Taraflar arasındaki menfi tespit, ayıplı malın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Ancak; 5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olmasının, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olduğu; hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının ise TCK'nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi nedeniyle kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına ayrıca verdiği önemi gösterdiği; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün TCK'nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de; maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılmasının da olanaklı olmadığı; 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçiminin; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel aldığı; TCK'nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın...
- K A R A R - Davac-karşı davalı vekili, davalıya satılan kumaş bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibin davalı-karşı davacının itirazı üzerine durduğunu, satılan malın ayıplı olduğu iddiasının doğru olmadığı gibi davalı-karşı davacının 30.11.2007 tarihli sipariş formundaki hükümlere uygun davranmadığını bildirerek itirazın iptaline, takibin devamına %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı-karşı davacı vekili, dava konusu malların ayıplı olduğunu, bu konuda karşı tarafa ihtarname gönderdiklerini, hatalı kumaşların 4.984. indirim yapılarak satışların gerçekleştiğini, ilgili sipariş formunda şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığını bildirerek 4.984.- (9.560.-TL) zararlarının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı-karşı davacı vekili; müvekkiline teslim edilen malın ayıplı çıktığını, bu nedenle ihtarname ile faturaya yasal sürede itiraz edilerek faturanın iade edildiğini, aynı ihtarnamede malın ayıplı olduğunun da bildirildiğini, müvekkilinin borcunun olmadığını, bunun yanında malın ayıplı çıkması nedeniyle avans ödemesinin iadesini ve teslim alınmasını talep ettiklerini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, avans olarak ödenen 1.750.00 TL 'nin ve 1.000,00 TL maddi tazminatın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili; karşı davanın yasal sürede açılmadığını, ayrıca satış şartlarında malın iadesinin mümkün olmadığının kabul edildiğini savunarak karşı davanın reddini istemiştir....
Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır..." düzenlemesi mevcuttur....
Davacı, davalı ile aralarında yer alan mal alım sözleşmesine istinaden kendisine ayıplı mal teslim edilmesi sebebine dayalı olarak alacak talebinde bulunmaktadır. Davacı tarafından 24.07.2019 ve 31.07.2019 tarihlerinde yaptırılan testler ile davalıdan teslim alınan kumaşların insan sağlığına zararlı bileşenler içerdiği tespit edilmiştir. Yapılan testler ile ortaya çıkabilen ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. TTK' nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir. Şayet açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. 24.07.2019 tarihinde yapılan testin 31.07.2019 tarihinde sonuçlanması ile davalıdan teslim alınan ürünlerin ayıplı olduğu tespit edilmiştir. Davacı taraf ise, Beyoğlu .......
Ayıplı mal sebebiyle tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre;"(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı olarak ayıplı malın iadesi ve alacak istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 30.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Önemsiz ayıplardan dolayı satıcı sorumlu tutulamaz. c) Alıcı malın ayıplı olduğunu bilmiyor olmalıdır. Bu konu, TBK'nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, "Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse olur." Böylece alıcı, sözleşmenin kurulması esnasında ayıpları biliyorsa, bunları kabul etmiş sayılır ve satıcı ayıptan sorumlu olmaz. Ancak bunların gerçekleşebilmesi için, alıcının sözleşmeden önce, satın aldığı şeyi gözden geçirme imkânını bulabilmesi gereklidir . Burada gözden geçirmeden kasıt, olağan bir muayenedir. Alıcının satın aldığı şeyde, dikkatli özeni gösterseydi fark edebileceği ayıplardan da satıcı sorumlu değildir. Alıcının, malın ayıplı olduğunu bilmiyor olması gerekmektedir. Gizli ayıplarda, alıcının malın ayıplı olduğunu bilmesi mümkün değildir....
Üretici veya ithalatçı malın kendisi tarafından piyasa sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. 11/3 Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır. 6502 sayılı Kanun'un 56/3 maddesine göre; "Tüketici bu Kanun'un 11. maddesinde belirtilen seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hâllerinde 11. maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı tüketicinin talebini reddedemez....