Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09.01.2020 tarih ve 2019/53 Esas, 2020/51 Karar sayılı ilamı ile kesinleşmiş olduğu belirtilmişse de ilgili dosyada müvekkil hakkında HAGB kararı verildiğini, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesin bir mahkumiyet anlamında olmadığını, davacı taraf, manevi tazminat davasına dayanak olarak gösterdiği mezkûr olayda aleni bir şekilde müvekkile küfür etmiş ve müvekkilin kişilik haklarını açıkça ihlal ettiğini, davacı tarafın manevi tazminat davasına dayanak yaptığı mezkûr olayda davacı taraf, müvekkile "orospu çocuğu" diyerek küfür ve hakaret ettiğini, müvekkilin kişilik haklarına açıkça aykırı davrandığını, davacı tarafça, olaydan sonra müvekkil ve ailesi defalarca aranarak tehdit ve kişi huzurunu bozma suçları işlendiğini, davanın yetkisiz yerde ikame edilmesi sebebiyle mahkemenin yetkisizliğine, haksız fiile dayalı alacaklarda zamanlaşımının iki yıl olması ve davacının taleplerinin zamanlaşımına uğradığının sabit olması sebebiyle davanın zamanaşımı...

İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkilinin haksız fiile konu olan işyerinde işçi olduğunu, sanık ise genel müdür yardımcısı olduğunu, işyerinde meydana gelen bir olayda davalı müvekkiline vurduğunu, bunun neticesinde müvekkili iş arkadaşlarının gözünde küçük düşmüş manevi olarak telafisi güç zarara uğradığını, -Müvekkiline yönelik haksız fiil iş arkadaşlarının önünde rencide edici bir şekilde gerçekleştiğini, bilindiği üzere manevi tazminat davalarında haksız fiil, haksız fiil neticesinde meydana gelen maddi/ manevi zarar ve bu ikisi arasında illiyet bağı gerektiğini, olayda bu hususların hepsi gerçekleştiğini, -Burada müvekkili lehinde hükmedilecek manevi tazminat ile müvekkilinin uğramış olduğu haksız yere küçük düşme, arkadaşlarının yanında rencide olma hususları ortadan kalkacak olmadığını, ancak manevi tazminatın gerekçesi müvekkilinih uğradığı manevi zararın bir nebze telafisi olduğunu, -Mahkeme gerekçeli kararda taraflarına 2000 TL manevi...

Mahkemece, 55.751,92 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu iş kazasının 31.03.2006 tarihinde meydana geldiği, dava dilekçesi ile talep edilen maddi ve manevi tazminat istemleri ile ıslah dilekçesi ile artırılan maddi tazminat istemlerinin tamamına olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesinin açıkça talep edildiğinin anlaşılmasına rağmen, Mahkemece maddi ve manevi tazminatlara dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, TTK 4. maddesinde haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlıklar mutlak ticari dava olarak kabul edilmemiştir. Bu nedenle her iki tarafı tacir olmayan haksız fiile dayalı uyuşmazlıklarda HMK 2. maddesi uyarınca genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli ve yetkilidir. Mahkemelerin göreve ilişkin kuralları kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından resen nazara alınması gerekir....

      vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/06/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiile dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından yazılan mektup içeriğindeki kendisi hakkındaki ifadelerin hakaret niteliğinde olduğunu belirterek manevi tazminat istemiştir. Davalı, davacının kişilik haklarına yönelik saldırı olmadığını, öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir....

        Davacı, öğretmeni olan davalı tarafından dövülerek kulağında duyma kaybı oluştuğundan dava ve ıslah dilekçesi ile daimi işgücü kaybı, maddi ve manevi tazminat istemiştir. Yerel mahkeme ilk kararında davayı kabul etmiş, davalı öğretmen yararına, daimi işgücü kaybı oranının usulünce belirlenmediği gerekçesiyle eksik incelemeden karar bozulmuştur. Yerel mahkeme daire bozmasına uyarak iki kez Adli Tıp Kurumu Başkanlığından daimi işgücü kaybı ve oranının belirlenmesi için rapor almış, her iki raporda da yapılan testlerde davacının kulağında duyma kaybı bulunmadığı dolayısıyla daimi işgücü kaybı olmadığı bildirilmiş ve bu doğrultuda dava reddedilmiştir. Dava, haksız fiile dayalı olup gerek ceza dosyası, gerek adli raporlara göre davalının davacıyı sınıfta dövdüğü, davacının bu nedenle bozmadan önceki raporunda 15 gün mutad iştigaline engel, 20 günde iyileşecek, bozmadan sonraki raporda ise 20 günde iyileşebilecek şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır....

          Mahkemece, davacı sigortalı lehine 10.000-TL manevi tazminat bedelinin 23/03/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu iş kazasının 23/03/2012 tarihinde meydana geldiği, dava dilekçesi ile talep edilen manevi tazminat istemine olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesinin açıkça talep edildiğinin anlaşılmasına rağmen, Mahkemece 23/03/2013 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

            Davacı kadının, resmi nikah olmaksızın birlikte yaşayan tarafın ziynet alacağı ve haksız fiile dayalı manevi tazminat talepleri hakkında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile manevi tazminat ve ziynet alacağı yönünden kararın kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, Midyat 2....

            -TL maddi tazminat, 07.12.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile de, yine kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ilave olarak 4.996,42.-TL maddi tazminat istemiş olmasına ve tazminat faizinin gördüğü işlev ve hukuki nitelik bakımından gecikme faizi olmasına, haksız fiile dayalı tazminat faizinde temerrüdün olay anında oluşmasına, temerrüt için ihtarın gerekli olmadığı hallerden birisinin de akde aykırılığa yol açan eylemin varlığı olmasına rağmen, mahkemece nedenleri ve dayanakları gösterilmeksizin, 1.000,00.-TL maddi tazminat için kaza tarihinden ve 4.996,42....

              ve işleteninin ----- olduğunu, açıklanan bu sebeplerden dolayı --------- manevi tazminat bedelinin 50.000,00 TL sini davalı sigorta şirketinden, 250.000,00 TL sini davalı araç sürücü ve işleteni ------manevi tazminat talebini davalı araç sürücü ve işleteni------- manevi tazminat talebinin araç sürücü ve işleteni ----- tahsili ile kazaya karışan ilgi plakalı aracın üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz talep ettikleri görülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu