WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle alacak, katkı payı alacağı ..... ile ..... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle alacak, katkı payı alacağı davasının kısmen karar verilmesine yer olmadığına ve kısmen kabulüne dair ..... Aile Mahkemesinden verilen 14.01.2014 gün ve 44/21 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.03.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ..... bizzat ve karşı taraftan davalı vekili Av. ..... .... geldiler....

    "İçtihat Metni"Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı, katılma alacağı .... ile.... aralarındaki katkı payı alacağı, katılma alacağı davasının kısmen kabulüne dair Aile Mahkemesi'nden verilen 08.10.2012 gün ve 929/825 sayılı Hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı-karşı davalı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile dava dilekçesinde ileri sürdüğü ev ve eşyalarla ilgili olarak alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, karşı dava konusu edilenler yönünden davalı-karşı davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

      İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Eşler, 08.10.1992 tarihinde evlenmiş, 04.10.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 687 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile 688 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ifraz öncesi geldisi olan 465 parsel sayılı taşınmaz, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 22.07.1997 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiş olup üzerinde “.........

        Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle davacı dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde; muris adına İşbankası'nda bulunan 72.763,99 TL'nin mirasçılar olan taraflarca miras payları oranında 27.10.2011 tarihinde bankadan çekilmiş olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkemece; bu değer üzerinden katılma alacağı hesabı yapılması gerekirken; bilirkişi raporu aldırılarak söz konusu para yönünden güncel faiz değerinin hesaplattırılıp, hesaplanan faizin katılma alacağının hesabına dahil edilmesi hatalı olmuştur....

          in 10.07.2008 tarihinde öldüğünü, evlilik birliği içerisinde sahip olunan taşınmaz, banka hesapları ile 3. kişilerde bulunan alacakları üzerinde mal rejiminin tasfiyesi hükümleri uyarınca 1/2 oranında tasfiye alacağı bulunduğunu, davalıların müteveffanın gerçek anne ve babası olmadığını ileri sürerek, tasfiye alacağı belirlenerek davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın yersiz açıldığını, müteveffanın borç almak suretiyle taşınmazı edindiğini, açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalılar vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava; ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ: Mal rejimi tasfiyesi ... ile ... ve ... aralarındaki mal rejimi tasfiyesi davasının kabulüne dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.09.2012 gün ve 311/391 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... kayyumu tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu taşınmazın 25.05.2005 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğine, davacı eş ...’ın TMK’nun 231 ve 236/1. maddeleri gereğince bu taşınmaz üzerinde yarı oranında artık değer bakımından katılma alacağına sahip olduğuna, katılma alacağı terekenin öncelikli borçlarından olup, ödenmesi gerektiği halde, davacının miras payı da gözetilerek ve aynı zamanda davacı ...'...

              İddianın ileri sürülüş şekline göre asıl davada araca yönelik dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

                Bu tarihte de mal rejimi sona ermiştir (TMK'nın 225/1. madde). Eşlerin birlikte ölümüyle katılma rejiminin sona ermesi halinde hangisinin diğerinden önce veya sonra öldüğü belirlenemiyorsa, bunların aynı anda ölmüş oldukları karinesi geçerli olacaktır. Ölümle miras edinme ehliyeti ve kişilik son bulduğundan birinin ölümü anında, diğer eş sağ olmadığı için eşler birbirinin mirasçısı veya vasiyet alacaklısı olamayacaktır. Buna karşın eşlerin katılma alacakları miras haklarından ayrı olduğundan katılma rejimi birlikte ölüm karinesi gereğince eşlerin ölümü anında sona erecek, ancak ölümle sona eren katılma rejiminin tasfiyesi sonunda katılma alacağı veya alacakları doğarsa, bu alacak hakları eşlerin kanuni mirasçılarına intikal edecektir....

                  Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur....

                    Taraflar arasında uygulanacak mal rejiminin niteliği konusunda Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Çekişme; evlilik birliğinin boşanmayla sonuçlanması halinde, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallar için, katılma alacağı hakkında uygulanacak zamanaşımı süresine ilişkindir. Bilindiği üzere, 01.01.2002 tarihinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) yürürlüğü girmiş ve "edinilmiş mallara katılma" rejimi yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Anılan mal rejiminde, eşler arasındaki dayanışmanın bir gereği olarak, evlilik birliği içinde edinmiş mallar üzerinde diğer eşe bir alacak hakkı tanınmıştır. Öğretide “katılma alacağı” olarak adlandırılan bu alacak "edinilmiş mallara katılma" rejimine ilişkin bir kavram olup, TMK’nın 231 vd. maddelerinde düzenlenmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu