Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı erkek süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş olup Marmaris mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesi, ön inceleme duruşmasında "Türk Medeni Kanunu'nun 25. maddesi kapsamında yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya verildiğinden" bahisle yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Dava, boşanmadan sonra açılan TMK'nun 174/2. maddesine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Ortada Türk Medeni Kanunu'nun 25. maddesinde düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle açılmış manevi tazminat davası bulunmamaktadır....

    dır...." cümlesinin yazılı bulunduğu, davacının bu cümle nedeniyle manevi tazminat istediği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğindeki bilgi, belge ve açıklamalar ile iddia ve savunma incelenip değerlendirildiğinde; davacının mesleği, taraflar arasındaki süreç, yazının bütünü ve davacı elamanına gönderilmesi itibariyle mesleğin silah olarak kullanılması ve bunun kural dışı saldırı olarak nitelendirilmesinde kişilik hakkına saldırı bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Şu durum karşısında davanın reddedilmesi gerekirken mahkemece davalının sorumluluğuna karar verilmesi davalı yararına bozma nedenidir. Öte yandan mahkemece, reddedilen manevi tazminat nedeniyle davalı yararına maktu avukatlık ücreti yerine nisbi avukatlık ücreti takdir edilmesi de benimseme biçimi yönünden davacı yararına bozma nedenidir....

      Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda; her üç boşanma davasının da ayrı ayrı kabulüne, kabul edilen zina davasından dolayı, davalı-karşı davacı erkek lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmiş, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında davalı-karşı davacının istemiş olduğu maddi-manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararında ; "......

        Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hükmedilecek manevi tazminatın miktarının belirlenmesi hakimin taktirindedir. Ne var ki, takdire bağlılık keyfilik demek değildir. Kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakim bu hakkı Türk Medeni Kanun'unun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesine uygun olarak kullanmalıdır. Manevi tazminatın miktarı belirlenirken kişilik hakkına saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranı, sıfatı, işgal ettikleri makam ile diğer sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalı, her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşullar bulunabileceği gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar yerinde denetime elverişli biçimde ve objektif olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat davaları sonucunda hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır....

          Şti. aleyhine 07/07/2010 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/11/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... Gazetesi 05.07.2010 tarihli nüshasında ilk sayfada "Başbağlar'ın sorumlusu ...'de" 12. sayfasında "...'in Büyük Payı Var" başlıklı haber yazısında gerçek dışı ifadelerle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir....

            Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ile olayın meydana geliş şekli gözetilerek mahkemece takdir edilen manevi tazminat artrılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ( TMK )'nun 24. maddesinde; "Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar yada kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır." 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ( TBK )'nun 58. maddesinde de; "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar ödenmesini isteyebilir. Hakim bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırıbilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir."...

            Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi olay sebebiyle kişilik hakları zedelenen taraf, manevi tazminatı boşanma davasıyla isteyebileceği gibi, boşanmadan sonra da isteyebilir. Ya da boşanmaya bağlı olmaksızın "hakların yarışması" çerçevesinde genel hükümlere göre de talep edebilir. Bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verebilir. (6098 Sayılı TBK.m.60) Davacı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayanan boşanma davasıyla birlikte manevi tazminat istemiştir. Daha önceki davada verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması karşısında davacının aynı zamanda boşanma sebebi oluşturan eyleme dayanan manevi tazminat isteği artık boşanma sebebine bağlı olmaktan çıkmış, bağımsız bir talep haline dönüşmüştür....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/02/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 04/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                Böyle bir sonucun ise, kişinin kişilik değerlerinde yaratacağı olumsuz etkiler nedeniyle, tehdit eyleminin kişilik hakkına saldırı oluşturacağının kabul edilmesi gerekir. Somut olayda, ceza mahkemesinin davalıyı tehdit suçundan cezalandırması gözetildiğinde BK.nun 53. maddesi uyarınca ölümle tehdit eyleminin bulunduğu ve bu eylemin yukarıdaki açıklamalar itibariyle davacının kişilik hakkına saldırı oluşturduğu açıktır. Şu durum karşısında takdir edilecek manevi tazminatla davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece tazminatı gerektirecek düzeyde manevi zarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi bozma nedenidir....

                  Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi olay sebebiyle kişilik hakları zedelenen taraf, manevi tazminatı boşanma davasıyla isteyebileceği gibi, boşanmadan sonra da isteyebilir. Ya da boşanmaya bağlı olmaksızın "hakların yarışması" çerçevesinde genel hükümlere göre de talep edebilir. Bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verebilir. (6098 Sayılı TBK.m.60) Davacı Türk Medeni Kanununun 166/1 e dayanan boşanma davasıyla birlikte manevi tazminat istemiştir. Daha önceki davada verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması karşısında davacının aynı zamanda boşanma sebebi oluşturan eyleme dayanan manevi tazminat isteği artık boşanma sebebine bağlı olmaktan çıkmış, bağımsız bir talep haline dönüşmüştür....

                    UYAP Entegrasyonu