Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; dava, haksız hacizden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davalı kurumun davacıya haksız olarak haciz uyguladığı, haksız haciz sebebiyle davacı ve ailesinin otopark, bilet ve çilingir ücreti ödemek zorunda kaldıkları ve haksız fiil hükümleri gereğince davalının oluşan bu zarardan sorumlu olduğu tespit edilerek haksız haciz sebebiyle davacıların kişilik haklarının doğrudan zarar gördüğü ve manevi tazminatın koşullarının oluştuğu kanaatiyle tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş şekli, olay tarihindeki paranın alım gücü, tazminatın zenginleşme amacı olmadığı gibi zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirmesi gibi faktörler dikkate alınarak, davanın kısmen kabulü ile; davacı T4 lehine 302,20TL, davacı T6 lehine 75TL maddi tazminatı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı Süleyman için 2.000TL, Hacer için 1.000TL...

A.Ş aleyhine 08/06/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 11/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur....

    İhtiyati haciz haksız ve bundan dolayı da bir maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusuru olmasa dahi zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Dolayısıyla haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu olması ve zarar koşullarının birlikte bulunması gerekir. Somut olayda; ihtiyati haciz talebinde bulunan dosya davalısı alacaklı tarafından, dava dışı borçlu ...ve Uygulama Hizmetleri A.Ş ile dava dışı borçlular Akarçeşme ... Ltd. Şti, ... ... Ltd. Şti ve ... aleyhine, ihtiyati haciz talep edilmesi üzerine, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... D.İş sayılı ve 23.02.2018 tarihli kararıyla ihtiyati haciz kararı verildiği, ihtiyati haciz kararının ...ve Uygulama Hizmetleri A.Ş aleyhine verilmesine karşın, ... 6....

      Gerçek borçlunun takip dosyasında açık adresi bulunmasına ve daha önce haciz için işyerine gidilmiş olmasına rağmen, sırf isim benzerliğinden dolayı bu kez davacının evine hacze gelinmesinde davacının hiçbir katkısı bulunmamaktadır. Şu halde, yapılan işlemin haksız haciz niteliğinde olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bu olgular gözetilerek, davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, manevi tazminat miktarının tayininde etkili olabilecek olgulara dayanarak, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. ... SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA; davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İhtiyati haciz kararı 04/03/2023 tarihinde davalılara tebliğ edilmiş , davalı ... vekili 06/03/2023 tarihli dilekçesi ile ceza dosyası kararının kesinleşmediğini , kusur durumunun değişebileceğini , aynı trafik kazası nedeni ile müteveffanın annesi tarafından da dava açıldığını , söz konusu dosyada verilen ihtiyati haciz kararının 500.000 TL nakit teminat ile kaldırılacağını , teminatın iş bu dosyada talep edilen manevi tazminatı da karşıladığını , verilen haciz kararının ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu , ilgili icra dairesince tüm araçlara ve banka mevduatlarına haciz konulduğunu , manevi tazminatın vadesi gelmiş bir alacak olmadığından bahisle ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı ... A.Ş....

          Haksız eylemden kaynaklı manevi tazminat istemiyle açılan davalarda ihtiyati haciz kararı verilmesini engelleyen yasal bir hüküm mevcut olmadığı gibi, İİK’nın 257 vd. maddelerinde de bu yönde bir hüküm bulunmamaktadır. Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkündür" şeklinde olup davacıların manevi tazminat istemi toplam 250.000 ,00 TL bakımından davalılar vekilinin alacağın muaccel olmadığına yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. İzmir 18....

          Mahkemece, davacının maddi zararı ile ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan kusur dahi aranmaksızın davalının maddi zarardan sorumlu olacağı; davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek ödenmiş bonolar hakkında ihtiyati haciz kararı alarak fiilen uygulatması şeklindeki eyleminde hukuka aykırılık ve kusur unsurunun da gerçekleştiği; davacı şirketin kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde bulunduğu; davacının müterafik kusurunun bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kural olarak haksız haciz uygulaması nedeniyle aleyhine haciz uygulanan kişi manevi tazminat isteminde bulunabilir. Dosya kapsamından fiili haciz tarihinde borcun tamamının ödenmediği, davacının bakiye borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, haciz tutanağında tespit edildiği üzere davacının da kabulündedir....

            Mahkemece; tapu maliki ile takip borçlusunun ad, soyad ve baba adlarının aynı olduğu, görevli memurun yanılmasına sebebiyet verdiği, kıymet takdirinin tapudaki kimlik bilgilerine göre gerçekleştiğini, görevli memurun ihmal kastıyla hareket etmediği ve esasen yanılma dışında kusur atfedilebilecek bir savsaklama ve özensizliğin mevcut olmadığını, hayatın olağan akışına aykırı olmayan yanılma sebebiyle tapu kaydına haciz şerhinin işlendiği, kıymet takdiri için görevlilerin meskene gelişinin salt zarar doğurucu eylem olmadığından, davacının kişilik haklarına saldırı gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... AŞ icra dosyası alacaklısı, davalı ... ise haciz ve kıymet takdir işlemlerini yapan icra memurlarının kusuru nedeniyle davalı gösterilmişlerdir. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için icra dosyası alacaklısının ağır kusurunun; yine ...'...

              Şti. aleyhine başlatılan icra takibi sırasında dava dışı şirket ile oluşturduğu adi ortaklığın Devlet Hava Meydanları İşletmesindeki hak edişlerine davalı tarafından haksız yere haciz konulduğunu, bahse konu haczin icra mahkemesince iptal edildiğini belirterek uğradığı maddi ve manevi zararın tazminini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece; davacının, Devlet Hava Meydanları İşletmesindeki hak edişlerine davalı tarafından haciz konulması nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 03/12/2013 gün, 2013/1254 esas ve 2013/18994 karar sayılı ilamıyla, dava dışı şirket ile oluşturulan adi ortaklığa ait hak edişler üzerine konulan haczin haksız olduğu anlaşıldığından, şirketin kişilik haklarına saldırı oluştuğunun kabulü ile uygun bir miktarda manevi tazminata karar verilmek üzere bozulmuştur. Bozma sonrasında mahkemece, davalı ...'ın 19....

                Bu sebeple davacı yanın manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür. Davacı; olay günü davalının kendisini kasten bıçakla yaraladığını, bu yaralanma nedeniyle tedavi gideri yaptığını, iş ve gücünden kaldığını, sürekli iş göremezliği oluştuğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu