İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından 27/01/2021 tarihinde sunulan istinaf dilekçesi ile; cevap süresinin uzatılması talepli dilekçeleri hakkında bir karar verilmediğini, sonraki taleplerinin ise gerekçesiz olarak reddedildiğini, savunma haklarının kısıtlandığını, cevap dilekçesinin sunulmasına imkan verilmeden mahkemece görevsizlik kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava; ayıplı araç satışı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlidir. Mahkemece; davalının tüketici konumunda olmadığı, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan bahisle görevsizlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Dava, araçtaki gizli ayıp iddiası nedeniyle, aracın yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebiyle birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili araç satıcısı ve ithalatçısı olan şirketlere karşı açtığı davada, araçtaki gizli ayıp nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde de sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiş, ilave olarak da manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı şirketler vekilleri ise ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleri ile, ayıp iddialarını kabul etmediklerini, talebin zamanaşımına uğradığını, araçtaki ayıp nedeniyle ithalatçı firmadan bedel iadesi talebinde bulunmanın mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
Bu nedenle her üç raporda da keşif ve rapor tarihleri itibariyle aracın değişimini haklı gösteren bir ayıp bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davacının aracın ayıpsız misli ile değişimi ve bedel iadesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olup bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekir. Kabule göre de, davacı dava dilekçesinde öncelikle bedel iadesi, aksi halde aracın ayıpsız misli ile değişimi talebinde bulunmuş olup daha sonra sunduğu dilekçesinde ise öncelikli talebini değiştirerek bu kez aracın ayıpsız misli ile değişimi mümkün olmaması halinde bedel iadesi talebinde bulunduğu belirtmiş olup dava dilekçesinde ilk olarak talep ettiği bedel iadesi talebinde feragat etmiştir....
40.000,00 TL olduğunu, aracın tasfiye edildiği ve tasfiye bedelinin iade edilmediği ancak iadesinin mümkün olduğunun tespit edilmesi nedeniyle sadece el konulan aracın el koyma tarihindeki piyasadaki rayiç bedel farkının davacıya tazminat olarak ödenmesi gerektiği, davacının bedel iadesi için idareye talepte bulunulması durumunda yasal faizi ile birlikte elkonma tarihinden itibaren bedel iadesi yapılacağı anlaşılmakla; bilirkişi raporunda belirtilen 40.000,00 TL ile aracın satış bedeli arasındaki fark hesaplanmakla; 4.469,05 TL'nin (40.000,00-35.530,95=4.469,05) verilmesi gerektiğine, davacının dava dilekçesinde aracı kullanamamaktan kaynaklı kazanç kaybını talep etmiş ise de, aracın el koyma tarihindeki piyasadaki rayiç bedelinin faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin kabul edildiğinden davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenerek, manevi tazminat talebinin reddine, 4.469,05 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden faizi ile birlikte davalıdan...
Mahkemece, bozma üzerine, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 3.435,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 19/09/2011 tarihinden bakiyesinin de ıslah tarihi olan 31/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, mahkememizin 23/12/2014 tarih ve 2011/367 esas 2014/697 karar sayılı kararının maddi tazminat talebi dışındaki hususları yönünden kesinleşmiş olduğundan bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalıdan aldığı fırının ayıplı olduğunu belirterek sözleşmenin iptali ile verilen bedellerin iadesi ve tazminat talebi ile eldeki davayı açmıştır....
ve manevi tazminat taleplerinin reddi..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür....
Mahkemece kaldırma kararımızdan sonra hiç bir araştırma yapılmaksızın hak düşürücü süre nedeniyle davacının hem tapu iptali tescil ve hem de bedel iadesi davasının reddine karar verilmişse de; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünün yalnızca tapu iptal tescil talebi yönünden uygulanabilecektir. Bedel İadesi talebinin TBK'nun 77 ve ardından gelen maddeler uyarınca Sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmekte olup Hak düşürücü sürenin bedel iadesi talebi yönünden uygulanma olanağı bulunmadığı halde mahkemece bedel iadesi talebinin de hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Davacı asile mahkememiz ---tarihli ön inceleme duruşmasında, maddi tazminat talebi yönünden talebini açıklaması ve bir bedel belirlenerek bu bedel üzerinden eksik harcı tamamlaması için iki hafta kesin süre verilmesine aksi halde maddi tazminat yönünden davanın açılmamış sayılacağının ihtarına, şeklinde karar verilmiştir. Mahkememiz---- tarihli duruşmada davacı asil, Maddi tazminat yönünden şimdilik ----bedel tayin ettiğini, fakat harcı yatırmadığını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, işlettiği internet kafesinde kullanılmak üzere davalıdan satın aldığı hard diskin ayıplı çıktığını ileri sürerek bedelinin iadesine ve maddi zararının tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece miktar itibariyle bedel iadesi talebinin tüketici hakem heyetinde görülmesi gerektiği, maddi tazminat istemi yönünden de iddia olunan zararın 4077 sayılı kanun çerçevesinde davalının sorumluluğunu gerektiren düzenleme kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, ayıp iddiasına dayalı bedel iadesi ve maddi tazminat istemine ilişkindir....
Davacı vekilinin talebi mahkememizce net ve açık bulunmadığından talebini açıklaması istenmiş, davacı vekili 09/03/2021 tarihli beyan dilekçesi ile taleplerinin gemi satım sözleşmesi ve gemi kiralama sözleşmesine istinaden yapılmış olan ödemeler nedeni ile tazminat davası olduğunu, gemide kalan eşyalar nedeniyle tazminat taleplerinin olmadığını, dosyaya sunulan sözleşmeler gereğince gemi satım sözleşmesi ve gemi kiralama sözleşmesinin haksız yere feshi sebebiyle tazminat davası olduğunu söylemiştir. CEVAP: Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; gemi kiralama sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. Dava ve iddiaları reddetmiş sayıldığından tarafların aralarında uzlaştıkları bir husus bulunmamaktadır....