Davalı vekili; %13 maluliyet oranı üzerinden hesap olunan 40.363,00 TL tazminattan %20 hatır indirimi yapılmak suretiyle hesaplanan 32.290,40 TL tazminatın davacıya 04/06/2014 tarihinde ödendiğini ve davanın zamanaşımı bakımından reddi gerektiğini savunmuştur....
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti'nce; davalının davacıya %20,2 oranı üzerinden yaptığı ilk ödeme tarihi olan 20/03/2018 tarihinden önceki ve sonraki eksik tüm tedavi evraklarının dosyaya teminin sağlanması, davacının %20,2 oranındaki maluliyetini belirleyen raporu ile davacının gelişen durumuna ilişkin olarak dosyaya sunduğu %30,2 oranındaki maluliyet raporunun karşılaştırılması, maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, iki rapor arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı, ilk ödeme tarihi olan 20/03/2018 ile eldeki başvuru 29/08/2019 tarihleri arasındaki süreçte davacıdaki arazların gelişim gösterip göstermediği) hususlarında, kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine...
Hakem heyeti kararına esas alınan, Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 03.11.2020 tarihli raporda, davacının maluliyet oranı, 20.02.2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre % 32 ve 03.08.2013 tarihli Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmelik'i ile 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'i hükümlerine göre % 33,2 olarak saptanmıştır. Hakem Heyeti tarafından, kaza tarihi itibariyle uygulama alanı bulunmayan 2008 tarihli Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen % 33,2 maluliyet oranına göre tazminatın hesaplandığı aktüer raporu dahilinde tazminata karar verilmiştir ki, bu hal eksik inceleme niteliğindedir....
Bilirkişi raporunu taraflara tebliği ile beyan ve itiraz hakkı tanınmamış olması adil yargılanma hakkı kapsamındaki hukuki dinlenilme hakkına (HMK m. 27) aykırılık oluşturmuştur. Ancak bahsi geçen rapor devamında alınan aktüer raporun davalıya tebliği devamında davalı vekilince sunulan 23/10/2018 tarihli itiraz dilekçesinde, hükme esas alınan maluliyet raporuna da itiraz edilmiş ve "Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırmasına" göre rapor alınması gerektiği beyan edilmiş, mahkemece karar oturumunda davalı vekilinin talebinin reddiyle hüküm kurulmuştur. Bu şekliyle rapora itiraz edilmiş ve itiraz ara kararla karşılanmış olmakla usulü eksiklik giderilmiş olduğundan, bu hususa değinen istinaf itirazı da yerinde değildir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 17....
İhtisas Kurulundan alınan raporlar arasındaki çelişki usulünce giderilmeli, ayrıca %60 maluliyet oranı ve davacının talep tarihi itibari ile bakıma muhtaç olup olmadığı araştırılmalı, sigortalılık süresi ve prim gün sayısına ilişkin şartların varlığı da ayrıca irdelenmek suretiyle 5510 sayılı Kanun'un 25 ve 26. maddelerinde öngörülen maluliyet aylığı bağlama koşullarının oluşup oluşmadığı irdelenmeli ve şayet maluliyet başlangıcının, tahsis talep tarihinden önceki bir tarih olduğu belirlenirse, tahsis talebini takip eden aybaşı, sonraki bir tarih olduğu belirlenirse de, bu tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanmasına karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti'nce; tüm tedavi evraklarının dosyaya teminin sağlanması, maluliyet oranları bakımından; maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği hususlarında, gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu rapor alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Yapılacak iş; Mahkemece Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'nca verilen karar açık ve net bilgiyi içermeyip Adli Tıp Kurumu .....İhtisas Kurulu raporu ile çelişkili olduğundan bu çelişkinin giderilmesine yönelik olarak Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan davacının 2/3 oranındaki çalışma gücü kaybının davacı sigortalılın maluliyet aylığı talep tarihi olan 09/03/2009 tarihi itibariyle mevcut olup olmadığı, var ise maluliyet başlangıç tarihinin hangi tarih olduğu hususunda ek rapor alarak maluliyet başlangıç tarihini kesin biçimde belirlemek ve sonucuna göre yaşlılık aylığı koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğini tartışmak suretiyle bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, hatalı değerlendirme neticesi yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya 06.04.2012 tarihli Kurum kararı ile davacının çalışma gücünün en az %60'ını kaybettiğinin ancak işyerine arıza ile girdiğinin tespit edildiği gerekçesi ile maluliyet aylığından yararlanmayacağının bildirildiği,06.06.2012 tarihli Yüksek Sağlık Kurulu raporunda maluliyetini gerektiren hastalık ve arızası ile işe girdiğinden maluliyet sigortası yardımlarından yararlanamayacağının bildirildiği, 09.09.2013 tarihli 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda 11/10/2008 tarihli 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği ek-1 arıza hastalık listesi A-7 fıkrasına göre beden çalışma gücünün en az % 60 (yüzde altmış)'ını kaybettiği, malul sayılması gerektiği, maluliyet başlangıç tarihi mevcut tıbbi belgelere göre 02/05/2008 olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurulu 3....
Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporunun, 2013 tarihli Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve 2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre hazırlandığı ve davacının kazadan kaynaklı maluliyet oranının % 11,3 olduğu rapor edilmiştir. İşbu rapor kaza tarihi itibariyle yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre hazırlanmış olup hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez. 28/07/2013 kaza tarihi itibari ile “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri hakkında Yönetmelik” yürürlükte olup, davacının maluliyetinin sadece bu yönetmeliğe göre belirlenmesi gerekmektedir....
İhtisas Kurulunca düzenlenen 01/07/2019 tarih 11355 K sayılı raporuyla davacının 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliğine göre çalışma gücünün en az %60' ını kaybettiğine, maluliyet başlangıç tarihinin 27/03/2019 olduğuna oy birliğiyle karar verildiği, Adli Tıp İkinci Üst Kurulu 'nca düzenlenen 04/06/2020 tarih ve 632 Karar nolu raporu ile davacının 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliğine göre çalışma gücünün en az %60' ını kaybettiğine, maluliyet başlangıç tarihinin 27/03/2019 olduğuna oy birliğiyle karar verildiği, ilk derece mahkemesince davacının belirlenen %60 'dan fazla maluliyetinin kuruma başvuru ve davanın açıldığı tarihte mevcut olmayıp, maluliyet başlangıcının 27/03/2019 tarihi olmasıyla yeni bir yargılama konusu oluşturmaması için " davanın reddine, Adli Tıp Kurumu 2....