Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tefrik olunan dosyaya sunulan cevap ve karşı dava dilekçesinde kadın vekilinin ziynet eşyası talebinde bulunduğu, yargıalamada davalı erkeğin ziynet eşyasının miktarına bir itirazda bulunmadığı, 28/10/2020 tarihli duruşmadaki beyanında dava konusu ziynet eşyasının varlığını kabul ettiği ve bunları birlikte bozdurduklarını, daha sonra eşine iade etmediğini beyan ettiği, davacının ziynetlerin varlığını ve davalı tarafından bozdurulduğunu kanıtladığı, davalının ise ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kendisine verildiğini iddia etmediği gibi, bu hususta bir delilin de bulunmadığı, istinaf dilekçesinde ziynet eşyalarının satışından elde edilen paranın ortak ihtiyaçlar için harcandığı belirtilmiş ise de, kadının iade edilmemek üzere ziynet eşyasını verdiği iddia edilmediğine göre, ortak ihtiyaçlar için harcansa dahi ziynetlerin yahut bedelinin iadesi istenebilecektir....

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı erkek tarafından, her üç dava yönünde temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadının ziynet eşyası davası kısmen kabul edildiği halde kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacı erkek lehine reddedilen ziynet eşyası bedeli üzerinden vekalet ücreti takdir edilmemesi ve ziynet eşyası davasına yönelik yapılan yargılama giderlerinin tamamen davalı-davacıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ "...Davacı dava dilekçesinde çeyiz eşyaları, ziynet alacağı ve diğer zararlar için diye belirterek 30.000,00 TL maddi tazminat talep etmiştir. Davacıya 02/10/2017 tarihli celsede maddi tazminata yönelik talep sonucunu kalemler halinde açıklaması için süre verilmiş, davacı vekili 16/10/2017 tarihli dilekçesi ile talebini açıklamıştır. Davacının ziynet eşyası ve çeyiz eşyası alacağına ilişkin talebi boşanmanın eki niteliğinde değildir. Ziynet eşyası alacağı ve çeyiz eşya alacağı talebi ayrıca harca tabidir. Davacının harcı yatırılan usulüne uygun müstakil bir dava ve karşı davasının bulunmadığı" gerekçesiyle davacının maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; ziynet eşyaları hakkında hüküm kurulmadığını, davanın adli yardımlı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir....

    Ziynet eşyalarının düğün töreni sırasında bir torbaya konulduğu, düğünden sonra kiralık ev bakmaya başka bir şehre gitmeleri nedeni ile davalının ailesine bu ziynetlerin geçici olarak teslim edildiği, akabinde davalının evlilik birliği içerisinde kendisine ziynetleri teslim etmediği ve planlı olarak ziynet eşyalarını almadan davalı eşi tarafından ... evine bırakılıp sonrasında fiili ayrılığın başladığı iddia edildiğine ve davalı tarafça bu ziynetlerin rızası hilafına anne ve babasına teslim edildiği ve halen rızası hilafına anne ve babası tarafından davacı kadına iade edilmediğine ilişkin bir savunma da bulunmadığına göre, tarafların evlilik akdi ile birlikte yaşadığı 5 yıllık süre zarfında mülkiyet hakkı davacı kadında olan ziynetleri, geçici olarak teslim edilen kendi anne ve babasından alıp davacı kadına iade etmeyen davalı erkeğin, münhasıran düğün töreninden sonra ziynetlerin geçici süreliğine davalının anne ve babasına teslim edildiği gerekçesi ile davada husumeti bulunmadığı...

      O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 51) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 4- Davacı-karşı davalı kadın, düğünde takılan ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra düğün borçları sebep gösterilerek eşinin babası tarafından kendisinden alındığını ve iade edilmediğini ileri sürmüş, davalı-karşı davacı erkek kadının ileri sürdüğü kadar ziynet eşyası bulunmadığını ve ziynetlerin kadının kendisinde olduğunu savunmuş, mahkemece kadının ziynet eşyası alacağı davası; "Kadının bir kısım ziynet eşyasının kayın pederi tarafından evliliğin ilk senesinde alındığının sabit olduğu ancak ziynet eşyasının alınmasının üzerinden geçen 20 yılda iade edilmemesinin hayatının olağan akışına aykırı olduğu ayrıca kayınpeder tarafından taraflara...

        Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının düğünde takılan ziynet eşyalarını kendi şahsi borçlarını kapatmak için kullandığını, iade gerektiğini, ziynet eşyalarını 100 gram bilezik 19.000,00 TL, 1 kolye 1.500,00 TL, söz ve nişan yüzükleri 1.000,00 TL, düğün takıları 20.000,00 TL olduğunu belirterek ziynet eşyası iadesi davasının da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından, kusur belirlemesi, tazminat, nafakalar ziynet eşyası alacağı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın, dava dilekçesinde, ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından davalının borçları için bozdurulduğunu iddia etmiş, davalı ise cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının bir kısmının, davacı kadının kişisel aracının taksitlerini ödemek için kullanıldığını,bir kısmının ise davacı tarafından yanında götürüldüğünü savunmuştur....

          bulunmadığından, davacı-karşı davalı kadının ziynet eşyasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ziynet eşyası davasına ilişkin kararının kaldırılmasına ve ziynet eşyası davasının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....

          Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....

          DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet ve Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile kadının ziynet ve çeyiz alacağı davaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davalarına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44, maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde I uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunumun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve İlan edilecek yeniden değerleme...

            UYAP Entegrasyonu