İnşaata, 743 sayılı TKM'nin yürürlükte olduğu mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde başlanıp-bitirilmesi durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı TMK'nun yürürlükte olduğu edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinde sonraki dönemde başlanıp-bitirilmesinde ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, katılma alacağı istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; anlaşmalı boşanma dava dosyasındaki protokoldeki düzenlemeye, duruşmadaki taraf beyanlarına ve boşanma kararına göre tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı hakları istemelerinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 188 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 2 nci ve 6 ncı, 179 uncu, 202 nci, 219 uncu, 220 nci, 222 nci, 225 inci, 231 inci, 236 ncı maddesinin birinci fıkrası. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
-Davacı vekilinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince; Eşler, ........1975 tarihinde evlenmiş, ....07.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa mad...., TMK mad. 202/...). Tasfiyeye konu 33 ada 29 parseldeki ... nolu bağımsız bölüm, ....01.1991 tarihinde ....kişiden satın alınarak davacı eş adına tescil edilmiş, daha sonra eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 04.....2005 tarihinde davalı eşe satılarak tapuda davalı eş adına devredilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Değer Artış Payı ve Katılma Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 26.01.2017 gün ve 2015/16377 Esas, 2017/697 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacının, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olarak açılan davasının yapılan yargılaması sonunda, Mahkemece alacak talebinin kabulüne dair karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, karar Daire'nin 26.01.2017 tarih, 2015/16377 Esas, 2017/697 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi talep edilmiştir....
Yine, Dairenin kararlarında açıklandığı üzere, edinilmiş mallara katılma rejiminin devam ettiği sırada eşlerden biri adına edilen edinilmiş malda diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunmaktadır. Artık değere katılma alacağı eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan değerin (TMK m. 231) yarısı üzerinde diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı yasadan kaynaklanan bir hak olduğundan talepte bulunan eşin gelirinin olması veya söz konusu malvarlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunması gerekmemektedir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre 5 numaralı daireye yönelik dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad. 229) ve denkleştirmeden (TMK mad. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad. 236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....
Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince(6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir....
Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle, tasfiyeye konu malın ortaklaşa birikim ile alındığı, kadının hem maddî hem de manevî katkısının olduğu, kadının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, katkının ispatı noktasında toplanmaktadır. 2....
in 10.07.2008 tarihinde öldüğünü, evlilik birliği içerisinde sahip olunan taşınmaz, banka hesapları ile 3. kişilerde bulunan alacakları üzerinde mal rejiminin tasfiyesi hükümleri uyarınca 1/2 oranında tasfiye alacağı bulunduğunu, davalıların müteveffanın gerçek anne ve babası olmadığını ileri sürerek, tasfiye alacağı belirlenerek davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın yersiz açıldığını, müteveffanın borç almak suretiyle taşınmazı edindiğini, açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalılar vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava; ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır....
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının boşanmaya ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini, davacı boşanma davası ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi davası ikame ederek katılma alacağı ve değer artış payı alacağı talep etmiş ise de boşanma davasının sonucunun mal rejiminin tasfiyesi davasının sonucunu etkileyeceğinden, boşanma kararı kesinleşmeden mal rejimi davasında karar verilemeyeceğinden, bu nedenle her iki davanın birlikte görülmesi imkanı bulunmadığından mal rejiminin tasfiyesi davasının tefrikini talep ettiklerini, davacının mal rejiminin tasfiyesi davası için iddiaları somutlaştırma yükümlülüğüne uymadığını, Yargıtay'ın yerleşik kararları gereği davacının her bir mal varlığından ne talep edildiğini açıklaması gerekmekte olup mahkemece verilen bu ara karara ve süreye riayet etmeyen davacının davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacının hangi mal varlığından ne talep ettiği hususunun açık olmaması bir yana, talep ettiği katılma...