Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının yaralanması ile müvekkilin hareketi arasında illiyet bağı oluşmadığından davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini, somut olayda maddi tazminat şartları oluşmadığından davacının taleplerinin bu yönden de reddinin gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 28/09/2022 tarih 2022/675 Esas sayılı ara kararında özetle; "Somut olayda, İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından dava konusu yapılan maddi manevi tazminat alacağını teminen de ihtiyati haciz talep edilmiştir....
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde, açıkça ihtiyati haciz talep etmiş olup, ihtiyati tedbir talebi bulunmamaktadır. İhtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları farklı sonuçları olan geçici hukuki koruma tedbirleri olup, mahkemece ihtiyati haciz yerine ihtiyati tedbir koşullarının oluşmaması nedeniyle talebin reddine karar verilmesi yukarıda yazılı yasa maddeleri hükümlerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir....
Talep: Trafik kazası neticesinde ölüm nedeni ile ölenin yakınları tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davasında, ihtiyati haciz talebinin mahkemece reddedilmesine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; HMK'nun 341/ b bendi uyarınca ilk derece mahkemelerince verilen İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir....
, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) KARAR TARİHİ: 19/07/2023 YAZIM TARİHİ: 24/07/2023 Yaralanmalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli davada davacı vekili ayrıca sigorta şirketi dışındaki davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş; mahkeme 03/08/2022 tarihli ara karar ile istemi reddetmiş; bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuş; Dairemizin 18/11/2022 gün ve .... - ....E.K. sayılı ilamında davacı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek ilk derece mahkemesi ara kararı kaldırılmış ve davalı gerçek kişilerin adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine %10 teminat mukabilinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş; Dairemiz kararı 10 günlük yasal süre içerisinde infaz edilmediği için davacı vekili ilk derece mahkemesinden yeniden ihtiyati haciz talep...
Açıklanan nedenlerle, İİK-257-264. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 30/11/2017 gününde oybirliği ile karar verildi...
Davacı, davalı şirket tarafından aleyhinde açılan istirdat davası sonucu verilen kararın kesinleşmeden ihtiyati haciz alınarak icraya konulduğunu, istirdat kararlarının İİK 72/5 maddesi uyarınca kesinleşmeden icraya konulamayacağını, bu nedenle karara itiraz ettiğini ve ihtiyati haczin kaldırıldığını ancak bu arada menkul ve gayrimenkullerine haciz konulduğunu bundan dolayı maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı şirket ile birlikte ihtiyati haciz kararını veren hakimin kanunun açık hükmüne karşılık böyle bir karar vermiş bulunması nedeni ile doğan zarardan sorumlu tutulması gerektiğini bildirerek ihtiyati haciz kararını alan şirket ile birlikte ... aleyhinde maddi ve manevi tazminat ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar usul ve esas yönlerden davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....
Davacının manevi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu haliyle, manevi tazminat bakımından ihtiyati haciz talebinin reddine dair ilk derece mahkemesinin ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun bu yönüyle reddedilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davacının maddi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; Fazlaya dair haklar saklı tutulmuş olsa dahi ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından davacının dava dilekçesinde şimdilik istediği maddi tazminat miktarının esas alınması gerekir....
İstinaf eden davacı vekili, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taleplerinin maddi ve manevi tazminat istemi olması ve haksız fiile dayanması, maddi ve manevi tazminat alacaklarının olay tarihi itibariyle muaccel hale gelmesi ve İ.İ.K 257 vd. maddesinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde ihtiyati tedbir de talep edilmesine rağmen mahkemece bu konuda bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, mahkemece İhtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak; karar kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. Talep; trafik kazasından kaynaklanan ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemine ilişkindir....
Davacıların manevi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; Manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu haliyle, manevi tazminat bakımından ihtiyati haciz uygulanması mümkün görülmemiştir. Davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf başvuru sebebi haklı görülmemiştir. Davalı Sompo Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; 2004 sayılı İİK 257. maddesi uyarınca talep edilen ihtiyati haciz kararına karşı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenin bu karara itiraz ve istinaf hakları İİK 265. maddesinde düzenlenmiştir....