"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ve Katılma Alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davasının kabulüne dair ..... Aile Mahkemesi'nden verilen 06.01.2015 gün ve 307/... sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, boşanma davası ile birlikte açılıp tefrik edilen davada, dava dilekçesinde belirtilen malvarlıklarının %50'sinin davacıya verilmesini, mümkün olmaması halinde mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile, 433.843,854-TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur....
Dava dilekçesinde yer alan "...Davalı ile davacı arasındaki evlilik süresince devam eden mal rejiminin tasfiye edilerek...", davalı vekilinin ıslaha cevap dilekçesindeki "...Davacı yargılama aşamasında taşınmazın alımına yaptığı katkıyı ispatlayamadığı gibi katılım alacağı olarak alacağı miktar 55.000 TL'yi geçemez..." şeklindeki açıklamalar ile dosya kapsamı ve dava konusu taşınmazın 26.07.1995 tarihinde kooperatife yapılan ödemelerle başlayan ve 30.05.2008 de sona eren ödemeler sonunda 02.03.2010 tarihinde ferdileşme ile davalı adına tapuya tescil edilmiş olması karşısında, davacının talebinin mal rejiminin tasfiyesinden doğacak alacağa ilişkin ve bu kapsamda edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi sonucu oluşacak artık değerden katılma alacağı (TMK. m. 231 vd) olduğu kabul edilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ...... ile.... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ...... Aile Mahkemesi'nden verilen 13.11.2013 gün ve 349/1308 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taşınmaza ilişkin olarak alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, katkısı ispat edilemediğinden davanın reddine, karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Katılma alacağı talebine konu ev ise 24/12/2013 tarihinde alınmıştır. Eşler arasında sözleşme ile seçimlik bir mal rejiminin kararlaştırıldığına dair herhangi bir beyan da bulunmadığından malın edinilme tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanmakta olduğu anlaşılmaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri ve edinilmiş mal niteliği taşıyan malvarlığı değerleri üzerinde diğer eşin de hakkının bulunduğu kabul edilmekte olup, diğer eş bu malvarlığı değeri üzerinde katılma alacağı talep edebilir. Katılma alacağı doğrudan kanundan kaynaklanan bir hak olup; bu alacağın doğumunda talep eden eşin söz konusu malın edinilmesine bir katkıda bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dolayısıyla talep eden eşin gelirinin bulunmaması da katılma alacağı hakkının doğmasına engel değildir. Yasal mal rejiminde sahip olduğu malın kişisel mal olduğunu ileri süren eş bu durumu ispatla yükümlüdür....
Öte yandan; tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Somut olaya gelince; Taraflar 26/09/2008 tarihinde evlenmiş, açılan boşanma davası sonucunda kararın kesinleşmesi ile tarafların 24/09/2020 tarihinde boşandıklarının nüfus kayıtlarına işlendiği görülmektedir....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçirlidir (4722 sayılı yasanın m.10, TMK m. 202). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179).Tasfiyeye konu Diyarbakır İli, Kayapınar İlçesi, Kayapınar Mah. 226 Ada, 9 Parselde kayıtlı C Blok 18 BB nolu taşınmazın davalı adına evlilikten önce 11/02/2011 tarihinde satış suretiyle tescil edildiği, mal rejiminin sona erme tarihi 14/01/2013 tarihinden sonra 10/01/2014 tarihinde 3.kişiye devredildiği, TMK 235.maddesi gereğince ancak katılma rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olan malların tasfiyeye tabi olduğu, dava konusu meskenin mal rejiminin sona erdiği 14/01/2013 tarihinde de davalı adına kayıtlı olması nedeniyle tasfiyeye tabi olduğu anlaşılmıştır....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu ... parsel 3 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesi, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 09.12.2010 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....
Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı,değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nin 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda, davacı vekil tarafından yürütülen katılma alacağı davası henüz boşanma davası sonuçlanmadan, boşanma davası ile birlikte açılmış ve boşanma dosyasından tefrik edilmiştir....
HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince,"eşler arasında devam eden katılma alacağına ilişkin davanın sonuçlanması ve davalı eş adına kayıtlı mal varlığı bulunmaması veya bulunan mal varlığının tasfiye borcunu karşılamaya yetmemesi halinde katılma alacağı davasında ihbar edilen 3. Kişilerin borçtan sorumlu olması gerekeceği, işler arasındaki katılma alacağı davasının Uşak Aile Mahkemesinde devam ettiği, katılma alacağına yönelik davalarda katılma alacağı talep eden eşin davacı, talep edilen eşin ise davalı olması gerektiği, 3. Kişilerin yasal koşullar oluşmadan borçtan sorumlu olmayacağı bu nedenle açılan davada hukuki yarar olmadığı" gerekçesiyle davanın hukuki yararı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır....