"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 18/11/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız takip ve haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/06/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından, davacının hükümden sonra, 09/03/2017 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Feragat, davaya son veren taraf işlemlerinden olup, davacı tarafın dava konusu haktan feragat etmesidir....
(kendi adına asaleten...ı'ya velayeten) vekili Avukat ... tarafından, davalılar Özel Paylaşım Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi ve ... aleyhine 04/06/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 04/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı, çalıştığı işyerinde mağaza sorumlusu olan davalının kendisini belge imzalatmak için zorladığını, kabul etmemesi üzerine darp ettiğini, eylem nedeniyle açılan ceza davasında avukat tutmak zorunda kaldığını belirterek uğramış olduğu maddi; duymuş olduğu elem ve üzüntü nedeniyle manevi zararlarının giderilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre sabit olan eylem nedeniyle duyulan elem ve üzüntünün derecesine, olay tarihinde yapılan maddi harcama miktarına, tarafların ekonomik sosyal durumları, günün koşulları dikkate alınarak davacının davasının maddi tazminat yönünden kabulü ve manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, davacının maddi tazminat talebine ilişkin olarak ceza davasında avukat ile temsil edildiğini bildirerek buna ilişkin belge sunduğu, mahkemece de maddi tazminata esas alındığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda; takibin haksız olduğu anlaşılmakla birlikte, davalının ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğu sabit değildir. Davalı tarafından davacı aleyhine sadece haksız icra takibi yapılması, davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminat koşullarını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre davalının bu haksız eylemi kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak da kabul edilemez. Ayrıca davacının haksız takip nedeniyle ağır manevi zararı da oluşmamıştır. Şu durumda mahkemece, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır ve zarar gören haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Mahkeme tarafından, davacının maddi hatayı düzeltme amacıyla verdiği anlaşılan 21.06.2013 tarihli faiz istemini içeren dilekçesi de dikkate alınarak, hüküm altına alınan tazminat için kaza tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken, faizin hüküm altına alınmayışı doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Bu bağlamda, kişilerin hukuka aykırı eylem sonucu yaralanmaları ve sakatlanmaları ile bir yakınlarının ölmesi yüzünden acı ve üzüntü duymaları nedeniyle takdir edilecek manevi tazminat miktarı dengeleyici, caydırıcı, tamamlayıcı ve önleyici olmalıdır. Genellikle uygulamada acı ve üzüntüyü dindirme duyguları yatıştırma aracı olarak nitelenen manevi tazminatın hesaplanması nedeniyle benzer olaylar ve benzer davalarda talep edilen ve hükme bağlanan tazminat miktarları arasında büyük farklılıklar oluşmaktadır. Bunun temel sebeplerinden biri dava açanların ne miktar manevi tazminat isteyeceklerini bilmemeleri, istek tutarlarının hiçbir hesaba ve hiçbir ölçüye dayanmamasıdır. Kimileri yüksek harç ödememek için isteklerini düşük tutmakta, kimileri ise abartılı isteklerde bulunmaktadır....
tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 17/08/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet ve haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların tüm, temyiz eden davalı ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davalı ...'ın diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız şikayet ve haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte trafik sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira, sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 99/1 nci maddesi hükmü uyarınca sigortacı bu maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise sigorta şirketleri dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Dosya içindeki belgelerden ise, davalı ... şirketinin ne zaman temerrüde düştüğü anlaşılamamaktadır....
Davacı davalıya ait elektrik direğinin gece vakti evinin üzerine yıkılması nedeniyle büyük korku ve panik yaşadığını belirterek maddi ve manevi tazminat istemiştir. Yerel mahkeme davacıda manevi bir zarar oluşmadığını belirterek manevi tazminat istemini reddetmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif bir eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Bu nedenle manevi tazminat verilebilecek olgular sınırlandırılarak yasal düzenlemelere bağlanmıştır. Kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24) isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121) vb. bunların örneklerindendir. Kişilik hakkını oluşturan kişilik değerlerinin zedelenmesi halinde TMK 24 ve BK'nun 49.maddesi gereğince manevi tazminat istenebilir. Bu maddelerle korunan kişilik hakkı kişisel varlıkların(değerlerin) korunmasıyla ilgilidir. Kişisel değerler fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerleridir....