Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu madde başka bir kanun özel olarak kişilik hakkının hukuki olgularını farklı düzenlemediği durumlarda uygulanan genel kuraldır. Burada kural olarak; doğrudan doğruya zarar görme koşulu söz konusudur. Aynı kanunun 56. maddesi ise bedensel bütünlüğün ihlalinde manevi tazminat talebini özel olarak düzenlemiştir. Sözleşmeye aykırılık halinde de, TBK m. 114/II’nin atfıyla kıyasen, manevi zararı ispat yükü zarar görende olmak üzere manevi zararın tazmini söz konusudur. 5. Görüldüğü gibi tazminat borcunun kaynağı olarak manevi tazminat, haksız fiil hükümleri içinde düzenlenmiştir. Haksız fiil sorumluluğunu doğuran TBK m. 58 genel olarak, hukuka aykırı olarak kişilik hakkı saldırıya uğrayan kişinin manevi zarara uğramışsa manevi tazminat talep edebileceği; özel olarak da, TBK m. 56’da beden bütünlüğü ihlal edilen kişinin veya ölüm hâlinde ölenin yakınlarının manevi zararlarını tazmin için manevi tazminat talep edebileceğini düzenlemiştir....

    Daha önce erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak davalı aleyhine açılıp reddedilen ve 04.04.2012 tarihinde kesinleşen kararda davacı erkeğe kusur izafe edilmemiştir. Ret kararının kesinleşmesinden itibaren geçen fiili ayrılık süresi içinde de davacının, diğer tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylemi ispatlanmamıştır. Davalı tanıklarının, tarafların fiilen ayrılmalarından önceki döneme ilişkin beyanları, yukarıda sözü edilen kesinleşen ret kararı karşısında artık hükme esas alınamaz. Retle sonuçlanan ilk davayı açarak boşanma sebebi yaratan davacı erkek boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olsa da boşanmaya sebep olan fiili ayrılık da, kişilik haklarına saldırı niteliğinde görülemez. Bu bakımdan, olayda davalı kadın yararına manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilmesini gerektiren bir sebep bulunmamaktadır....

      Davalı, davacı ve eşinin boşanmasında etkisi olmadığını, davacının 2004 yılında eşi aleyhine boşanma davası açtığını ve sonrasında davadan feragat ettiğini, zamanaşımının gerçekleştiğini, kişilik hakkına saldırı niteliğinde eylemi bulunmadığını, boşanma davasından davacının eşinin bu birliktelik nedeniyle manevi tazminata hükmolunduğundan ve manevi tazminat bölünemeyeceğinden davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkeme, davacı ile dava dışı eşi ... arasında görülen boşanma davasında eşin, sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle manevi tazminata hükmolunduğuna, olayın dava konusu ile aynı olay olup manevi tazminat bölünemeyeceğinden ve boşanma davasında davacı zararı karşılandığından davayı reddetmiştir. Davacı, davalının evli ve çocuklu olan eşiyle bu durumu bilerek birlikte olduğunu bunun sonucunda yuvasının dağıldığını belirterek manevi tazminat istemiştir....

        Açıkladığım nedenlerle sayın çoğunluğun aksi yönündeki düşünce ve kararlarına katılmıyorum. 03/.../2014 Dava, evli olduğunu bildiği halde onunla duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. Eşler evlenmekle birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler. (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/... maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/06/2007 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/11/2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayete dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

            tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 23/12/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikâyet nedeniyle kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacılar, ... isimli sitenin yönetiminde yönetici, denetçi ve yönetim kurulu üyesi olarak görev aldıklarını, davalıların kendileri hakkında site yönetimine ilişkin usulsüzlükler yaptıkları, yetki dışı para topladıkları, maddi çıkar sağlamak amacıyla toplantı tutanakları imzaladıkları iddiası ile şikayetçi olduklarını, haklarında .....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/06/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikâyet nedeniyle kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez....

                  Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Buna göre davalıdan kaynaklanan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylar davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesindeki koşullar davacı kadın yönünden gerçekleşmemiştir. O halde, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilecek yerde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.02.2021 (Per.)...

                    KARŞI OY YAZISI Dava; internet ortamında kişilik haklarına saldırı hukuksal nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyada mevcut delillere ve özellikle davaya konu eylem nedeniyle davalı hakkında yapılan ceza yargılaması sırasında toplanan delillere göre, davalı tarafından internet ortamında davacıya yönelik olarak "şovmen soytarılar" şeklinde sözler sarfedildiği hususu sabittir.Davacının siyasi kişiliği de dikkate alınarak, hakkındaki eleştiri sınırlarının daha geniş olacağı kuşkusuzdur. Ancak, eldeki davada davalı tarafından sarfedilen söz ve ifadeler siyasi bir eleştiri olmaktan çok hakaret mahiyetindedir....

                      UYAP Entegrasyonu