Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı Sinan vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olmasının hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince, tazminat miktarı ile sınırlı da olsa müvekkilin tüm mal varlığını kapsayacak şekilde ihtiyati hacze karar verilmiş olması tedbirde ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ihtiyati haciz talebi kabul edilecek ise de bu kararda tedbirde ölçülülük ilkesinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince manevi tazminat istemine ilişkin olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olması hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkilin mal kaçırmaya yönelik bir eylemi de bulunmamakta olup bu yönden de 2004 sayılı İİK madde 257 uyarınca ihtiyati haciz koşulları oluşmadığını, davacıların maddi tazminat talebi sigorta şirketinin hukuki güvencesi altında olduğundan, bu alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinde hukuki yarar bulunmadığını,...

İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olmasının hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince, tazminat miktarı ile sınırlı da olsa müvekkilin tüm mal varlığını kapsayacak şekilde ihtiyati hacze karar verilmiş olması tedbirde ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ihtiyati haciz talebi kabul edilecek ise de bu kararda tedbirde ölçülülük ilkesinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince manevi tazminat istemine ilişkin olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olması hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkilin mal kaçırmaya yönelik bir eylemi de bulunmamakta olup bu yönden de 2004 sayılı İİK madde 257 uyarınca ihtiyati haciz koşulları oluşmadığını, davacıların maddi tazminat talebi sigorta şirketinin hukuki güvencesi altında olduğundan, bu alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, davacının maddi...

    Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacıların murisi ve desteği Osman Gür'ün trafik kazası sonucunda ölümüne sebebiyet veren 34 XX 470 plakalı araç sürücüsü T10 araç maliki T8 ile kazaya karışan aracın genişletilmiş kasko sigortacısı sigorta şirketi hakkında manevi tazminat talepli dava açtığı, dava dilekçesi ile, ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz talep ettiği, Mahkemece 20/06/2019 tarihinde ara karar ile ihtiyati haciz kararı verildiği, davalı vekilinin ihtiyati haciz kararına itiraz ettiği, itiraz üzerine mahkemenin duruşma açarak ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın değerlendirdiği, sonucunda ihtiyati haciz kararının ölçüsüz olduğuna karar vererek ihtiyati hacze yapılan itirazın kısmen kabul ederek Samsun İlkadım Cedit Mah. 7263 Ada 8 Parsel 33 nolu bağımsız bölüm dışındaki mal varlığı değerleri üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, davalının istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüş olup, mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu...

    Bununla birlikte manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259'uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nin 353/1- a/6'ncı maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir....

    Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

    Karara karşı davalı T6i vekili; İhtiyati haciz talep edebilmek için öncelikle ortada bir para borcunun bulunması gerektiğini, ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerektiğini, davacı tarafın ihtiyati haciz talebi teminatsız olarak kabul edilmiş olmasının da hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından taleplerinin oldukça fahiş olduğundan ve yargılama neticesinde kusurun değişme ihtimalinin yüksek olması sebebiyle manevi tazminat taleplerini yüksek oranda etkileyeceğinden davanın ret olan kısmı yönünden yargılama masraflarının ve vekalet ücretlerinin tahsili açısından uygun bir teminat istenmesi gerektiğini, öncelikle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, bu taleplerinin uygun görülmemesi halinde dava değerine uygun bir teminatın davacı taraftan alınmasına karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf dava dilekçesinde, davalı müvekkilin %100 kusurlu olduğu iddiasında bulunmuşsa da alınan bilirkişi raporu gerçeği yansıtmadığını, ihtiyati...

    HD'nin 28/06/2022 tarih, 2022/1881 E., 2022/1414 K. sayılı kararında da, benzer gerekçelerle manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinin ifade edildiği görülmüş ve; Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, " şeklinde hüküm kurulmuştur....

    Mahkemece, davacının maddi zararı ile ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan kusur dahi aranmaksızın davalının maddi zarardan sorumlu olacağı; davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek ödenmiş bonolar hakkında ihtiyati haciz kararı alarak fiilen uygulatması şeklindeki eyleminde hukuka aykırılık ve kusur unsurunun da gerçekleştiği; davacı şirketin kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde bulunduğu; davacının müterafik kusurunun bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kural olarak haksız haciz uygulaması nedeniyle aleyhine haciz uygulanan kişi manevi tazminat isteminde bulunabilir. Dosya kapsamından fiili haciz tarihinde borcun tamamının ödenmediği, davacının bakiye borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, haciz tutanağında tespit edildiği üzere davacının da kabulündedir....

      Maddesi gereğince takdiren, dava değeri olan 10.000,00 TL sının % 15' i olan 1.500,00 TL nakdi teminat veya süre ile kısıtlı olmayan banka teminat mektubu karşılığında kısmen kabulü ile, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir çok maddi ve manevi zararının bulunduğunu, mahkeme 05/02/2021 tarihli ara kararında Gerekçe gösterilmeksizin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, davalı üzerinde diğer araçların ve diğer malvarlıklarının sorgulanarak teminatsız olarak ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz tesis edilmesine karar verilmesini beyanla usule ve yasaya aykırı bu kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazası nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü olmadığından, alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu da sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      UYAP Entegrasyonu