Davacı dava dilekçesinde ayıplı malların satıcıya iadesi ile ödediği bedelin istirdadını istemiştir. Bu durumda davacının açıkça sözleşmeden döndüğü ve sözleşmenin feshini talep ettiği kuşkusuzdur. 4077 sayılı yasanın 4.maddesine göre tüketici, ayıplı mal teslimi halinde bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Her ne kadar yasada “ Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir.” Hükmü mevcut ise de somut olayda dava konusu edilen satıma konu eşya mobilya olup her zaman göz önünde bulunan ve umulan faydadan ziyade estetik amaçlı olarak kullanılması hedeflenen bir mal olduğundan tüketicinin ayıplı eşyanın görüntüsüne katlanmasını beklemek doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal iddiasıyla açılan davada İstanbul 5.Tüketici ve İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davalılar tarafından ithalatı ve satışı yapılan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla trafik kazası sırasında hava yastığının açılmaması üzerine meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi'nce, davanın malın ayıplı olması nedenine dayalı olarak açılmış olup, bu durumda TKHK kapsamında tüketici işleminden söz etmek mümkün bulunmadığından, davaya genel hükümlere göre ve genel mahkemelerde bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
İlk derece mahkemesince, dava konusu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi raporu ile davacının aracında meydana gelen hava yastığı arızalarının kullanım hatasından kaynaklanmadığı, üretimden kaynaklandığını, araç satın alınırken belirlenme imkanına sahip olunmadığını, ancak aracın normal kullanım ömrüne göre oldukça çok kısa bir sürede ortaya çıktığı, araçtan faydalanma imkanının kısıtlanmadığı, bu arızaların davalı tarafça giderildiği, arızanın süreklilik kazanmamış olması nedeni ile araçta değer kaybı meydana getirmeyeceği, davacının arıza karşısında onarım hakkını kullanmış olduğu ve araç aynı arızayı tekrarlanmadığından ayıplı malın ücretsiz değişimi gibi şartların oluşmadığı belirtilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun üçüncü kısmının ayıplı mallara ilişkin bölümünün; 8.maddesinde; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, asıl dosyada aracın ayıplı olması nedeniyle aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi bunun mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelden indirim, birleşen dosyada aracın ayıplı olması nedeniyle onarım bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır....
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın satım sözleşmesine dayalı ayıplı ifa nedeniyle genel hükümlere göre açılan rücuen tazminat davası olduğu, alacağın bu sebeple ---- yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, rücu hakkının doğduğu tarihin ------dosyasının hüküm tarihi olduğu, bu tarihten itibaren on yılın geçmemiş olması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, yukarıda da ortaya konulduğu üzere, öncelikle anılan ilamda eldeki davanın tarafları arasında satım sözleşmesi bulunduğunun tespit edildiği, bu tespitin ---- geçerek kesinleştiği, yine satıma konu-----kazanın durumu itibariyle gizli ayıplı mal olarak davacıya (dava dışı -----satıldığı hususunda da kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunduğu, bu sebeple malın eldeki davanın tarafları arasındaki satım sözleşmesinde de davalı tarafından niteliği itibariyle gizli ayıplı olarak davacıya satılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, gizli ayıbın kötü ifa kapsamında borcun gereği gibi yerine getirilmemesi kavramı altında değerlendirilmesi...
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın satım sözleşmesine dayalı ayıplı ifa nedeniyle genel hükümlere göre açılan rücuen tazminat davası olduğu, alacağın bu sebeple ---- yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, rücu hakkının doğduğu tarihin ------dosyasının hüküm tarihi olduğu, bu tarihten itibaren on yılın geçmemiş olması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, yukarıda da ortaya konulduğu üzere, öncelikle anılan ilamda eldeki davanın tarafları arasında satım sözleşmesi bulunduğunun tespit edildiği, bu tespitin ---- geçerek kesinleştiği, yine satıma konu-----kazanın durumu itibariyle gizli ayıplı mal olarak davacıya (dava dışı -----satıldığı hususunda da kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunduğu, bu sebeple malın eldeki davanın tarafları arasındaki satım sözleşmesinde de davalı tarafından niteliği itibariyle gizli ayıplı olarak davacıya satılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, gizli ayıbın kötü ifa kapsamında borcun gereği gibi yerine getirilmemesi kavramı altında değerlendirilmesi...
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık satım sözleşmesine konu malın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise bedelde indirim şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Asıl dava, satım sözleşmesini konu alan faturadan bakiye kalan alacağın tahsili talebi, birleşen dava ise sözleşme konusu malın ayıplı olması nedeniyle satış bedelinin tenzili ile bakiye satım bedelinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır....
Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." şeklinde düzenleme mevcuttur....
Maddesi gereğince seçim hakkını kullanarak öncelikle malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi bunun mümkün olmadığı durumda sözleşmeden dönme hakkını kullanarak ayıplı malın satış bedeli olan 80.481,50 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesini dava ve talep etmiştir....
TBK’nin 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Ayıplı mal Madde 8- (1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir. (3) Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında...