandığı zaten manevi tazminat istemine dayanak teşkil etmeyeceği, hırsızlık olayının kişilik haklarına bir saldırı içermediği, dolayısıyla manevi tazminat koşullarının oluşmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının site içindeki evine hırsız girdiği, toplanan deliller ve tüm dosya mündericatı ile sabittir. Davacının, evine hırsız girmesiyle ruhsal bütünlüğünün bozulduğu, özel hayatına müdahale edildiği ve kişilik haklarına saldırı olduğunun kabulü gerekir....
dır...." cümlesinin yazılı bulunduğu, davacının bu cümle nedeniyle manevi tazminat istediği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğindeki bilgi, belge ve açıklamalar ile iddia ve savunma incelenip değerlendirildiğinde; davacının mesleği, taraflar arasındaki süreç, yazının bütünü ve davacı elamanına gönderilmesi itibariyle mesleğin silah olarak kullanılması ve bunun kural dışı saldırı olarak nitelendirilmesinde kişilik hakkına saldırı bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Şu durum karşısında davanın reddedilmesi gerekirken mahkemece davalının sorumluluğuna karar verilmesi davalı yararına bozma nedenidir. Öte yandan mahkemece, reddedilen manevi tazminat nedeniyle davalı yararına maktu avukatlık ücreti yerine nisbi avukatlık ücreti takdir edilmesi de benimseme biçimi yönünden davacı yararına bozma nedenidir....
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda; her üç boşanma davasının da ayrı ayrı kabulüne, kabul edilen zina davasından dolayı, davalı-karşı davacı erkek lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmiş, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında davalı-karşı davacının istemiş olduğu maddi-manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararında ; "......
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hükmedilecek manevi tazminatın miktarının belirlenmesi hakimin taktirindedir. Ne var ki, takdire bağlılık keyfilik demek değildir. Kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakim bu hakkı Türk Medeni Kanun'unun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesine uygun olarak kullanmalıdır. Manevi tazminatın miktarı belirlenirken kişilik hakkına saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranı, sıfatı, işgal ettikleri makam ile diğer sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalı, her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşullar bulunabileceği gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar yerinde denetime elverişli biçimde ve objektif olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat davaları sonucunda hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır....
Şti. aleyhine 07/07/2010 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/11/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... Gazetesi 05.07.2010 tarihli nüshasında ilk sayfada "Başbağlar'ın sorumlusu ...'de" 12. sayfasında "...'in Büyük Payı Var" başlıklı haber yazısında gerçek dışı ifadelerle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir....