Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği'nden gönderilen ihtarnameyle bedelin ödenmesinin istendiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, bedelden indirim yapılmasını ve alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise, davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, davanın süresinde açılmadığını, imalâtın standartlara uygun olduğunu, kaplamanın yapılmasından sonra zemin kaplaması yaş iken su basması nedeniyle ve ayıbın kullanım hatası sonucu meydana geldiğini, kaplama yapılan yerin nem ve rutubete maruz bırakıldığını, 10 derecenin üstünde muhafaza edilmesi gerektiğini, binanın strüktüründen kaynaklanan bir problem nedeniyle oturma yapmış olması ve genel izolasyonunun da yeterli olmaması sebebiyle oluştuğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır.6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Somut olayda; davacı tarafından terditli olarak açılan davada ilk talep olarak mal ve hizmetlerin ayıpsız bir misliyle değiştirilmesini, ikincil talep olarak da ayıp oranında bedelden indirim talep etmiştir....

    Somut olayda eserin tesliminden sonra davalının herhangi bir şekilde ayıp ihbarında bulunmadığı, iş bedelinin tahsili istemi ile yapılan takipten sonra yaptırdığı tespitte saptanan ayıpların varlığını ileri sürerek bedelin indirilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Hükme dayanak bilirkişi raporunda da tespitteki nefaset oranına göre bedelden indirim yapılmıştır. Oysa, nefaset gerektiği saptanan hususlar açık ayıp niteliğinde olup, işin tesliminden sonra derhal yükleniciye bildirilmesi gerekir. Ayıp ihbarının sürede yapıldığı tanık anlatımları ile de kanıtlanamadığına göre davalının iş bedelinden indirim yapılması savunması kabul edilemez. O halde 22.957,42 EURO iş bedelinden yapılan ödemenin mahsubu ile kalanı üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan bedelden indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur....

      Ayıplı mal sebebiyle tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre;"(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

      Ancak; 1)Dava, üzerinde kat irtifakına tabi yapı bulunan taşınmazın el atılan bahçe bölümüne ilişkin olduğundan bu husus, objektif değer azaltıcı unsur olarak kabul edilip, takdir edilen bedelden indirim yapılması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerektiği düşünülmeden fazla bedele hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, 2)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır." hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinden; Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazı doğrultusunda BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine...

        Davacı yüklenici 28.05.2009 tarihli sözleşmeye dayalı akdi ilişki nedeniyle toplamda sözleşme içi ve dışı 19.947,18 TL'lik iş yaptığını buna karşılık kendisine sadece sözleşme bedeli olan 16.750,00 TL ödendiğini ileri sürerek sözleşme dışı yapılan işler bedeli 3.187,00 TL'nin tahsilini istemiş, davalı cevabında kendisi tarafından yüklenici aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2009/430 Esas sayılı davanın açıldığını, davada bedelden indirim yoluna gidilerek 4.600,00 TL'nin tahsiline karar verildiğini, irtibat nedeniyle davaların birleştirilmesi ve takas iddiasının değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştur. 2009/430 Esas sayılı dosyada verilen karar Yargıtayca onanmış ve karar düzeltme talebi de reddedilerek kesinleşmiş olduğundan davaların birleştirilmesi mümkün olmamış, eldeki davada mahkemece davalının takas-mahsup talebindeki alacak miktarı davacı tarafın talebindeki alacak miktarından fazla olduğundan takas-mahsup talebi nedeni ile dava reddedilmiştir....

          “demek suretiyle bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi verildiği mahkemece kabul edilmesine rağmen karar gerekçesinde “..her ne kadar daha önceki rapordaki %7'lik ayıp nedeniyle bedelden indirilmesi gereken miktar ile son rapordaki %3 oranında bedelden indirim yapılması gerektiğine ilişkin farklı ise de bedelden indirim yapılması ve orana ilişkin bilirkişi görüşünün gerekçelerinin açıklandığı, bu raporun davalı tarafa 26.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği,dosyada davalının bu rapora itirazına ilişkin herhangi bir beyanını bulunmadığı anlaşılmakla...” denmek suretiyle itirazın bulunmadığının kabul edildiği ve buna göre hüküm oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Nitekim davalı vekilinin temyiz dilekçesine ekli olarak 05.06.2015 tarihli ve e-imzalı bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesinin bir örneğini sunduğu anlaşılmaktadır....

            TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2021 NUMARASI : 2020/137 ESAS - 2021/207 KARAR DAVA KONUSU : AYIPLI MALIN YENİSİ İLE DEĞİŞİMİ KARAR : Antalya 1....

            Davacının ayıbın davalı yüklenici tarafından giderilmesine yönelik ifa talebi bulunmadığından kullanılması gereken seçimlik hakkın bedelden indirim yapılması olarak belirlenmesi dosya kapsamına uygun düşmektedir. Bu durumda mahkemece bilirkişilerce saptanan 2.060,00 TL eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedeli ile nefaset tutarına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2021 NUMARASI : 2020/66 ESAS-2021/101 KARAR DAVA KONUSU : HİZMETİN AYIPLI OLMASINDAN KAYNAKLANAN ALACAK KARAR : Manavgat 1....

              UYAP Entegrasyonu