Daha önce erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak davalı aleyhine açılıp reddedilen ve 04.04.2012 tarihinde kesinleşen kararda davacı erkeğe kusur izafe edilmemiştir. Ret kararının kesinleşmesinden itibaren geçen fiili ayrılık süresi içinde de davacının, diğer tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylemi ispatlanmamıştır. Davalı tanıklarının, tarafların fiilen ayrılmalarından önceki döneme ilişkin beyanları, yukarıda sözü edilen kesinleşen ret kararı karşısında artık hükme esas alınamaz. Retle sonuçlanan ilk davayı açarak boşanma sebebi yaratan davacı erkek boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olsa da boşanmaya sebep olan fiili ayrılık da, kişilik haklarına saldırı niteliğinde görülemez. Bu bakımdan, olayda davalı kadın yararına manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilmesini gerektiren bir sebep bulunmamaktadır....
Böylece yazı ve fotoğrafın hukuka aykırı şekilde kullanıldığı, kişilik hakkına saldırı teşkil ettiği ve davacıya uygun miktarda bir manevi tazminat verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla; yukarıda arz ettiğimiz gerekçelerle, davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi hükmünü onayan değerli çoğunluğun kararına katılmıyoruz. 02/03/2011...
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm her iki tarafça da temyiz edilmiştir. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, Borçlar Kanununun 49. maddesi gereğince “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini dava edebilir.”Yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacı kat malikinin diğer kat malikleri ile birlikte, takip konusu aidat borcunu ödediği ve bu konuda her hangi bir borcunun kalmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla da, davacı aleyhine yapılan icra takibinin haksız olduğu anlaşılmıştır.Haksız icra takibi ve haksız haciz yapılması işlemleri sorumluluk hukuku ilke ve kuralları gereğince haksız eylem niteliğin de olup, maddi ve manevi tazminatı gerektirdiği kabul edilmektedir. Haksız haczin, takibin kişilik hakkına saldırı oluşturduğu da belirgindir....
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm her iki tarafça da temyiz edilmiştir.Davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak Borçlar Kanununun 49. maddesi gereğince “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini dava edebilir.”Yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacı kat malikinin diğer kat malikleri ile birlikte, takip konusu aidat borcunu ödediği ve bu konuda her hangi bir borcunun kalmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla da, davacı aleyhine yapılan icra takibinin haksız olduğu anlaşılmıştır.Haksız icra takibi ve haksız haciz yapılması işlemleri sorumluluk hukuku ilke ve kuralları gereğince haksız eylem niteliğin de olup, maddi ve manevi tazminatı gerektirdiği kabul edilmektedir. Haksız haczin, takibin kişilik hakkına saldırı oluşturduğu da belirgindir....
KARŞI OY YAZISI Dava; internet ortamında kişilik haklarına saldırı hukuksal nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyada mevcut delillere ve özellikle davaya konu eylem nedeniyle davalı hakkında yapılan ceza yargılaması sırasında toplanan delillere göre, davalı tarafından internet ortamında davacıya yönelik olarak "şovmen soytarılar" şeklinde sözler sarfedildiği hususu sabittir.Davacının siyasi kişiliği de dikkate alınarak, hakkındaki eleştiri sınırlarının daha geniş olacağı kuşkusuzdur. Ancak, eldeki davada davalı tarafından sarfedilen söz ve ifadeler siyasi bir eleştiri olmaktan çok hakaret mahiyetindedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı .... aleyhine 24/06/2010 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat, yine karşı davada da aynı sebebe dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 23/06/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar-karşı davacılar tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 05/02/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı-karşı davacı vekili Avukat ... (kendisine asaleten diğer davalı-karşı davacı .... velayeten) ile karşı taraftan davacı-karşı davalı asil ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi....
Affeden eşin zina hukuksal nedenine dayalı dava açma hakkı yoktur bu nedenle subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir. Kadının her iki boşanma davasının da ayrı ayrı kabulüne ve erkeğin davası yönünden reddine hükmedilmiş, davalı-karşı davacının hayata kast ve pek fena muamele olarak kabul edilen davranışları davacı-karşı davalının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olması, eylemin ağırlıği nedeniyle davacı-karşı davalı kadın lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmiş, davalı-karşı davacının temelinden sarsılma nedenine dayalı ana davada eşit kusurlu kabul edilmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi şeklinde gerekçeye yer vermiştir....
Davacının somut olaydaki manevi tazminatın isteminin dayanağı 4721 Sayılı TMK.nun 24 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 58. maddeleridir. 4721 sayılı TMK.nun 24. maddesi "Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." Yine BK.nun 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişi uğradığı manevi zarara karşılık, manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebileceği'' düzenlemesi bulunmaktadır. Manevi tazminat davası, kişilik hakkına saldırı teşkil eden bir olay veya bir acı, üzüntü sonucunu doğuran bir olay sonucu ortaya çıkabilir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın konusunun, fikri bir eserin korunmasına yönelik değil, davacının kişilik haklarının korunması talebine dayandığını bu sebeple görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğundan kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı sebebine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesine göre, Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesine göre, Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı .... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 20/08/2013 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden ise kısmen kabulüne dair verilen 20/11/2015 günlü kararın, Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın, davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....