Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” (5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir. (6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır....

Dava konusu aracın davadan sonra davacı tarafından satılmış olması davacının ayıp nedeniyle dava hakkını ortadan kaldırmaz. Eldeki uyuşmazlığa uygulanması gereken, 6502 sayılı Yasa'nın 11. maddesi gereğince, "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a)Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b)Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c)Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur....

Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK'nın 24.05.2017 tarih, 2017/19-1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı). Ayıba karşı tekeffül borcu, satılan şeyde satıcı tarafından zikir ve vaat edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini yahut akit gereğince ondan beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulmasını ifade eder. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir....

    "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu teslim tarihinden itibaren 1 yıl süre ve kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlıdır. Konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz." hükmüne yer verilerek kredi verenin sorumluluğunun esasları düzenlenmiştir....

      Mahkememizce davayı aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde davacı vekiline duruşmada sorulduğunda davacı vekili tarafından; söz konusu ayıplı mobilyayı müvekkilinin kendisinin bizzat kullanma niyetiyle aldığını, faturanın şirket adına kesilmesinin sebebinin söz konusu şirketin yetkilisinin müvekkilinin eşi olması hem de müvekkilinin ev adresi ile şirketin adresinin aynı olması sebebiyle olduğunu, kısacası bu adresin ev adresi olduğunu ve müvekkilinin bu mobilyayı kendisinin kullanması için aldığını beyan etmiştir....

        ) "...Dava, ayıplı araç satışına ilişkin semen tenzili davasıdır. Davacı, araç bedelinin 20.700,00- TL. olduğunu ve aracın ayıplı olması nedeniyle ayıplı malın piyasa değerinin tespit edilip buna göre bedel iadesine karar verilmesini istemiş, davalı aracın gerçek satış bedelinin daha düşük olduğunu savunmuştur....

        tahsiline karar verilmiş ise de, dava konusu malın davacı tarafından kullanıldığı sürece ve satıcıya iade edilmeden faiz istenemeyeceği gözetilmeden mahkemece ihtarname tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir....

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/07/2019 NUMARASI : 2018/231 ESAS - 2019/508 KARAR DAVA KONUSU : Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan KARAR : Adana 4....

          Noterliği'nden ihtarname çektiğini, 09.10.2018 tarihinde tebliğ olunduğunu, tebliğ süresi içerince ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünlerin iadesinin gerçekleşmediğini, ne de ayıbın giderildiğini beyan ederek; söz konusu ayıplı malın iadesini ve parasının ödenmesini talep ve dava etmiştir....

          Davacı, davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıpsız misliyle değişimini mümkün olmadığı taktirde bedelden indirim talebiyle eldeki davayı açmıştır....

          UYAP Entegrasyonu