Mahkemece, davacının maddi zararı ile ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan kusur dahi aranmaksızın davalının maddi zarardan sorumlu olacağı; davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek ödenmiş bonolar hakkında ihtiyati haciz kararı alarak fiilen uygulatması şeklindeki eyleminde hukuka aykırılık ve kusur unsurunun da gerçekleştiği; davacı şirketin kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde bulunduğu; davacının müterafik kusurunun bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kural olarak haksız haciz uygulaması nedeniyle aleyhine haciz uygulanan kişi manevi tazminat isteminde bulunabilir. Dosya kapsamından fiili haciz tarihinde borcun tamamının ödenmediği, davacının bakiye borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, haciz tutanağında tespit edildiği üzere davacının da kabulündedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince verilen 28/02/2022 tarihli ara kararı ile; "... manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle, alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Bu sebeplerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine " dair karar verildiği görülmüştür....
Bu haliyle, manevi tazminat bakımından ihtiyati haciz uygulanması mümkün görülmemiştir.Davacıların maddi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; Fazlaya dair haklar saklı tutulmuş olsa dahi ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından davacıların dava dilekçesinde şimdilik istediği maddi tazminat miktarının esas alınması gerekir....
Maddesi gereğince takdiren, dava değeri olan 10.000,00 TL sının % 15' i olan 1.500,00 TL nakdi teminat veya süre ile kısıtlı olmayan banka teminat mektubu karşılığında kısmen kabulü ile, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir çok maddi ve manevi zararının bulunduğunu, mahkeme 05/02/2021 tarihli ara kararında Gerekçe gösterilmeksizin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, davalı üzerinde diğer araçların ve diğer malvarlıklarının sorgulanarak teminatsız olarak ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz tesis edilmesine karar verilmesini beyanla usule ve yasaya aykırı bu kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazası nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir....
taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına İhtiyati Haciz konulmasını istemek zorunluluğu doğduğunu, müvekkillerinin mağdur olmaması için dava sonuna kadar davalı T5 hakkında 60.000 TL olan manevi tazminat miktarı için taşınır ve taşınmazlarına, 3.şahıslardaki hak ve alacaklarına, banka hesaplarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir....
Yine davacılar vekilince davacı Rifat için 110.000,00 TL manevi, 100.000,00 TL maddi tazminat, davacı Hatice için 30.000,00 TL manevi tazminat, davacı şirketin araç hasarı için 300.000,00 TL maddi tazminat istemli olarak dava açıldığı, mahkemece takdiren 150.000,00 TL alacağa yetecek miktar için ihtiyati haciz kararı verildiği, verilen ihtiyati haczin hangi davacı için ne miktar üzerinden verildiği, maddi tazminat için mi verildiği, manevi tazminat için mi verildiğinin belli olmadığı anlaşılmaktadır. Yine mahkemece çok istisnai durumlarda teminat alınmaksızın ihtiyati haciz verilebildiği halde, teminatsız olarak ihtiyati haciz verildiği, hangi sebeple teminat alınmadığının gerekçelendirilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece sadece kusur raporunun varlığı yaklaşık ispata yeterli görülmüş ise de, davacıların yaralanması ya da maddi tazminata (zararın varlığına) ilişkin dosyada delil bulunup bulunmadığı karar verilirken değerlendirilmemiştir....
Bu açıklamalara göre; özellikle manevi tazminat miktarının takdirinin hakime ait olduğu, hakimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, Mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanun'un 259. maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....
Öte yandan, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....
Öte yandan, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1-b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla, ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Ve GEREKÇE Dairemizce, HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede; Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle açılmış manevi tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacıların ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmiş, davacılar vekili tarafından ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararının reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebi yönünden yapılan incelemede; İhtiyati haciz müessesesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesi şu şekildedir; İhtiyati haciz şartları: Madde 257 – "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir....