"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir 2-Dava velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde kişisel ilşkinin yeniden düzenlenmesi talebine ilşkin olup, mahkemece dava kısmen kabul edilerek müşterek çocukla davacı anne arasındaki kişisel ilişki yeniden düzenlendiğine göre; dava için yapılan yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre hesaplanarak tarafların sorumlu olduğu miktara karar verilmesi ve davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanacak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalar ayrı yargı çerçevelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise, bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bununla bağlıdır (HMK md. 166/2). Birinci dava; eşlerden .... tarafından .... Asliye Hukuk (Aile ) Mahkemesinde müşterek çocuk .... için açılan nafaka davası, ikinci dava ise diğer eş ... tarafından ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde açılan velayetin tedbiren düzenlenmesi (TMK197/son) davasıdır....
TMK'nın 174.maddesinde; mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu sonucuna varıldığından erkeğin kadına maddi ve manevi tazminat takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Dava, kasko sigorta sözleşmesi kapsamında manevi tazminat istemine ilişkindir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/f maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 3/e maddelerinde, manevi tazminat taleplerinin sigorta poliçesi ile verilen teminatlar kapsamında olmadığı açıkça düzenlenmiştir. Bununla beraber, birleşik kasko sigorta poliçesinde manevi tazminat için de teminat verilmesi mümkündür. Ancak, bu hususun poliçede açıkça düzenlenmesi gerekir. Somut olayda, taraflar arasında hem kasko ve hem de zorunlu mali sorumluluk sigortası düzenlenmiştir. Davacı taraf, düzenlenen birleşik kasko sigortası poliçesindeki “artan mali sorumluluk” ibaresine dayanarak manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece da poliçedeki bu ibare manevi zararlara ilişkin bir teminat olarak kabul edilmiştir. Ancak, poliçede manevi tazminat klozu bulunduğunun kabulü için, bu hususun poliçede açıkça düzenlenmesi gerekir. Poliçede bu hususta bir açıklama bulunmamaktadır....
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, verilen kusurların karşı tarafın kişilik haklarını zedelemesi, paranın alım gücü, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında erkek yararına manevi tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğu anlaşıldığından 15.000 TL manevi tazminata karar verilmiş olup erkek vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; Gebze 5.Aile Mahkemesi'nin 2019/455 esas sayılı dosyasında davacı T3 tarafından davalı eş T1 aleyhine boşanma davası açıldığı, mahkemenin 29/04/2021 tarihli ve 2021/273 karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Eray'ın velayetinin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk yararına 750 TL iştirak nafakasına, davacı kadın lehine 1.500 TL yoksulluk nafakası ile 50.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, karara karşı davacı kadın tarafından yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulduğu, diğer yönlerden taraflarca bir istinaf başvurusu bulunmadığı tespit edilerek Dairemizin 2021/1120 esas, 2021/967 karar sayılı ilamı ile nafaka ve tazminat miktarları yeterli olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, Dairemiz kararına karşı davacı kadın tarafından temyiz başvurusunda...
Davalı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, müvekkili için 80.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; asıl davanın kısmen kabul kısmen reddi ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, çocuk için aylık 300 TL iştirak nafakası, kadın için aylık 600 TL yoksulluk nafakası, yasal faiziyle birlikte 15.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat takdirine, karşı davanın reddine karar verilmiştir....
anneye verilmesine, kadın lehine 20.000 maddi ve 20.000 TL. manevi tazminat ile kadın lehine nafakalara karar verilmiştir....
Çocuğun yaşı ve gelişimsel özellikleri, mevcut durumu, tarafların veyalet görevlerini yerine getirmede istekli olup olmadığı, sosyal desteği gibi faktörlerde göz önünde bulundurularak davalı koca, davacı kadın ve müşterek çocuk birebir görüşülerek, yaşadıkları ortam ve çevre birlikte değerlendirilerek müşterek çocuk yararına velayet raporunun düzenlenmesi gerekirken, davalı koca ile görüşülmeden sadece davacı kadın ve çocuklarla görüşülerek eksik olarak sosyal inceleme raporu alınmış olması isabetli bulunmamıştır. 2- Mahkemece; davacı kadının maddi ve manevi tazminat talepleri kısmen kabul edilmiş ancak, hükmün manevi tazminat talebinin kabulüne ilişkin 5.fıkrasında "Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 10.000 TL maddi tazminat miktarının kararın kesinleşmesinden sonra davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," şeklinde karar verilerek hükmün uygulanmasında tereddüt oluşturacak şekilde çelişki yaratılmıştır. 3- Davacı kadının dava dilekçesinde...
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK m. 385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Müşterek çocuk... 21.02.2001 doğumlu olup idrak çağındadır....