"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı Uyuşmazlık, Boşanma davasından ayrı açılan mal rejiminin tasfiyesi istemidir. Davacı evlillik sırasında alınan bir takım mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiye edilerek dilekçesinde belirtilen ve evlilikten sonra alınan malların değerinin ½ sinin tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliği gereği inceleme göre Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Ancak, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince uyuşmazlığın “boşanma davasından sonra karı koca arasında eşya davası sonucunda verilen karara ilişkin” olduğu kabul edilerek Dairemizin görevli olduğuna karar verilmiş olduğundan, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 04.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir.(TMK m.180, 206, 208, 225) Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu olması için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Ön koşul gerçekleşmeden mal rejimine ilişkin davaların görülmesi ve sonuçlandırılması mümkün değildir. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK m.30) bekletici mesele yapılmalıdır....
Mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 30.01.2015 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesi getirilmemiştir. Bu gibi durumlarda TMK’nun 5 yollamasıyla 6098 sayılı TBK uygulanmalıdır. Zira; TBK'nun 646.maddesine göre Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. Buna göre, TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi mal rejiminin tasfiyesi davalarında da uygulanmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 E. 2013/520 K. sayılı kararı) ve dairemizin uygulaması da bu yöndedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak isteğine ilişkin asıl ve karşı davanın reddine dair ...19.10.2012 gün ve 845/1170 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı-karşı davalı ... vekili tarafından mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak ve ziynet eşyası bedeli davalı-karşı davacı ... vekili tarafından katkı payı alacağı isteğine ilişkin olarak açılan davaların yapılan yargılaması sonunda, asıl ve karşı davaların reddine karar verilmiştir. Hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
Mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 14.12.2011 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesi getirilmemiştir. Bu gibi durumlarda TMK’nun 5.maddesi yollamasıyla 6098 sayılı TBK uygulanmalıdır. Zira TBK'nun 646.maddesine göre Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir.Buna göre, TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi mal rejiminin tasfiyesi davalarında da uygulanmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 E. 2013/520 .... sayılı kararı) ve dairemizin uygulaması da bu yöndedir....
Davacının ikinci talebi ise mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir. Mahkemece davacının mal rejimi talebine ilişkin tarafların delilleri toplanmadan, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de doğru görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. Mahkemece yapılacak iş; davacının tapu iptali ve tescil talebinin dosyadan tefriki ile bu talep konusunda görevsizlik kararı vermek, mal rejiminin tasfiyesi talebinin ise tarafların gösterdikleri deliller toplanarak hasıl olacak sonuca göre karar vermekten ibaret olmalıdır....
Bu talep mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir. Davalı-davacı kadının mal rejiminin tasfiyesi hakkında boşanma hükmünün kesinleşmesi halinde görülebilir hale geleceği de gözetilerek, bu davadan tefrikine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yasal dayanağı görülmemekle reddine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.11.2015 (Pzt.)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Ölüme Bağlı Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava , ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre bir kısım davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Bir kısım davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda, davacı sağ eş de dahil davanın tarafları, ortak miras bırakan Hüseyin’in mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar....
Mal rejimi ölüm tarihi itibarıyla sona ermiştir (TMK'nun m. 225/1). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM'nun m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasanın m. 10, TMK'nun m. 202/1). Aile konutu, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 17.10.2002 tarihinde satın alınarak, ölen eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK'nun m. 179)....
Dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi davasında taraflar arasında imzalanan protokole aykırılık nedeniyle davacı tarafından başlatılan icra takibine, davalı tarafından yapılan itirazın iptali davasıdır....