"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın değiştirilmesi istemine ilişkin davada İstanbul 4. Asliye Ticaret ve 5. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesi istemidir. Dosya kapsamından, davacının sıfır km. özel otomobil satın aldığı ve aldığı günden beri arızalandığı ve arızanın giderilememesi nedeniyle yenisi ile değiştirilmesinin istendiği, aracın özel otomobil davacının da tüketici olduğu anlaşılmaktadır....
Satıcı isterse satış için yetkilendirilen kişi, satışa çıkarılacak malın niteliklerini bir uzmana tespit ettirir. Satış giderleri satış bedelinden çıkarıldıktan sonra artan para, satıcının takas hakkı saklı kalmak şartıyla, satıcı tarafından alıcı adına bir bankaya ve banka bulunmadığı takdirde notere bırakılır ve durum hemen alıcıya ihbar edilir. c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür....
Somut olayda, öncelikle araçta üretimden kaynaklı gizli ayıp bulunup bulunmadığı tespit edilerek, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi seçimlik hakkının kullanımına ilişkin TKHK.nun 11.madde kapsamına ele alınması ve davacının talebinin yerindeliğinin buna göre değerlendirilmesi gerekir. 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir....
K A R A R Davacı, davalılardan 29.09.2011 tarihinde dava konusu otomobili satın almış olduğunu, aracı satmak istediğinde ise aracın tamamen ikinci bir defa daha boyanmış bir araç olduğunu öğrendiğini, aracın sıfır olarak satın alınmış olması karşısında gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi ya da bedel iadesi ile birlikte fazlaya dair haklarını saklı tutmak kaydıyla 500,00.-TL maddi ve 1.000,00.-TL manevi tazminata karar verilmesini dilemiştir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile dava konusu edilen ... plaka sayılı Hyundai marka MD ... 1.6 D-......
Bu durumda davacıların söz konusu imalata konu hususun açık ayıp olması halinde 30 gün içinde gizli ayıp olması halinde derhal davalı tarafa bildirim yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Dosyada davacının en son ayıplı imalatın yapıldığı 14.10.2011 tarihinden sonra davacı tarafından davalıya yasal sürede ayıp ihbarı yapıldığına dair herhangi bir yazılı delil sunulmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece davacıların süresinde ayıp ihbarında bulunmaması nedeniyle satılanı ayıplı hali ile kabul ettiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirkete teslim edilen kumaşların ürünlerin talep edilen kalitede olmadığını, müşteri firma tarafından malların onaylanmadığını, malın ayıplı olduğununu, taraflar arasındaki 06.03.2018-26.03.2018 tarihleri arasında yapılan yazışmalardan da anlaşılacağı üzere davacıya malların ayıplı olduğu ve iade edileceği bildirilmesine rağmen malların teslim alınmadığını, davacıya iade faturası düzenlendiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının ayıplı mal iddiasında bulunmuş ise de, TTK'nın 23/c maddesinde ''malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise alıcı iki gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....
Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir” hükmü düzenlenmiştir. Kanun’da yapılan bu tanımla ayıplı malın özellikle sözleşmeye aykırı mal olduğundan bahsedilmekle, ayıptan doğan sorumluluğun asıl temelinin sözleşme olduğu kabul edilmiştir. 3. Tüketici işlemi niteliğindeki satım sözleşmesine konu edilen malın ayıplı olması hâlinde, tüketici 6502 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinde gösterilen dört seçimlik haktan birini kullanabilir....
Malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8. maddesinde düzenlenmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK.’nun 10. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre; teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir, bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bir malın altı ay boyunca sorunsuz çalışması, hayatın olağan akışına uygun olarak kabul edilmiş ve bu süre içinde mal yine de bozulmuşsa, kaynağında yani teslim anında var olan bir ayıbın yattığı sonucuna varılmıştır. Kuşkusuz satıcının bunun aksini ispat etmesi imkânı her zaman vardır....
Taraflar arasındaki ayıplı malın iadesi, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı aracın iadesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; araçtaki arızaların kullanıcı hatalarından kaynaklandığı, değişimini gerektirecek şartların oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılabilmesi için davanın taraflarından birinin tüketici olması ve uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanmasından doğması gerekmektedir. Uyuşmazlık ayıplı araç satışından kaynaklanmakta olup, taraflar tacirdir....
Mahkememizce bilirkişilerden; Davalı tarafından davacıya satılan 1.405,14 kg kumaşın tamamının davacı uhdesinde olup olmadığı, Davalı tarafından davacıya satılan kumaşın ayıplı olup olmadığı, kumaşta ayıp var ise bu ayıbın açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğu, Kumaşın gizli ayıplı olması halinde ayıplı kumaş miktarının ne kadar olduğu, kumaşın tümünün ayıplı olup olmadığı, ayıpsız kumaş miktarının ayıplı kumaş olmadan satılmasının mümkün olup olmadığı ve ayıplı kumaş miktarının onarımının mümkün olup olmadığı, onarım mümkün ise onarım bedelinin ne kadar olduğu, Satılan kumaşın nasıl saklanması gerektiği ve davacı tarafından doğru bir saklama yöntemi kullanılıp kullanılmadığı, Kumaşın tümünün ayıplı olmaması ve ayıpsız olan kumaşın satılabilecek durumda olması halinde ayıplı kumaşın bedelinin, ödenen kumaş bedeline göre ne kadar olduğu, Davacının satın aldığı kumaşta bulunan ayıp miktarına göre; söz konusu ayıplı kumaşta ayıp olmaması ve davacının bu kumaşları satması halinde davacının ne kadar...