İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tarafların 17/07/2018 tarihli taraf vekillerinin de imzasının bulunduğu protokol kapsamında boşandıkları, tarafların maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası isteminde bulunmadığı, mahkemece protokolün tasdik edildiği, davacı tarafından her ne kadar protokolün tehdit altında imzalandığı ileri sürülmüş ise de, bu iddiasının ispat edilemediği, yine davacı tarafından okuma yazma bilmediği iddia edilmiş ise de, gerek dosya kapsamındaki belgelerden gerekse davacının duruşmadaki beyanından bu iddianın gerçeği yansıtmadığının sabit olduğu anlaşılmakla, davacının Mardin Aile Mahkemesinin 2017/374 Esas sayılı dosyasında maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nakafası isteminden vazgeçtiği dikkate alınarak bu istemler yönünden davanın reddine, Davacının velayet ve iştirak nafakası istemleri yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacı ile müşterek çocukların görüştürülmediği ve çocukların davalı ve ailesi tarafından dövüldüğü, davalının kardeşinin müşterek...
Davacı-karşı davalı vekili 10.06.2011 tarihli dava dilekçesinde; tarafların 02.07.2007 tarihinde evlendiklerini, ortak bir çocuklarının bulunduğunu, evliliğin ilk aylarından beri aralarında geçimsizlik olduğunu, davalının müvekkiline ve ailesine sinirli davranışlar sergileyerek hakaret ettiğini belirterek tarafların boşanmalarına ve velayetin müvekkiline verilmesine karar verilmesini, 16.11.2011 tarihli karşı davaya cevap dilekçesinde ise karşı tarafın kendi isteği ile evi terk ettiğini ileri sürerek 30.000,00TL manevi tazminat ile yatırım amacıyla alınan fakat boşanma aşamasında davalı tarafından evden kaçırıldığı iddiasıyla üç adet burma bilezik, beş adet 18 gram ağırlığında bilezik ve beş adet cumhuriyet altının aynen veya karşılığında 20.000,00TL maddi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-Karşı Davacı İstemi 5....
Davalı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde ise, velayetin anneye verilerek her bir çocuk için aylık 1.500 TL tedbir - iştirak nafakası, müvekkili için de 180.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiş, birleşen dava dilekçesinde özetle; öncelikle TMK 161. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, bu talep kabul edilmediği taktirde TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 2.000 TL tedbir - iştirak nafakası, 250.000 TL maddi, 300.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesine, tarafı için 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, müşterek çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk için aylık 650 TL tedbir - iştirak nafakası, kadın için aylık 150 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 5.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir....
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalının ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, davacının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri kapsamında davacı lehine maddi manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2) takdir edilmesinde, düzenli işi ve geliri bulunmayan bu anlamda boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın için yoksulluk nafakası takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarları ile tedbir/yoksulluk/iştirak nafakalarının miktarlarının makul olduğu, müşterek çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaç olması hususları dikkate alındığında velayetin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu anlaşıldığından, davalının yerinde görülmeyen...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/11/2022 NUMARASI : 2022/535 2022/788 DAVA KONUSU : Velayetin Düzenlenmesi KARAR : Taraflar arasındaki Velayet (Velayetin Düzenlenmesi) davasında İskenderun 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ile İskenderun 2. Aile Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının merci tayini yoluyla giderilmesi talep edilmekle dosya kapsamı incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; küçük Muhtar Akyel'in resmi dairelerdeki işlemleri yerine getirmek için vasi olarak atanması talebi ile İskenderun Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtığı görülmüştür. İskenderun 1....
Davacı kadın dava dilekçesinde 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş yapılan yargılama sonucunda mahkemece davacı kadın yararına 50.000 TL maddi, 32.500 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir. Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda davalıya atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında takdir edilen manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekir....
Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacı erkek yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 3-Davalı kadının çalışmadığı, herhangi bir gelir ve mal varlığının bulunmadığı görülmektedir....
Geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğe verilen kusurların kadının kişilik haklarını zedelemediği, kadın lehine manevi tazminat verilmesinin hatalı olduğundan davalı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Erkek için maddi-manevi tazminat verilmemesi açısından: Geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından, ağır kusurlu erkek lehine maddi - manevi tazminat verilmemesinin doğru olduğu anlaşıldığından davacı erkek vekilinin istinaf talebinin reddi ile ilk derece mahkemesi tarafından bu konuda hüküm kurulmadığı anlaşılmakla erkeğin maddi manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Açıklanan sebeplerle, davacı-k.davalı kadının manevi tazminat miktarına ve faize yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca Dairemizce kadın yararına TMK'nın 174/2. maddesi uyarınca boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile 20.000,00 TL manevi tazminat takdirine, kadın için hükmedilen 1.000,00 TL maddi tazminata boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacı-k.davalı kadının diğer, davalı k.davacı erkeğin velayet ve nafakalara yönelik istinaf başvurusunun ise karar usul ve yasaya uygun olduğundan HMK'nın 353/1.b.1. maddesi gereği esastan reddine karar verilmiştir....