Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati haciz talep eden davacılar tarafından dava konusu yapılan maddi ve manevi tazminat alacağını teminen de ihtiyati haciz talep edilmiş mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır.Dosyada bulunan soruşturma evrakı ve sulh ceza tutuklama kararı dikkate alındığında davacıların manevi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil (ölüm) tarihi itibarıyla davacının manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz....

Mahkemece, davacı aleyhine yapılan icra takibinin haklı olduğu, davacının davalı bankanın ihtiyati haciz kararına itirazını kabul ettiğini fakat davacının banka hesabındaki blokenin ve araç üzerindeki haciz kaydının belli bir süre kaldığından manevi tazminatın şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması gereklidir. Olayların gelişimi dikkate alındığında haciz işleminin salt davacıya zarar vermek amacıyla yapıldığı, başka bir ifade ile takibin haksız ve kötü niyetli olduğu söylenemez. Şu durumda, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile kısmen kabulüne karar verilmiş olması yerinde değildir; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 22/05/2023 DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) KARAR TARİHİ : 04/10/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 04/10/2023 Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili; çift taraflı trafik kazasında yaralanan müvekkilinin uğramış olduğu maddi manevi zararın giderilmesi amacıyla şimdilik 250.000 TL maddi tazminat ile 600.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, ayrıca kazaya ağır kusuru ile sebebiyet veren davalının malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını istemiş, mahkemece 31/01/2023 tarihli ara karar ile istemin kabulüne, davalının malvarlığı üzerine % 15 teminat mukabilinde 850.000TL ile sınırlı alacak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine...

      Davacının manevi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu haliyle, manevi tazminat bakımından ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı tespit edildiğinden davacının istinaf başvurusunun bu yönüyle de reddedilmesinin gerektiği anlaşılmıştır. Davacının maddi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; Fazlaya dair haklar saklı tutulmuş olsa dahi ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından davacının dava dilekçesinde şimdilik istediği maddi tazminat miktarının esas alınması gerekir....

      Mahkemece, 28/10/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile 30,500TL miktar üzerinden teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olup, ara karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile; davalının tali kusurlu olduğundan bahisle dava dilekçesi ile istenen maddi ve manevi tazminat toplamının %10'una karşılık gelen miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, yüksek hızda seyreden ve 61 metre fren izi yaparak ancak durabilen davalı ...'ın yaya geçidinden bisikleti ile geçmekte olan davacılar desteğine çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, yerel mahkemece verilen kararla hükmedilecek olan tazminatların güvence altına alınması amacına ulaşılamadığını ileri sürerek dava değeri olan 301.000TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir....

        İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden BK’nın 49'uncu maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi, o kimsenin ticari itibarına saldırı teşkil eden ve BK'nın 49'uncu maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır. Somut olayda, 28/02/2014 tarihli çekin keşidecisinin dava dışı .... şirketi olduğu, lehdarının ise davacı ... olduğu, çekin ciro yoluyla davalıya devredildiği anlaşılmaktadır....

          Bunun yanında, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla, ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile ifası gerçekleştirilmeyen ek sözleşme nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne, manevi tazminat yönünden reddine dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            ihtiyati haciz miktarı davalıların ticari faaliyetlerini zedeleyecek tutarda olmadığını, bu nedenlerle itirazlarının kabulü ile işbu dava ile birleşen dosya üzerinden talep edilen maddi ve manevi tazminatların toplam miktarı üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....

            Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla, ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

            UYAP Entegrasyonu