Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişilik haklarının korunması için açılabilecek davalardan manevi tazminat davası genel olarak kabul edilen görüşe göre kişiliğe yönelik saldırı sebebiyle uğranılan manevi zararın, saldırı sebebiyle duyulan acı, elem ve ızdırabın tatmin edilerek giderilmesi amacıyla kişiye tanınan davadır. Manevi tazminat konusu mevzuatımızda, kişilik hakkı ihlallerinde istenebileceğini belirten MK m. 25 ve manevi tazminat davasının koşullarını belirleyen genel hüküm niteliğindeki BK m. 49 (6098 sayılı TBK m. 58) haricinde, bazı özel hükümlerde de geçmektedir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/14 Esas sayılı dosyasında davalının davacı sıfatıyla yargılamaya katıldığı, davacının ise aynı dosyada davalılar vekili olduğu, davalının anılan dosyanın 17/01/2012 tarihli duruşmasında davacıya hitaben söylediği sözler ile alenen hakaret ettiği, avukat olarak görev yapan davacının manevi zarara uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.500,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Anayasanın 36. maddesinde herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir....

      Yayın bu haliyle davacının görevi kötüye kullandığı imasını taşımakta olup, davacının kişilik hakkına saldırı niteliğindedir. Şu durumda yerel mahkemece davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminata hükmolunmak gerekirken davanın tümden reddi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK m.24), isme saldırı (TMK m.26), nişan bozulması (TMK m.121), evlenmenin butlanı (TMK m.158/2), boşanma (TMK m.174/2) bedensel zarar ve ölüme neden olma (uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m.47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesi (BK m.49) olarak sıralanabilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/12/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Davacı, davalı tarafından yazılan ve kendi çalıştığı gazetede yayınlanan tekzip yazısında yalancılıkla suçlandığını, çalıştığı gazeteden ayrılmak zorunda kaldığını, kişilik haklarının zarar gördüğünü beyan ederek manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davacı ile aralarında husumet bulunduğunu, davacının çalıştığı gazetenin kendisine ayrılan köşesinde kendisini ve eşini hedef alarak kişilik haklarına saldırı içeren yazı yazması sonucu dava konusu tekzip metninin yayınlandığını, davacının yazısı nedeniyle tazminata mahkum edildiğini, kişilik haklarına saldırı teşkil edecek herhangi bir ifadenin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı tarafından düzenlenen tekzip yazısında davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak ibareler içeren cümleler bulunduğu gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, ispatlanamayan maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....

              (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır. Davalı eş ile ilişkide olan 3. kişinin durumuna gelince; boşanma davasıyla eşinden manevi tazminat alan davacı manevi tazminatın "tekliği ve bölünmezliği" ilkesi gereğince 3. kişiden tazminat isteyemeyeceği gibi bu tazminatı "sadakat" yükümlülüğü olan eşinden istemeyen, istemeyi ihmal eden davacı elbetteki 3. kişiye yönelemez....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 5000 lira manevi tazminatın yasal faiz ve masraflarla birliktedavalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava, davalının bir paneldeki konuşması nedeniyle kişilik hakkına saldırı bulunduğu iddiasıyla manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacının aktif husumet ehliyeti ve saldırı bulunduğu kabul edilerek davalının sorumluluğuna karar verilmiştir. "Türkiye nereye gidiyor" konulu panelde davalının referandum sonuçlarını değerlendirirken evet oyları hakkında gaflet, delalet ve ihanet nitelemesinde bulunduğu anlaşılmaktadır....

                  Davacı, kardeşi olan davalıların daha önce açtıkları vasi tayini davası reddedilmiş ve onanarak kesinleşmiş olduğu halde, aynı nedenlerle yeniden vasi tayini davası açarak kişilik hakkına kötü niyetli olarak saldırdığından manevi tazminat istemiştir. Yerel mahkeme, tarafların hisseli taşınmazları ve kira gelirleri olduğunu, davalıların ortak menfaatlerinin korunması amacıyla vasi tayini davası açmakla yasal haklarını kullandıklarını belirterek davayı reddetmiştir....

                    Mahkemece, “manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarının zarara uğraması gerektiği, kişilik haklarının zarar görmediği hallerde eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesinin olanaklı olmadığı, hırsızlık nedeni ile uğranılan maddi kaybın sigorta şirketi tarafından karşılandığı zaten manevi tazminat istemine dayanak teşkil etmeyeceği, hırsızlık olayının kişilik haklarına bir saldırı içermediği, dolayısıyla manevi tazminat koşullarının oluşmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının site içindeki evine hırsız girdiği, toplanan deliller ve tüm dosya mündericatı ile sabittir. Davacının, evine hırsız girmesiyle ruhsal bütünlüğünün bozulduğu, özel hayatına müdahale edildiği ve kişilik haklarına saldırı olduğunun kabulü gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu