Davacılar vekili 23/09/2020 havale tarihli dilekçesi ile mahkemece tensip tutanağının 24.ara kararı ile ihtiyati haciz kararının reddine ilişkin karardan rücu edilerek davanın kabulü ile mahkemece hükmedilecek tazminat miktarının temini ve tahsili bakımından davalı T3 adına kayıtlı olduğu tespit olunacak menkul veya gayrimenkullere hem maddi hem de manevi tazminat talebi miktarınca ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 26/10/2020 tarihli ara karar ile; ihtiyati haciz talep edenin trafik kazasından dolayı tazminat davası talebini şu aşamada yaklaşık ispat derecesinde ispat edemediği, sunulan belge ve deliller ihtiyati haciz kararı için yeterli olmadığı sonucuna varıldığından, yerinde bulunmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, uyuşmazlık, davacılar vekilinin maddi ve manevi tazminat isteğiyle açılan dava nedeniyle davalının 34 XX 449 plakalı aracı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi talep edildiği halde mahkemece bu talebin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığına ilişkindir. 1- 2004 sayılı İİK'nın 257/1.maddesinde; "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir" düzenlemesi muaccel, bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise; "Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa...
, tazminat alacaklarının teminat altına alınması için kazaya karışan araç ile davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bununla birlikte hemen belirtmek gerekirki, manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259'uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle HMK'nin 353/1-a/6'ncı maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir....
Bu itibarla mahkemenin ihtiyati haczin reddine ilişkin ara kararı usul ve esas yönünden yasaya aykırı olduğundan esas hakkında yeniden karar verilerek ihtiyati haciz talebinin kabulüne, takdiren eş için 20.000,00 TL çocuklar için toplam 30.000,00 TL kardeşler için toplam 2.000,00TL torun için 3.000,00TL olmak üzere genel toplam 55.000,00TL manevi tazminat ve 200,00TL maddi tazminat olmak üzere 55.200,00TL tazminatın % 15 oranında 8.280,00 TL teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği için ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve HMK'nın 353/1-b,2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Gaziantep 2....
Diğer bir anlatımla, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasında alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, ihtiyati tedbir konulması talep edilen davalıların malvarlığının davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Ne var ki uygulamada bu türden açılan davalarda ileri sürülen ihtiyati tedbir/ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, mahkemece hukuki nitelendirilmesinin ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Bu itibarla davacının ihtiyati tedbir olarak adlandırdığı talebinin, ihtiyati haciz niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır....
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; haksız ihtiyati hacizden kaynaklı manevi tazminat talebine ilişkindir. Haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat talebi için sorumluluk şartları ; a) İhtiyati hacze dayalı tazminat istenebilmesi için ihtiyati haciz kararının uygulanmış olması gerekir, amaç ihtiyaten haczedilen mallar üzerinde borçlunun tasarruf hakkının kısıtlanmasıdır.Somut olayda ihtiyati haciz kararı davalı alacaklı tarafından uygulatılmıştır. b) İhtiyati haciz kararının haksız olması gerekir....
Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla, ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....
Davalı T13 vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, dosyaya sunulan poliçelerden de anlaşılacağı üzere davacıların manevi zararlarının teminat altına alındığını, maddi tazminatın ihtiyati hacze konu olamayacağını, mahkeme kararının hatalı olduğunu, süresinde infaz yapılmadığından ihtiyati haciz kararının kalktığını, davacının asli kusurlu olduğunu, davacının kendi kusuruna dayalı olarak manevi tazminat talebinde bulunamayacağını, buna rağmen ihtiyati haciz kararının hatalı olduğundan bahisle ilk derece mahkemesince verilen 30/09/2020 tarihli ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde davalı taraf aracının çarparak davacının yaralanmasına neden olduğundan bahisle davacının maddi ve manevi tazminat alacağının tahsilini güvenceye almak için ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece 09.11.2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....