Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan 6502 sayılı yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal iddiasıyla açılan davada İstanbul 5.Tüketici ve İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davalılar tarafından ithalatı ve satışı yapılan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla trafik kazası sırasında hava yastığının açılmaması üzerine meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi'nce, davanın malın ayıplı olması nedenine dayalı olarak açılmış olup, bu durumda TKHK kapsamında tüketici işleminden söz etmek mümkün bulunmadığından, davaya genel hükümlere göre ve genel mahkemelerde bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

    Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava; ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ve araç tamir bedeli istemlidir....

    Onarımında ortadan kaldıramadığı, dolayısı ile bedeli karşılığında gerçekleştirmiş olduğu onarımın olması gerektiği şekilde tamamlanmamış olduğu, bu nedenle 6502 sayılı yasa 13.maddesinde tanımlanan ayıplı hizmet olarak değerlendirilmesi gerektiği, 24/08/2016 tarihinde 21.734 km'de iken çekici ile servise getirilerek motoru değiştirilen aracın oldukça kısa kullanım mesafesi neticesinde ortaya çıkan arızasının kullanımdan kaynaklanmayan üretime dayalı olması gereken satın alma esnasında makul bir gözlem ile anlaşılamayacak nitelikte gizli ayıp olduğu, aracın 6502 sayılı yasa kapsamında 8.maddesinde tanımlanan gizli ayıplı mal olarak kabul edilmesi şeklinde görüş belirtilmiştir....

      Ancak; 1-5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının 5237 sayılı TCK'nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi yasa koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi belirtmekte, bu durum malın değerinin azlığının Ceza Genel Kurulunun içtihadında belirtildiği şekilde çoğun içinde azın alınması haline indirgenemeyeceğini göstermektedir. Anılan Yasanın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hakim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı”olacak şekilde saptamalıdır. Ceza vermekten vazgeçme kararı verilecekse malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır....

        Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın satım sözleşmesine dayalı ayıplı ifa nedeniyle genel hükümlere göre açılan rücuen tazminat davası olduğu, alacağın bu sebeple ---- yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, rücu hakkının doğduğu tarihin ------dosyasının hüküm tarihi olduğu, bu tarihten itibaren on yılın geçmemiş olması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, yukarıda da ortaya konulduğu üzere, öncelikle anılan ilamda eldeki davanın tarafları arasında satım sözleşmesi bulunduğunun tespit edildiği, bu tespitin ---- geçerek kesinleştiği, yine satıma konu-----kazanın durumu itibariyle gizli ayıplı mal olarak davacıya (dava dışı -----satıldığı hususunda da kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunduğu, bu sebeple malın eldeki davanın tarafları arasındaki satım sözleşmesinde de davalı tarafından niteliği itibariyle gizli ayıplı olarak davacıya satılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, gizli ayıbın kötü ifa kapsamında borcun gereği gibi yerine getirilmemesi kavramı altında değerlendirilmesi...

          Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın satım sözleşmesine dayalı ayıplı ifa nedeniyle genel hükümlere göre açılan rücuen tazminat davası olduğu, alacağın bu sebeple ---- yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, rücu hakkının doğduğu tarihin ------dosyasının hüküm tarihi olduğu, bu tarihten itibaren on yılın geçmemiş olması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, yukarıda da ortaya konulduğu üzere, öncelikle anılan ilamda eldeki davanın tarafları arasında satım sözleşmesi bulunduğunun tespit edildiği, bu tespitin ---- geçerek kesinleştiği, yine satıma konu-----kazanın durumu itibariyle gizli ayıplı mal olarak davacıya (dava dışı -----satıldığı hususunda da kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunduğu, bu sebeple malın eldeki davanın tarafları arasındaki satım sözleşmesinde de davalı tarafından niteliği itibariyle gizli ayıplı olarak davacıya satılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, gizli ayıbın kötü ifa kapsamında borcun gereği gibi yerine getirilmemesi kavramı altında değerlendirilmesi...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davacı şirket adına satın alınan cep telefonunun ayıplı olduğu iddiasına dayalı misli ile değiştirilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, davacının davalı ...Ş'nin kurumsal abonesi olduğu, bu abonelik ilişkisi çerçevesinde cep telefonu satın alındığı, ticari şirket olan davacının tüm işlemlerinin ticari olmasının asıl olduğu taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeniyle davaya bakmanın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi dahilinde bulunduğu gerekçeleriyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

              İlk derece mahkemesince, dava konusu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi raporu ile davacının aracında meydana gelen hava yastığı arızalarının kullanım hatasından kaynaklanmadığı, üretimden kaynaklandığını, araç satın alınırken belirlenme imkanına sahip olunmadığını, ancak aracın normal kullanım ömrüne göre oldukça çok kısa bir sürede ortaya çıktığı, araçtan faydalanma imkanının kısıtlanmadığı, bu arızaların davalı tarafça giderildiği, arızanın süreklilik kazanmamış olması nedeni ile araçta değer kaybı meydana getirmeyeceği, davacının arıza karşısında onarım hakkını kullanmış olduğu ve araç aynı arızayı tekrarlanmadığından ayıplı malın ücretsiz değişimi gibi şartların oluşmadığı belirtilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun üçüncü kısmının ayıplı mallara ilişkin bölümünün; 8.maddesinde; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, asıl dosyada aracın ayıplı olması nedeniyle aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi bunun mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelden indirim, birleşen dosyada aracın ayıplı olması nedeniyle onarım bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu