İlk derece ve bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve ispatlanan, davalı erkeğin kusurlu davranışları davacı kadının kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikde değildir. Manevi tazminata hükmedilmesini gerektirecek başka bir olayın varlığı da kanıtlanmamıştır. Salt boşanmış olmak ya da bunun sebebiyet verdiği üzüntü de manevi tazminatı gerektirmez. Öyleyse, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan kadın, yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp gerektirmiştir....
Görüldüğü üzere TBK'nın 58. maddesi gereğince kişilik hakları zarara uğrayanların manevi tazminat isteme hakları vardır..."...
A.Ş. ve ... aleyhine 18/06/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen 02/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... Grup İnşaat San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... Grup İnşaat San. Ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davacının, 2004-2008 tarihleri arasında davalıların avukatlığını yaptığını, davalıların, davacı hakkında hem Cumhuriyet Başsavcılığına hem de İstanbul Barosuna davacıyı şikayet ettiklerini, ......
Dava konusu uyuşmazlık, davalının yazılarında yer alan sözlerin eleştiri sınırında kalıp kalmadığı ve bu nedenle de manevi tazminatı gerektirip gerektirmediği noktasında toplanmaktadır. Dava konusu uyuşmazlık, Medeni Kanunun 24. maddesi gereğince kanunen kişilik hakkına yapılmış saldırı nedeniyle Borçlar Kanununun 49. maddesinden kaynaklanan manevi tazminat talebine ilişkindir. Davanın dayanağı Medeni Kanunun 24 ve Borçlar Kanununun 49. maddeleridir. Anılan maddelere göre sorumlu tutulmanın koşulu, yayınlanan açıklama ya da eleştirinin, kişilik hakkına saldırı teşkil etmesidir. Ayrıca bu saldırı, manevi bir zarar doğurmalı, zarar ile saldırı arasında da uygun illiyet bağı olmalıdır. Bilindiği gibi kişilik hakkı, kişinin kendi özgür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlayan ve herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir haktır. Davacı da bu hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle manevi tazminat talebinde bulunmaktadır....
Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi olay sebebiyle kişilik hakları zedelenen taraf, manevi tazminatı boşanma davasıyla isteyebileceği gibi, boşanmadan sonra da isteyebilir. Ya da boşanmaya bağlı olmaksızın "hakların yarışması" çerçevesinde genel hükümlere göre de talep edebilir. Bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verebilir (6098 Sayılı TBK m. 60). Davacı Türk Medeni Kanununun 161.maddesine dayanan boşanma davasıyla birlikte manevi tazminat istemiştir. Daha önceki davada verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması karşısında davacının aynı zamanda boşanma sebebi oluşturan eyleme dayanan manevi tazminat isteği artık boşanma sebebine bağlı olmaktan çıkmış, bağımsız bir talep haline dönüşmüştür....
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacı, davalının dava dışı eşinin evli olduğunu bilmesine rağmen onunla duygusal ve cinsel birliktelik yaşadığını, dava dışı eşine boşanma davası açtığını, bu durumun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuş; ayrıca açılan bu dava nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek karşı dava ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; asıl davanın ispatlanamadığı, karşı davanın ise iddia ve savunma kapsamında kaldığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Davacı, davalı tarafça yapılan "müfettişler suçluyor ... koruyor" başlıklı yayınla kişilik hakkına saldırıldığından 50.000 TL manevi tazminat istemiş, bozma sonrası yerel mahkemece istemin 5.000 TL'lik kısmı kabul olunmuştur. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir....
Dava, kişilik hakkına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı, davalılardan ...'in açıklamalarına dayalı olarak ... Haber adlı yerel gazetede 31/08/2009 tarihinde yayınlanan yazı ile kişilik hakkına saldırıldığından manevi tazminat istemiştir. Yerel mahkeme yayının hukuka uygun olduğunu ve basının haber verme görevi gereği yapıldığını belirterek davayı reddetmiştir. Dosyadaki belgelerden, dava konusu yayın nedeniyle ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/478 esasında yazılı bir ileti ile hakaret ve iftira suçundan ceza davası bulunduğu ve derdest olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda ceza davasının kesinleşmesi beklenerek incelenmesi ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/06/2014 gününde verilen dilekçe ile hakaret sebebiyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/01/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının müvekkilline iş yerinde ve çalışma arkadaşlarının yanında hakaret ettiğini, olay sebebiyle müvekkilinin küçük düşürüldüğünü, rencide olduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm basın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 17.07.2014 tarihli 2014/2 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.03.09.2014 (Çrş.)...