yerine getirmekle yükümlü olduğu, davacının da 29/09/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile bedelden indirim talebinde anlaşılmakla ;AÇILAN DAVANIN KABULU İLE; 11.125,00 TL ayıp bedelinin; 100,00 TL' sine dava tarihinden itibaren, 11.025,00 TL'sine ıslah tarihi olan 29/09/2020 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2- Davacının, "satış tarihinden itibaren faiz" talebinin REDDİNE dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
marka araçta meydana gelen arızanın üretimden kaynaklı olup olmadığının ve üretimden kaynaklı ise ayıp oranında müvekkilin aracında ne kadarlık bir değer kaybı/bedelden indirim yapılması gerektiğinin tespiti ile müvekkilin uğradığı şimdilik 50 TL'lik zararın davalıdan satın alma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber tahsili ile her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....
Buna göre söz konusu bu bedelden de davalı sorumlu olacaktır. Bundan ayrı olarak sözleşmede resmi işlemlerin yani iskan ruhsatının davalı tarafından alınması gerektiğinin taahhüt edilmiş, iskan ruhsatı masrafları rapor ile 965,33 TL olarak belirlendiğinden bu bedelden de davalı sorumlu olacaktır. Dolayısıyla sözleşme kapsamında davalının 13.241,13 TL geç teslimden kaynaklı kira tazminatı, 20.658,25 TL eksik ve ayıplı iş bedeli ile 965,33 TL iskan masrafı olmak üzere toplam 34.864,71 TL zarardan sorumlu olacağı, bu miktarların tazmini yönünden davanın ıslah edildiği, dava dilekçesiyle tespit giderleri de talep edilmiş ise de bu giderlerin yargılama giderleri kapsamında değerlendirileceği dikkate alınarak açılan davanın ıslah talebi dikkate alınarak kabulüne karar vermek gerekmiştir....
Ancak; 1-Kolluk tarafından düzenlenen 28/07/2013 tarihli Olay, Yakalama, Görgü ve Tespit – Teslim Tutanağı'nda suça konu eşyanın kolluğa rıza ile teslim edildiğinin belirtildiğinin anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuğa verilen cezadan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken 168/2. maddesi uyarınca indirim yapılması sonucu suça sürüklenen çocuk hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayini, 2-Mağdurun suçtan kaynaklanan zararının tam olarak tespit edilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nun 145. maddesi uyarınca değer azlığı nedeniyle cezasında indirim yapılıp yapılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmemesi, 3-15/04/2014 tarihli dilekçe ile suça sürüklenen çocuklar hakkındaki şikayetinden vazgeçen mağdurun gerekçeli karar başlığında katılan olarak yazılması, 4-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2020 NUMARASI : 2019/185 ESAS - 2020/166 KARAR DAVA KONUSU : AYIPLI MAL SATIŞI KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; davacının, davalıdan 25/04/2019 tarihinde 103.000,00 TL bedel mukabilinde Mercedes Benz marka araç satın aldığını, sonradan araçta ayıpların bulunduğunu tespit ettiğini, ayıpların davalıya ihbar edildiğini belirterek, sözleşmenin feshine, bu uygun görülmediği takdirde 15.000,00 TL ayıp oranında indirim bedelinin davalıdan tahsiline, bu talebin de uygun görülmemesi halinde aracın ücretsiz onarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesince, " ... davacı vekilinin 29/12/2022 tarihli dava dilekçesinde yat kiralama sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı hizmet iddiasıyla ayıp oranında bedelde indirim, maddi ve manevi tazminat talebi ile açılan davanın kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı, davalı yanın satıcı sağlayıcı konumunda olmakla birlikte davacı yanın tüketici konumunda olmadığı, nitekim kiralama sözleşmesine ilişkin olarak özel bir düzenlemenin bulunduğu, somut olayda yukarıda bahsedildiği üzere taraflar arasındaki uyuşmazlığın kiralama sözleşmesinden doğduğu bu haliyle davaya bakmaya görevli ve yetkili mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır. Davanın HMK'nun 4/1- a maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Davanın görevli mahkemede açılması dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiği..." gerekçeleriyle davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür....
Mahkemenin dayandığı gerekçenin aksine davalının, davacının yaptığı organizasyondaki güvenlik zaafiyeti sonucunda gelinliğin yanmasından kaynaklanan zararı için ayrı bir dava açmasına gerek bulunmayıp, işbu davada incelenmesi gerektiği dikkate alındığında gelinliğin yanması ile ilgili olarak dairemizin yerleşik içtihatlarına göre (Emsal Y. 15....
Davacı, davalı şirketin ithal ettiği aracı satın aldığını, garanti süresi içinde on üç kez farklı nedenle, dört kez aynı nedenle arızalanıp onarım gören araçtaki arıza giderilmediğinden, aracın onarımının olanaksız olduğunu belirterek, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde, ayıp oranında bedelden indirim veya ücretsiz onarım hakkına sahip olmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı yan, davanın zamanaşımına uğradığını, araçta üretimden kaynaklanan bir hata bulunmadığını, sorunun yakıttan kaynaklandığını, aracın davacıya sorunsuz olarak teslim edildiğini, bu nedenle ayıpsız misli ile değişim koşullarının oluşmadığını belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
Buna göre dava konusu taşınmazın tapu kaydında görülen yola terk ile ilgili işlemlerin dayanak belgeleri dosyaya getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi (04.02.2009) itibariyle imar mevzuatı çerçevesinde oluşmuş bir imar parseli olup olmadığı tapu müdürlüğü ve belediye imar müdürlüğünden sorulup belirlenerek, imar parseli ise, somut emsalde imar parseli olduğundan dava konusu taşınmazın somut emsalle yapılan karşılaştırmasından sonra herhangi bir düzenleme ortaklık payı indirimi yapılmaması, imar parseli değil ise; dava konusu taşınmaz için düzenleme ortaklık payına karşılık olarak indirim yapılmadan önce ilgili belediye imar müdürlüğünden bu taşınmazın imar düzenlemesi yapıldığında İmar Kanunu'nun 18/2. maddesi ve ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca imar planı çerçevesinde tabi olacağı kayıp oranı sorulup, bu oranda bedelden indirim yapılması, bunun tespitinin mümkün olmaması halinde ise de %40 oranında indirim yapılması...
Dairemizin önceki kararlarında; fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davalı tarafın kendisini avukatla temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K.). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır....