Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yapılması sonucu giderilebileceği, davalılar tarafından aracın ücretsiz onarımın sağlanmasının mümkün olan en ekonomik çözüm olacağı, onarımın sağlanması halinde aracın ayıpsız emsalleri gibi kullanımının mümkün olması ve aracın şimdiye kadar kullanımının davacıya sağladığı fayda dikkate alındığında bedelde indirim gerekmeyeceği, ayıbın araçtan beklenen faydayı kaldıracak nitelikte olması halinde ayıp sebebiyle davacının talep edebileceği bir bedel olup olmayacağı: aracın yukarıda sözü edilen şekilde tamiratının yapılması durumunda ayıbın araçtan beklenen faydayı kaldıracak niteliğinin olmayacağı belirtilmiştir....

    Maddesinde ayıplı malın tanımı "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir...." şeklinde yapılmıştır. 6502 sayılı yasanın 11....

    malın iade edilerek bedelinin tahsilini veya ücretsiz yenisi ile değiştirilmesini bunun mümkün olmaması durumunda ise ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılarak tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13.02.2019 tarihli dilekçesi ile; ayıplı malın iadesi ve davalıya ödenen traktörün satım tarihindeki sıfır piyasa bedelinin ödenmesi şeklinde seçimlik hakkını kullandığını beyan etmiş, 13.01.2021 tarihli dilekçesi ile; iade edilecek bedele 13.02.2019 tarihinden itibaren bu talep mümkün olmayacaksa da karar tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini istemiştir....

      malın iade edilerek bedelinin tahsilini veya ücretsiz yenisi ile değiştirilmesini bunun mümkün olmaması durumunda ise ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılarak tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13.02.2019 tarihli dilekçesi ile; ayıplı malın iadesi ve davalıya ödenen traktörün satım tarihindeki sıfır piyasa bedelinin ödenmesi şeklinde seçimlik hakkını kullandığını beyan etmiş, 13.01.2021 tarihli dilekçesi ile; iade edilecek bedele 13.02.2019 tarihinden itibaren bu talep mümkün olmayacaksa da karar tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini istemiştir....

        Menşeili " vişne suyu konsantresi" alımı için 11.3.2003 tarihli sözleşme imzalanıp ürün bedeli olarak 90.400 Euro ödendiğini, Türkiye'ye gelen ürünün gümrük müdürlüğünde 15.5.2003 tarihinde yapılan testte ayıplı olması nedeniyle yurda girişine izin verilmediğini, bunun üzerine ayıplı malın mahrecine iade olunduğunu, ayıplı mal yerine gönderilen malın ise 78.025 Euro değerinde olduğunu iddia ederek, eksik teslimatta 12.372 Euro, ayıplı malın depolanması için ödenen 5.015 Euro, mahrece iade için ödenen navlun bedeli 4715 EURO, malın zamanında teslim edilmemesi ve sezon geçmesi üzerine uğranılan kar kaybı 37.908.04 EURO olmak üzere toplam 60.010.04 EURO alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/22 D. .... dosyası ile tespit edildiğini, teslim edilen malda ve malın tesliminde satıcı ve kiralayanın ağır kusuru bulunduğunu, kiralayanın bedelde indirimi kabul etmediğini ileri sürerek, zararın tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, dosyanın görevli ve yetkili ... Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, kiracı olan davacı şirketin ikame ettiği davada taraf ehliyeti bulunmadığından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, sözleşmenin 10.04.2012 tarihinde imzalandığını, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, esasa ilişkin ise malın ayıplı olmasından kiralayanın sorumlu olmayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

            Dava, satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme bedel iadesi olmadığı taktirde bedelde indirim talebine ilişkindir. Davalı vekili 31/03/2023 tarihli dilekçesi ile HMK 308.maddesi uyarınca faiz talebi hariç olmak üzere davayı kabul ettiklerini, davayı kabul etmiş olmaları sebebi ile davacının asıl talebinin kabulü ile sözleşmeden dönme ve malın satış bedelinin karşılıksız iadesi üzerinde herhangi bir uyuşmazlık kalmadığını, ancak yapılan araştırmada davacının aracı satmaya çalıştığını öğrendiklerini, bu nedenle verilecek hükmün icrasının satış sonucu imkansız hale geleceğini, sözleşmeden dönme halinde edimlerin iade edilmesi gerektiğini, bu hakkın imkansızlaşmaması için HMK 389.maddesi gereğince tedbir olarak aracın satılmaması ve şerh koydurulmasını talep ettiklerini belirtmiştir....

            DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle aracın misli ile değişimi olmadığı takdirde bedelde indirim talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece; aracın ayıplı olduğu kabul edilerek misli ile değişim talebinin hakkaniyete uygun düşmediği gerekçesiyle bedelde indirime hükmedilmiş, hükme karşı davacı vekili doğrudan, davalı Honda vekili ise katılma yoluyla istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermek için yeterli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz....

            D.İş dosyasıyla delil tespiti yapıldığını, tespit dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda incelenen levhalardan 106 plakanın parlak yüzeylerinde dağınık halde ''kuşgözü kabarma''olarak tanımlanan yaklaşık 3 mm çaplarında yüzey deformasyonu tespit edildiğinin belirtildiğini, iskonto oranının ayıplı olarak satılan ürünlerde daha çok olacağının şüphesiz olduğunu, davalıya çekilen ihtarnamede ürünlerin iadesi talep edilmiş ise de davalı ürünlerde ne kadar iskonto yapılmasının gerektiğini, bu haliyle ayıplı olarak satılması durumunda piyasada ne kadara satılabileceği gibi hususlarda tespit raporu esas alınarak ayıp oranında bedelde indirim ve maddi zararlarının tazmin edilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle dava konu ayıplı mallarla ilgili olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla bilirkişi raporundan sonra arttırılmak üzere ayıp oranında indirim bedeli olarak şimdilik 100,00 TL alacaklarının tespit tarihi itibariyle işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı şirketten...

              Maddesi "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur" şeklinde olup imalatçı ve üreticinin de ayıplı maldan müteselsilen sorumlu olduğunu düzenlenmiştir. Dava konusu olayda davalı TOKİ Başkanlığının üretici- imalatçı konumunda olması nedeniyle davacıya karşı sorumludur....

              UYAP Entegrasyonu